Pakistan’da bir dizi temaslarda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın beraberindeki heyette bulunan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ziyaret boyunca konaklanan Serena Otel’de gitar çalan bir müzisyenle sohbet etti. Sohbetin ardından Bakan Çağlayan, kredi derecelendirme kuruluşları hakkında açıklamalarda bulundu.

Bakan Çağlayan yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin kendi kredi derecelendirme kuruluşları çalışmasına girmesini ifade etmiştim; gerek resmi, gerekse özel sektör tarafından… Bu tabi bizim onlara karşı bir savunmamız değil. Türkiye artık öyle bir noktaya gelmiştir ki, dünya ekonomisinde öyle saygın bir yere sahip. Ve bilhassa bu son küresel krizde elde ettiğimiz ekonomik başarılar… Neden Türkiye’nin de bir kredi derecelendirme kuruluşu olmasın? 10-15 yıl önce kurulabilseydi bugün çok iyi bir seviyeye gelmişti.

Bu konuda aslında kredi derecelendirme kuruluşlarının arkasında kimler olduğunu iyi görmek lazım. Bunu 4-5 ay öncede ifade etmiştim. Eğer birilerinin Türkiye’de faiz konusunda iştahı kabarmışsa, eğer birileri Türkiye’yi eskiden olduğu gibi yeniden yüksek faizlerle mahkum etmeye çalışıp bir şekilde yeniden eski alışkanlıklarına dönecekse. Türkiye şu anda yanlış bir adrestedir. Standard&Poor's'un adını (S&P) değiştirdim; ona ‘Çifte Standart&Poor's’ diyorum. S&P’nin yapmış olduğu değerlendirmenin hiçbir mantıki tarafı yok.

IMF başkanı ile görüştüm, dünya bankası ile görüştüm. Onlar da bu işin çok sağlıklı olmadığını ifade ettiler. Sayın Lagarde, bana bunun S&P tarafından değiştirilmesi gerektiği görüşünü aktardı. Böle bir ortamda bu tür kuruluşların yapmaya çalıştığı şey, Türkiye’yi eski günlerine çekmeye çalışmaktır. Yüksek faizlerle hem Türkiye’yi bir yandan sömürmek diğer taraftan Türk Lira’sının değerlendiği ortamda, Türkiye’ye ithalat rekorları kırdırmak, cari açığı yükseltmek, dış ticaret açığını yükseltmek gibi bir oyun ve tezgah içinde olabilirler. Türkiye’nin bir eksiği yok. Böyle bir yapı Türkiye’de de oluşturulabilir. Özel sektörün bu konuda çalışma yapması için engel yok. Bu kurulular şu şu ülkelere aittir diye bir şey yok.

Ama önemli olan kurulacak şirketin uluslar arası piyasada tanışırlığını oluşmasıdır. Yapmış olduğu tüm değerlendirmelerin tüm dünya tarafından kabul edilebilir olması. Kurulacak kuruşun dünya üzerinde tutunabileceği mekanizmayı oluşturması lazım. Bunu bünyesinde çalıştıracağı analistleriyle tüm dünyadaki bağlantılarla yapabilir. Ben dünyadaki hemen hemen tüm değerlendirmeleri şu anda 89 ülkede 137 merkezdeki 195 ticaret müşavirinden her gün bilgi alıyorum. Çok rahat yapılabilecek bir şey. Keşke bunu 10-15 yıl öncesinde yapsaydı. Şu anda başlasak belki 3-5 yıl sonra dünyadaki önemli kuruluşlardan biri haline gelir. S&P’nin yaptığı çifte standart Yunanistan, İzlanda, İrlanda. Bu ülkeler şu anda komada. Türkiye ile ilgili pozitiften durağana getirmenin hiçbir kabul edilir tarafı yok. Belirttiği değerlendirmelerin hepsi yalan yanlış. Enerji, petrol fiyatlarında anormal gelişmeler olmazsa cari açık konusunda bu sene oldukça iyi bir seviyeye geleceğiz” dedi.