MHP eski Trabzon Milletvekili Koray Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, "Daha önce defalarca ifade ettiğim gibi, MHP olağan kurultay süreci, Olağanüstü Tüzük Kurultayı sürecinden daha kötü yönetilmektedir. Olağanüstü Kurultay ve referandum sürecinde kırılan kalpleri onarmak ve ülküdaşlarının gönlünü yeniden kazanmak yerine, ihraç ve kıyım politikaları kesintisiz sürmektedir. Mersin'de 6 ay önce göreve getirilen ülküdaşımız sorgusuz sualsiz görevden el çektirilmiş, Denizli, Isparta ve birçok ilde sırf sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle aralarında eski Milletvekili, İl Başkanı ve İlçe Başkanların da ulunduğu çok sayıda partili ihraç edilmiş veya ihraç istemiyle disipline sevk edilmiştir. Balıkesir il kongresinde olanlar ise ülkücü iradeye saygısızlığın, ülküdaşlarımıza karşı sevgisizliğin zirvesi aynı zamanda da hukuk ve demokrasi katliamı olarak tarihe geçmiştir. İçimiz acıyarak ifade ediyorum ki; saat:10.00'da çoğunluk sağlanamadığı için toplanamayan MHP Balıkesir İl Kongresi, saat 14.00'te katılanlarla birlikte yapılmış, Bigadiç İlçe Üyesi ve İl Delegesi olan ve kongre hazirun cetvelinde imzası bulunan Mustafa Ozan Dereli'nin il başkan adaylığı, haksız, hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde engellenmiştir. Ömrünü davamıza vakfetmiş ülküdaşımız Mustafa Ozan Dereli'nin listesinden bazı isimlerin çekilmesi gerekçesiyle ilk başta listesi alınmamış, yeni liste hazırlaması istenmiş, yeni liste hazır olunca da tescilli MHP üyesi ve il delegesi olduğu halde üye olmadığı öne sürülerek seçime sokulmamış, güvenlik gerekçesiyle salon boşaltılmış ve tek adayla antidemokratik bir kongre yapılmıştır. MHP Balıkesir il kongresi MHP'de olağan kurultay sürecinde yaşananları ibretlik bir örnek olay olarak; içimiz sızlayarak ve vicdanımız kanayarak ülküdaşlarımızın bilgisine sunuyorum. Biz "kol kırılır yen içinde kalır" anlayışıyla sorumluluk içinde hareket ettikçe, sorumsuz yetkililer kırılmadık kalp ve incitilmedik gönül bırakmamışlardır. Ülküdaşlarımıza yapılan zulümlerin ölçüsü kaçmış, bütün bu haksızlıklar artık canımıza yetmiştir. Birçok ilde ve ilçede kongre kazanmak uğuruna MHP ile uzaktan yakından ilgisi olmayan kişiler delege yazılmış ve sırf bu yüzden bazı kongreler iptal olmuştur" ifadelerini kullandı.

HER ŞEYE RAĞMEN MHP DİYENLERE KAPI GÖSTERİLMEKTE
Her şeye rağmen MHP ve Ülkücü Hareket'ten ayrılmayanlara ilk fırsatta kapı gösterilmekte, ülkede inşasına katkı sağlanan "tek adam rejimi ve tek adam partisi' düzeninin MHP'de de aynen hüküm sürmesi için bütün imkânlar seferber edilmektedir. İktidarın muhalif kesimlerine internet ve sosyal medyada sürdürdüğü takibat, MHP yönetimi tarafından da parti içi muhalefete uygulanmakta, bir dönem muhalif olmuş ülkücüyle sosyal medyada arkadaş olmak, fikirlerini beğenmek veya paylaşmak ihraç sebebi olmaktadır. Meydana getirilen bu iklim sayesinde dün gözünü kırpmadan birbirlerine canlarını emanet eden ülkücüler, bugün topluma açık yerlerde veya sosyal medyada birbirlerine selam veremez hale getirilmiştir. Demokratik haklarını kullanmak isteyenlerin hor görüldüğü, sesini yükseltenlerin hedef gösterildiği ve yeni bir öneri getirenlerin dışlandığı bir partinin başarılı olması mümkün müdür? İktidarın propagandalarına alkış tutarken yanlışlarına ses çıkarmayan ve işin garibi "muhalefete muhalefet eden" bir MHP, sürekli mevzi kaybetmekte ve siyasette denklem dışı kalmaktadır.

TASFİYE VE BÖLÜNMENİN VEBALİ TÜM YETKİLİLERE AİTTİR
Kendi mensubuna güvenmeyen, en haklı itiraza bile tahammül göstermeyen ve nihayet parti içi muhalefeti yok edilen bir MHP, açıkça tasfiyeye sürüklenmektedir. Bir dönem 3 Milletvekilinin 2'sini ve 16 Milletvekilinden 5'ini Bakan olarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinde temsil ettiren, 1999'da sağın en büyük partisi olarak parlamentoya giren ve 57. Hükümeti kuran MHP'nin ağırlığından bugün eser kalmamıştır. Anlaşılan odur ki; MHP yönetimi ülkücülerin ve aziz Türk milletinin "MHP nereye gidiyor?" sorusuna kulaklarını tıkamıştır. Yapılması gereken; Gönül Seferberliği başlatarak, sadece mensuplarını değil, hayatının bir döneminde MHP'ye oy ve gönül verenleri ve nihayet Türk milletinin tamamını kucaklamaktır. Yapılması gereken; dargınları, kırgınları ve küskünleri kucaklamak; kaybedilenleri yeniden kazanmak ve her şeye rağmen bütün Türk milliyetçilerini birleştirmektir. Bir kez daha açık ve net bir şekilde uyarıyorum: MHP ve Ülkücü Hareket açısından takip edilen bu yolun sonu felakettir. MHP'yi kişilere endeksleyip "giden gitsin, kalan kalsın" anlayışıyla sürdürülen bu gidiş hayra alamet değildir. Ülkücüler ve tarih, bu kötü gidişatı durdurmayan sorumluları affetmeyecek; MHP'nin bölünmesi ve siyasetten tasfiyesinin sorumluluğu sıralı olarak partinin tüm yetkililerine ait olacaktır.