CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis’teki son grup toplantısında önseçim yapan teşkilatına yönelik mesajlar verdi. 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler için partisine oy da isteyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Farklı, ayrı-gayrı olmayan bir Türkiye’yi inşa etmek için yola çıkacağız. Oy veren vermeyen bütün vatandaşlarımı başımın tacı olarak kabul ediyorum, hepsine selamlarımı gönderiyorum.”

“Cumhuriyet en değer verdiğimiz kurumdur. Hepimizin kuruluşuna doğrudan tanıklık etmedik ama anlamını çok iyi biliyoruz. Padişahın kulu olmaktan Cumhuriyet’in özgür insanı olmaya getirdi bizi Cumhuriyet. Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandıracağız. Tarihe bakıyoruz; kim yaptı bunu, CHP yaptı. Kim taçlandıracak, CHP.”

“En büyük değişimi yapan parti CHP”

“Son seçimlerde, yani önseçimlerde bir demokrasi şölenini Türkiye Cumhuriyeti’ne yaşattık. Değişik çevreler bizi uyardı; aman ha kavga çıkar, şöyle-böyle olur. Demokrasiye inanıyorsak yapacağız dedik ve yaptık. Diyorlar ki; ‘Sizin hedefiniz, hayalleriniz, amacınız yok’. Hepsi var. Bu ülkeyi gerçek anlamda demokrasiyle taçlandırılmış birinci sınıf ülke yapacağız. En büyük hedefimiz bu. Bu ülkede devleti elinde sopası olan değil, ezilenin yanında, fakir-fukaranın yanında olan sosyal devlet yapacağız. ‘Herkes değişiyor, CHP değişmiyor’ diyorlardı. Son dört yıldır sadece Türkiye’de değil bütün dünyada en büyük değişimi yapan parti CHP’dir. Bu daha başlangıç. Göreceksiniz, çok güzel değişiklikler olacak.”

İkinci kez kontenjan hakkı olmayacak
“İlk kurultayda bir tüzük değişikliği daha olacak, kontenjan hakkını bir kez kullanan ikinci kez kullanamayacak. Gerçek değişimi, dönüşümü yapacağız. Çağdaş uygarlıkla Türkiye Cumhuriyeti’ni buluşturacağız. Önseçim yaptık. Bize demokrasi dersini verenler, ‘CHP değişmiyor’ diyenler nerede acaba? CHP Cumhuriyet’in teminatıdır deyince bize karşı çıkanlar nerede acaba? CHP Cumhuriyet’in savunucusu, demokrasinin ve özgürlüklerin savunucusudur. 55 yerde önseçim yaptık. Olağanüstü bir gelişme. Gençler ve kadınlar siyasette daha fazla olsun dedim. Bütün arkadaşlarıma teşekkürler. Kadınları ve gençleri büyük ölçüde tercih ettiler. Bir destan yazacağız Türkiye’de ve 8 Haziran’da Türkiye’de hayata geçireceğiz.”

“Milletin kendisinden kaçıyorlar”
“Yaklaşık bir milyon üyemize, ‘Sandığa gidin ve vekilinizi kendiniz seçin’ dedik. Yüzde 60’ı yaklaşık gidip özgür iradelerini kullandı. Devamlı millet millet diyenler neden milletin kendisinden kaçıyor? 12 Eylül darbe hukukunun arkasına saklanıyorlar. En büyük darbeyi yapanlar şimdi iktidarda. Bunun hesabını soracağız. Kim demokrat, kim milletten yana, kim milletin iradesine saygı duyuyor. Milletin vekilini kendisi seçsin demiyorsan millete saygı duymuyorsun demektir. Bunu yapan parti CHP’dir.”

“Kırgınlık olmasın” mesajı
“Aday adaylarına da listeye girenlere de teşekkürler, en büyük teşekkür de sandığa gidip oy kullananlar. Listeye girmedim diye elbette üzülür insanlar ama kırgınlık yok. Keşke hepimiz katılabilsek ama böyle bir tablo var ve milletin, üyelerimizin iradesine saygı göstereceğiz. Sanki listenin birinci sırasındaymış gibi hepimiz çalışmak zorundayız.”

