CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Parti Meclisi (PM) öncesinde gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Türkiye'nin en temel sorunlarından birisinin işsizlik, diğerinin de terör olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Şehit cenazelerinin yoğunlaştığı dönemde terör ön sırada, şehit cenazelerinin yoğunlaşmadığı dönemde işsizlik ön sırada" dedi.
Ekonominin tamamıyla sıcak paranın elinde olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Hükümet, işsizlik sorunu gibi can yakan, toplumsal dokumuzu bozan, her aile sorun olan bir alanı yeteri kadar çözümlemiş değil" diye konuştu.

Terör sorununun 35 yıldır çözülemediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu sorunun çözülememesinin bir sorunu var, o da siyaset kurumu" diyerek, herkesin çok şey söylediğini fakat bir araya gelerek konuşulmadığını, çözüm aranmadığını belirtti. CHP olarak, "Sağlıklı, tutarlı bir yol haritası ortaya koymaya çalıştık" diyen Kılıçdaroğlu, "Terör konusunda da bir araya gelelim. Ne eksiğimiz var bizim? Niçin bir araya gelmiyoruz? Bir araya gelelim, oturalım konuşalım" şeklinde konuştu.

Kendilerinin bu konuda bir dayatma içerisinde olmadıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Neden öneri getirmedik? Bizim önerilerimiz yok muydu? Elbette ki var bizim önerilerimiz. Bizim önerilerimizi baştan söylesek pek çok tepkiye yol açabilirdi. Pek çok çevre 'bu öneriler doğru değil' diyebilirdi. 30-35 yıldır çözülmeyen bir sorun varsa, bu sorunu çözmek için yol haritasını birilerinin belirlemesi lazım. Belirlediğimiz için de memnununuz" şeklinde konuştu.

Bazı siyasi partilerin isimlere takılıp kaldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "İsimler şart değil arkadaşlar. İsmi siz koyun, biz kabul ederiz. Ne isim uygun görüyorsanız onu söyleyin ne fark eder. Artık kafalarımızdaki dar kalıpları yıkmalıyız. İnsan merkezli bakmalıyız sorunları çözmeye. İnsan merkezli bakarsak sorunları çözeriz" dedi.

Kendilerinin bu konuda yol haritası belirlemelerinin nedenini şehit annelerine verdikleri söz dolayısıyla olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bütün şehit ailelerinin ortak bir cümlesi var. O da şu; 'inşallah bu son olur. Benim oğlum öldü, başkasının oğlu ölmesin. Bu kadar insani bir duyguyu görmemezlikten gelmek olmaz" şeklinde konuştu.

"BU SORUN TEK BİR PARTİNİN ÇÖZEBİLECEĞİ SORUN OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR"

Kılıçdaroğlu, parlamentoda bir Toplumsal Mutabakat Komisyonu kurulmasının gerekçesini de açıkladı. Kılıçdaroğlu, "Çünkü bu sorun bir siyasi partinin tek başına çözebileceği bir sorun olmaktan çıkmıştır. Bu sorun ülkenin ortak sorunu olmuştur. Şehit olanların partilerine bakmıyoruz biz. Her partiden, her düşünceden kardeşlerimiz şehit oluyor. Bu ülkenin ortak sorununa çözüm üretmek zorundayız" diye konuştu.

"Bir araya geleceğiz. Niye gelmiyoruz? Terör bizim artık ulusal bir sorunumuzdur. Parlamentoyu onun için adres gösterdik" diyen Kılıçdaroğlu, isimler noktasında ise şunları söyledi:
"'Efendim, buna şu ismi verirseniz olmaz.' Değiştirelim ismi. Hangi ismi istiyorsanız o ismi koyalım. 'Efendim akil adamlar bilmem kimin sözüymüş.' Akil adamlar, bir uluslararası sözdür. Bir uluslararası çalışmadır. Uluslararası sözleşmelerde yer alır. Ha diyorsanız ki, 'Akil adamlar olmasın. Bu bilmem APO söyledi de onun için siz bunu yapıyorsunuz.' Akil adamları kaldırırız, Kanaat Önderleri Komisyonu deriz. Beğenmiyorsanız, Ak Saçlılar Komisyonu diyebiliriz, beğenmiyorsanız Düşünen Adamlar Komisyonu diyebiliriz. Neyi istiyorsanız, onu deriz. Amaç isimde değil, amaç bu sorunu çözmekte. İyi niyetle bir araya gelelim.

