CHP PM üyesi ve Trabzon Milletvekili m. Volkan Canalioğlu, 639 sıra sayılı İş Kanunu ile bazı kanunlar hakkında görüşmeler yapılırken genel kurulda söz alarak konuştu.

İsrail' de Filistin' li müslümanlara karşı yapılan saldırıyı kınayan Canalioğlu, Soma' da yaşananmaden faciasını ve Musul' da rehin alınan Türk vatandaşlarını da hatırlatmayı ihmal etmedi. Canalioğlu' nun konuşması meclis tutanaklarına şöyle yansıdı;

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, İsrail'in yapmış olduğu devlet terörünü ben de buradan, milletin huzurunda ve sizin huzurunuzda şiddetle kınıyorum. Tabii, Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı ve Dışişleri Bakanı bu konuda her akşam iftarda veya sahurda güzel sözler söylüyor, çıkışlar yapıyor, bağırılıyor, çağırılıyor, şiddetle kınanıyor ama sonuçta ortada olan tablo beklemede. Ve ne yazık ki, Musul'da rehin olan vatandaşlarımızdan da hâlâ herhangi bir haber yok ve buna karşı da basın gizliliği koyuluyor, ne yapıp ne olacağı da meçhul bir şekilde onları da bekliyoruz.

Değerli milletvekilleri, burada biz torba yasayı görüşüyoruz. Bu torba yasa otuz yedi gün Komisyonda görüşüldü; şiddetli çatışmalar, kavgaya dönüşen eylemler de oldu, bunun sonucunda Meclise geldi ve Meclis de tatil olmasına rağmen uzatıldı ve çalışıyoruz, millete karşı görevimizi yerine getiriyoruz. Bunu yaparken de burada zaman zaman birbirimize karşı sert davranışlarda bulunuyoruz. Sevgili arkadaşlar, birbirimize karşı sert davranışlarda bulunurken bu milletin asil duygularını da göz ardı etmememiz lazım.

Bakın, 13 Mayıs 2014 günü, yani bundan iki ay yedi gün önce Soma'da yaşanan maden faciasında 301 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bundan sonraki süreçte de onların ve ailelerinin lehine birtakım yasalar çıkması noktasında gayretler sarf ediliyor. Ama burada gözden kaçan bir şey var: Bu yasaları onların yararına, ailelerinin gelecekteki yaşantıları yararına çıkarmaya çalışırken, orada yaşanan çok güzel insani duyguları da insanlık dersi olarak burada sizlere sunmak istiyorum.

Bakınız, madende uzun süre mahsur kalan işçi Murat Yalçın on bir saat sonra kurtarılıyor, cankurtaran tarafından sedyede bindirilirken çizmeleri kömür karası olduğu için ayaklarını sedyeden dışarıya çıkarıyor. Hemşire yardım ediyor, "Aman, ben ayaklarımla sedyeye basmayayım, sedye kirlenmesin ve bir an önce gitsin, madende kalan diğer arkadaşlarımı kurtarsın."

Hasan Demirci, Soma cehenneminden kurtulan şanslı madencilerden, ailesine sağ salim kavuşmanın sevincini yaşıyor. Hasan Demirci madende arkadaşlarıyla ölüm kalım savaşı verirken üşüdüğünü söylüyor, yanındaki can yoldaşlarına "Üşüyorum." diyor. Yanında bulunan arkadaşı tereddütsüz kazağını çıkarıp Hasan'a veriyor. Hasan Demirci cehennemden çıkmayı başarıyor, kazağın sahibi madenci çıkamıyor, can veriyor ve yer altında kendisi ruhunu teslim ederken arkadaşına da can veriyor. Hasan Demirci o kazağı bir anı olarak saklayacağını söylüyor. Değerli milletvekilleri, işte, bu milleti asil yapan, ayakta tutan da budur, bu duygulardır. Kendisi ölürken arkadaşının yaşamasını sağlayan bu asil madenci insanlık tarihinin bir kahramanı olarak yıllarca anılacaktır. Ve bir baba, Soma katliamında yaşamını yitiren işçilerden birinin avucundan bir kâğıt çıkıyor "Oğlum, hakkını helal et." yazıyor kağıtta, ne kadar ilginç değil mi sevgili milletvekilleri, ölümle karşı karşıya olan biri oğlundan helallik istiyor. Neden mi? Babalık görevini tamamlamadığı için, onu acımasız dünyanın zor koşullarında yalnız bıraktığı için. Bir insanın son nefesinde oğlunu düşünmesi ne kadar büyük bir erdemlilik, ne kadar büyük bir ululuktur değerli milletvekilleri. Peki, aldığı sorumluluğu kötüye kullanarak yurttaşının milyarlarca lirasını cebe indirenler bir kez olsun helallik almayı akıllarından geçirmişler midir acaba değerli arkadaşlarım? Bu insanlık derslerinin bizim için çok önemli olması gerekiyor.

Yine, Yunus Güçlü Soma Darkale bölgesindeki madende hayatını kaybediyor. Burada, Trabzon Beşikdüzülü Ahmet Kaya orada kurtuluyor ama madende hayatını kaybediyor ve eşi, yine Trabzonlu Necla Kaya yaşadığı acıya dayanamayarak bebeğini düşürüyor ve böylece, bu facianın en küçük şehidi oluyor.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle ben bir kez daha Soma'da hayatını kaybedenleri rahmet, minnet ve şükranla anıyor ve onların lehine güzel işler yapacağımızı umuyor, hepinizi saygı ve sevgilerle selamlıyorum. Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)