“Demokrasi nerede, dayatma nerede?”
“Gerçek anlamda demokrasi istiyorsanız sevgili gençler çıkış yolu siyasettir. Düşünün, hangi partide demokrasi hangisinde dayatma var? Gençler ve kadınlar kendilerine sorsunlar, hangi partide gençlik kotası var? Hangi parti yüzde 10 barajının kaldırılması gerektiğini düşünüyor? Adres belli, CHP. Hepinizi bekliyorum.”

"En azından kandırıldığının farkında"
Harp Akademileri'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda başta İlker Başbuğ olmak üzere yargılanan komutanların tutuklanmalarına gönlünün razı olmadığını söylemişti. "Başta şahsım olmak üzere tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı" diye de eklemişti. Kılıçdaroğlu, bu sözler üzerine partisinin harekete geçtiğini ancak AK Parti milletvekillerinin karşı oylarıyla Meclis'te sonuç alamadıklarını söyledi.

"Sayın Cumhurbaşkanı,‘Kumpasa geldik, bizi kandırdılar, biz de buna uyduk’ demişti. Hadi itiraf ettin, o da güzel, bir aşama. En azından kandırıldığının farkına varmış. O zaman gelin itibarlarını bu askerlere iade edelim. TBMM Genel Kurul’a bir yıl önce verdiğimiz kanun teklifini indirdik. Parlamentoda görüşüldü ve AKP vekillerinin oylarıyla reddedildi. Kim samimi, kim değil? Bütün bunları senin vicdanına teslim ediyorum sevgili yurttaşım."

"Senin namusuna teslim edildi"
Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis'te torba kanuna eklenen bir madde ile sadece Başbakanlık bütçesinde yer alan örtülü ödeneğin Cumhurbaşkanlığı bütçesine de verilmesine eleştirilerini de sürdürdü.

"Örtülü ödenek senin namusuna, sorumluluğuna teslim edilmiştir. Bütçeyi getiren sensin ve sorumluluk sana ait. Sen sorumsuz birine bunu kullandırıyorsan sen başbakan değilsin, vesayet altındasın. MİT yasaya göre sana bağlı, fiilen öyle olmadığı anlaşılıyor. Genelkurmay, Emniyet sana bağlı. Cumhurbaşkanı örtülü ödeneği nerede kullanacak? Başbakan’dan habersiz nerede kullanacak? Kaçak sarayın maliyeti ortaya çıkmasın diye büyük ihtimalle kullanacak. Sana iki maaş ikramiyeyi fazla görenler gece yarısı birilerine parayı peşkeş çekiyor. Buna izin vermeyeceğiz."

“Mirasyedi sensin”
İktidara gelmesi halinde emeklilere iki maaş ikramiye sözü veren CHP lideri Kılıçdaroğlu, kendisine “mirasyedi” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ise şu sözlerle tepki gösterdi.

“Şimdi bir telaş başladı bunlarda. İki maaş ikramiye dedik. Kendisini başbakan sanan birisi emeklilere 100 lira zam yapacağız dedi, al başına çal. Tarih, gün verdim ve noter senedini imzaladım. Emekliye iki maaş ikramiye vermezsem hem koltuğu hem siyaseti bırakacağım. Söz Kılıçdaroğlu sözü. Herhalde ağabeyi kulağına fısıldamış, ‘mirasyedi’ diyor. Kim mirasyedi, örnek vereceğim. Tüpraş, Petkim, Telekom, Keban, Karayakaya, Eti Bank… Bunları kim yaptı, kim sattı? Biz biriktiriyoruz, sen satıyorsun. Mirasyedi sensin. Mirası satan sensin, emekliye o parayı verecek olan da benim. İster kıyameti kopar, istersen kendini yak. Ben bu parayı emekliye vereceğim. İkramiye ve emekli aylıkları vergiye tâbi de değildir.”
Kılıçdaroğlu başbakan olursa, “Türkiye’de işsiz, aşsız adam olmayacak, atama bekleyen öğretmen olmayacak. Hepsini dört yılda yapacağım” sözlerini de verdi.

Kaynak: Al Jazeera