'Efendim Kürt Meselesi demeyin.' Olur. Terör meselesi deriz. 'Efendim terör meselesi demeyin. Can yakıcı mesele... Hayhay, can yakıcı mesele deriz. Sorun isimlerde değil, sorun bir araya gelmekte. İyi niyetle bir araya gelelim. Bizim ifadelerimiz rahatsız edebilir. Yanlış da bulunabilir. Biz ifadelerimizi değişmez hükümler olarak hiçbir zaman söylemedik. Değiştirmek mi istiyorsunuz, hay hay değiştirelim."

“ANAYASA İÇİN NASIL BİR ARAYA GELİYORSAK, YİNE GELELİM

Kılıçdaroğlu, "Nasıl anayasa için bir araya geliyorsak, bu sorunun çözümü için de bir araya gelelim" derken, diğer muhalefet partilerine de çağrıda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Sorunu çözmek istiyoruz. Onun için yol haritamız var. Çağrımızı hala bütün siyasi partilere yapıyoruz. MHP'ye de yapıyoruz BDP'ye de yapıyoruz. Parlamento dışındaki partilere de yapıyoruz. Onların da görüşleri alınmalı. Çünkü biz bu ülkede bir milli mutabakat oluşturmak istiyoruz" diye konuştu.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANININ AÇIKLAMALARI

Kılıçdaroğlu, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in kürtaj tartışmalarıyla ilgili açıklamalarını da değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, "Diyanet İşleri Başkanı günlük siyasi tartışmaların içine girecek kişi değildir" diyerek, "Günlük sıcak polemiklerin içine Diyanet İşleri Başkanı girdiği zaman bir din adamı dini siyasallaştırmış olur. Ve bizim siyaset kültürümüze ihanet etmiş olur. Bizim siyaset kültürümüzde din her zaman saygın bir alandır, Allah'la kul arasındaki bir alandır. O alana hiç kimse giremez" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Başbakan söyledi, ben de onun söylediğini onaylayayım diye yola çıktığınız zaman bu olmaz. Herkes Anayasa'daki yerini çok iyi bilecek. Bunu söyleme hakkını kendimde görüyorum. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kuran parti CHP'dir. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kurduk, halkın dini yönden aydınlanması için. Siyasetin günlük sıcak tartışmaları içinde yer alsın diye değil. O nedenle sayın Diyanet İşleri Başkanını uyarma görevini hissediyorum ve görüyorum" dedi.

Kılıçdaroğlu ayrıca, Diyanet İşleri Başkanı'nın Anayasa'daki metni çok iyi okuması gerektiğini söyleyerek, "Diyanet İşleri Başkanı'na sıcak siyaset yakışmaz" dedi.

ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER

Kılıçdaroğlu hükümetin Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırmaya yönelik açıklamalarını da değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini en baştan beri söyleyen partinin kendileri olduğunu söyleyerek, "Bu mahkemelerin adalet dağıtmadığını söyleyen biziz" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın MİT Müsteşarı'nın ifadesi alınmak istenmesinden sonra "Beni de aştı bu özel yetkili mahkemeler" dediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "E sayın Başbakan biz sana defalarca ama defalarca söyledik. Bu mahkemeler normal mahkeme değildir, bu mahkemeler adalet dağıtmıyor. Bu mahkemeler ne kadar çok adam tutuklarsam, o kadar çok saygınlığım olur, o kadar çok itibarım olur gibi düşünen mahkemelerdir" dedi.

"Orada giyilen cübbeler adaletin cübbesi değil. Orada dağıtılan adalet adalet değildir" diyen CHP lideri, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:

"'Efendim nasıl olurmuş da çağırılırmış MİT Müsteşarı?' İyi de bu ülkenin Genelkurmay Başkanı, devletin bütün sırlarına vakıf bir Genelkurmay Başkanı, sizin atadığınız bir Genelkurmay Başkanı, terörle mücadele eden bir Genelkurmay Başkanı, terörist diye tutuklandı gıkın çıkmadı. Kusura bakma ama gıkın çıkmadı. MİT Müsteşarı davet edildi, kıyamet koptu. Ve uyandın. Yeni mi uyandın Sayın Başbakan? Binlerce kişi yatıyor hapislerde, ifadesi alınmadan yatıyor, ne olduğunu bilmeden yatıyor. Biz oraya boşuna mı Silivri Toplama Kampı dedik. Geç de uyansak, onu da bir kazanım olarak görüyoruz. Şimdi çalışma yapıyorlarmış. Özel yetkili mahkeme kavramı demokrasilerde olmaz arkadaş."

Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda ise Başbakan'ın özel yetkili mahkemeleri tümüyle lağvetmesi gerektiğini söyledi.