CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terör sorununun çözümüyle ilgili yol haritası önerilerine ilişkin, ''(Gelin konuşalım) demek suç mudur? Ne zamandan beri konuşmak, suç olmaya başladı. Davete icabet etmek lazım'' dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen hafta Türkiye'nin temel sorununu çözmek için bir yol haritası önerdiklerini anımsatarak, bunun kamuoyunda düşündüklerinden büyük etki yarattığını söyledi.

Ülkede tüm şehit ailelerinin ortak temennisinin ''inşallah bu son olur, başkasının çocuğu ölmez'' olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Bu son olsun diyoruz. Bir yol haritası önerdik. Bu, Türkiye'nin temel sorunuysa, bu temel sorunu çözmek için bir araya gelelim, çözelim, bunu söylüyoruz'' şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, siyaset kurumunun çözüm üretmek zorunda olduğunu belirterek, ''lafla peynir gemisinin yürümediğini'' söyledi ve oturup bir arada çözüm üretmek gerektiğini vurguladı.

-''Testi kırılmadan yol göstermek istiyoruz''-

Kemal Kılıçdaroğlu, 30 yıldır süren bu sorunun, hiçbir zaman etnik çatışmaya yol açmadığına dikkati çekerek, bu ülkenin insanlarının sağduyulu, erdemli olduğunu, çatışmak istemediğini, bir arada barış ve huzur içinde yaşamayı arzu ettiğini anlattı.

Barışa ve huzura katkı sağlamak istediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, siyasetçinin görevinin toplumu ayrıştırmak değil, müşterek alanları genişletmek, bir arada, huzur içinde, özgürce yaşamayı sağlamak olduğunu kaydetti.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu açıdan bakıldığında CHP, tarihi misyonunun gereği de Türkiye'nin temel sorunları konusunda çözüm üreten bir partidir. Her zaman, her yerde bir sorun varsa, sorun kronikleşmişse soruna en sağlıklı yol haritalarını, çözümü üreten parti CHP olmuştur.

Çünkü biz Mustafa Kemal'in şu sözünü hiç unutmadık; Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. İşte bunun mücadelesini vereceğiz, soruna teslim olmak değil, sorunu teslim almak zorundayız. Soruna teslim olursanız, başka mahfillerde sorunlar çözülür, başka yerlerde sorunlar tartışılır, başka yerlerde çözümler aranır. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar olmasını,özgür olmasını istiyoruz, demokrat olmasını istiyoruz, umut vadetmesini istiyoruz. Dünyaya egemenliği, özgürlüğü yaymasını istiyoruz. Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur, biz testi kırılmadan önce yol göstermek istiyoruz. Gelin diyoruz bir araya.

Bizim isteğimiz ne? Bizim isteğimiz gelin bir araya konuşalım. Söylediğimiz cümle budur. Bir araya geleceğiz konuşacağız, toplumu bölmeyeceğiz, ayrıştırmayacağız ve bir şeyi hafızalardan silmeyeceğiz; Uludere'de 34 yurttaşımız öldürüldü, iki AKP yetkilisi kalktı, taban tabana zıt açıklama yaptı. Ciddi bir kırılmadır o. Sayın Başbakana çağrıda bulunuyorum; kimden yanasın sen. Taban tabana zıt olan iki söylem var. Sen başbakan olarak hangi söylemden yanasın? Bunun yanıtını almış değiliz. Bunun yanıtını sadece ben değil, bu ülkenin yurtseverleri, aydınları tamamı sormak zorundadır, herkes sormak zorundadır.''

-''Davete icabet etmek lazım''-

Konuşmanın, tartışmanın, çözüm üretmenin demokrasilerde ''olmazsa olmaz'' kurallar olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, sorun varsa oturup konuşmak, çözüm konusunda kafa yormuş kişilere danışmak gerektiğini ifade etti. Bunun 20. yüzyılın değil, yüzyılların geleneği olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, sözün önemine ilişkin Yunus'un ''söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola ağılı aşı, bal ile yağ ide bir söz'' şeklindeki dörtlüğünü aktardı.

Düşünce, akıl egemen kılındığında ''söz'' ile çözülemeyecek sorun bulunmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Aklı egemen kılacaksınız, toplumu düşüneceksiniz, bireyi değil, kişisel çıkarları değil, partinizin çıkarlarını değil, ülkenin çıkarlarını düşüneceksiniz,  toplumun çıkarlarını düşüneceksiniz, bunun için yola çıkacaksınız. Söylediğimiz budur bizim. Gelin konuşalım demek suç mudur. İnsan haklarını konuşalım, sorunumuz var konuşalım, demokrasiyi, özgürlükleri konuşalım. Ne zamandan beri konuşmak suç olmaya başladı. Davete icabet etmek lazım. Niye bunlar bizi davet ediyorlar, çağırıyorlar. Ülkede terör var, sorun var, binlerce kişi yaşamını yitirdi. Biz konuşmayacağız da kim konuşacak?''

Kılıçdaroğlu, herkesin dağarcığındaki bilgiyi, çözümü ortaya koyacağı bir tartışma ortamının yaratılması gerektiğini vurgulayarak, ''Eğer siz meşru bir zeminde bir araya gelmezseniz, konuşmazsanız, başka yerlerde çözümler üretilirse bu Türkiye'nin geleceği için hayırlı bir iş değildir. Nerede konuşalım diyoruz biz? TBMM'nin çatısı altında diyoruz. Eğer bu ülkede milli iradenin tecelli ettiği bir çatının altında biz bir araya gelip Türkiye'nin en temel sorunlarını konuşamayacaksak, nerede konuşacağız, soru budur'' şeklinde konuştu.