Şike iddianamesini tamamen okumadıklarını belirten Saşkan Sadri Şener, "Okumadım çünkü okuyamıyorsunuz. Kabul edilip edilmeyeceği de belli değil" dedi. Başkan Sadri Şener, şöyle devam etti:

"Ne yaptığımızı iyi bildiğimiz için ben veya arkadaşlarımın içi rahat. Mesela bizim ifadelerimizde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'le yaptığımız konuşmalarımız var. Ama o takipsizlik kararı aldı. Şimdi biz konuşurken karşıda konuştuğumuz adam yok. Bu biraz değişik geldi bana. Tabi bu net öyle mi bilmiyorum, çünkü iddianameyi okumadım."

"21'NCİ MAÇA ÇIKIYORUZ Fenerbahçe 12 MAÇ OYNADI" 
Hem ligde, hem de Şampiyonlar Ligi'nde mücadele verdiklerini hatırlatan Başkan Sadri Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Şöyle haksızlığa uğruyoruz. Biz 21'inci resmi maça çıkıyoruz. Fenerbahçe ise 12 maç oynadı. Eskiden Türk takımları; (Pazar ve çarşamba oynamaya alışmalı) deniliyordu. Şimdi Çarşamba'ya alışmayı bırak biz her Pazar–Çarşamba maç oynuyoruz. Türkiye'nin en uzak yerinden buraya 5 saat uçup geliyoruz, kimsede taktir etmiyor. Varsa da yoksa derbi."

FENERBAHÇE MEKTUPLARINA ATEŞ PÜSKÜRDÜ 
Başkan Şener, CSKA Moskova ve Fenerbahçeli taraftarların UEFA'ya yazdığı iddia edilen, "Trabzonspor men edilsin" mektuplarına ateş püskürürken de şunları söyledi:  "Mektup ve mail yollayabilirler ama UEFA, çok ciddi bir kuruluş. Hukukçusu da yöneticisi de çok ciddi. Eğer bir sorun olsaydı, bizi başta alıp komik bir iş yapmazlardı. Bize para ödemezlerdi. 6–7 hukukçu olsak ve iddianameyi okusak, hepimiz hemen hemen aynı kararı veririz. Demek ki UEFA'da bunu okuyup böyle bir karar verdi. Yoksa, Türkiye illa temsil edilsin, diye bizi almadılar. Çünkü kurallar açık. 1'inci olmazsa ikinci alınır. O da yoksa, başka ülkeden bir takım alınır. Bizim yaptığımız iş için tüm Türkiye'nin mutlu olması lazım. Fenerlisi de Galatasaraylı'sı da. Türkiye temsil ediliyor, iyi de temsil ediliyor. Trabzonspor temsil ediyor. Rastgele bir takım değil. Edilmesin mi? Bunları doğru bulmuyorum.

"BİZİM BAŞIMIZA GELSE BİZ DE İSPİYONCULAR GİBİ MEKTUP MU YAZACAĞIZ" 
Aynı şey bizim başımıza gelse, şimdi bizde ispiyoncular gibi mektup mu yazacağız. (Ülkemizde böyle bir takım var, onu almayın. Maç yapmasın) mı diyeceğiz. Bunlar düşmanlık tohumları ekiyor, sonra da bu tohumlar 50 yılda ortadan kaldırılmıyor. Sanırım kıskançlık olabilir. Eskiden beri Trabzonspor'la çekişme var. Demek bu çekişme biraz daha yüzeye çıktı. Trabzon'la İstanbul'a baş kaldırıyoruz. Verdiğimiz mücadele örnek bir mücadele. Yeni aldığımız adamlarla iyi bir durumdayız. Oyuncularımızın biraz daha dinlenme şansı olsa biraz daha yukarılarda olabilirdik."  
Yaşanan gelişmeleri futbolcularına aktarmaya çalıştıklarını da sözlerine ekleyen Başkan Sadri Şener, "Bu tip olayların içerisine sporcuları çok fazla sokmamak lazım. Bu olaylara yöneticiler cevap verecek ve üstlenecek. Biz de Şenol Güneş'le birlikte oyuncularımızı bu olayların dışında tutmaya çalışıyoruz" dedi.

 
"HİÇ BİR KORKUMUZ VE DERDİMİZ YOK" 
İfade verirken her şeye çok net cevaplar verdiklerini de vurgulayan Başkan Sadri Şener, şöyle devam etti:  "Türkiye'de hiç bir şey karanlıkda kalmaz. Yasa yeniden meclise sevk ediliyormuş. O zaman iddianame de yeniden değişir. Biz onlara bakmayacağız tabi. Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kuruluş değiliz. Trabzonspor bir şirket. Turu atlarsak, 16'sında kura çekimi var. Ona göre hazırlanacağız, transfer de yapacağız. Bizim hiç bir korkumuz ve derdimiz yok. Çünkü bu süreçte ben ne söylediğimi, kiminle ne konuştuğumu, telefonda neler dediğimi, ne zaman güldüğümü, niye gülmediğimi, hepsini biliyorum. Bana sorulan soruların tamamlanmasına bile müsaade etmedim. Biliyorum, diyerek cevap verdim. Atlamadım, unutmadım. Şuraları eksik, dedim. Hatırlamıyorum, demedim. İki kişi arasındaki konuşmalara ise yorum yapabiliyorum. Çünkü çok fazla bir şey söyleyemiyorum, hukuki açıdan. Bu kadar da netim."

"TÜRK HALKI O KADAR DA BİZİ SEVMEMEZLİK YAPMAZ" 
Başkan Sadri Şener, "İddianamenin Lille maçı öncesi açıklanması normal mi" surusuna ise şu cevabı verdi:  "Bu karar, niye Lille maçı öncesi açıklandı onu bilmiyorum. Türk halkı o kadar da bizi sevmemezlik yapmaz. Bazıları sever bizi. Karadenizliler kötü insanlar değildir, esprili insanlardır. Trabzonlu olmayabilirsin ama illa Trabzonspor başarısız olsun, diye bu maç öncesi açıkladılar, diye düşünmüyorum."

"BU GÖREVİ ÖMÜR BOYU YAPACAK HALİMİZ YOK" 
"Bu sürece gelindiğinde başkanlık yaptığınız için pişmanlık duydunuz mu" sorusuna da net bir cevap veren Başkan Şener, şöyle konuştu:  "Pişmanlık duymadım. Trabzonspor'u en iyi şekilde temsil etme gayreti içerisindeyim. En iyi şekilde temsil ediyorum, demiyorum. Şu anda Lille'deyiz ve Avrupa'da bahsediliyoruz. Bir ara ismimiz unutulmaya yüz tutmuştu, şimdi tekrar Avrupa'da bahsedilir bir kulüp olduk. Bu hoşuma gidiyor. Avrupa, Trabzonspor'un ismini net biliyor, zaten yıllardır biliyordu. Bunlar benim hoşuma gidiyor ve bütün yorgunluğumu alıyor üstümden. Ama tüm ömür boyu bu görevi yapacak halimiz yok."

"ŞAHSIM AÇISINDAN BU İŞİN SONUNA GELDİM DİYE DÜŞÜNÜYORUM" 
Başkan Sadri Şener, eleştiriler konusuna değinirken de şöyle dedi:  "İyi işler yaparken, çok fazla eleştirilmeyi de doğru bulmuyorum. Ama mutlaka eleştirilmekte lazım. Fena olmayan bir yönetim kurulumuz var. Genç nesil bu göreve yeniden sarılır, çünkü havalı bir görev. Bundan sonra yönetici sorunu yaşamaz, diye düşünüyorum. Çünkü Şeref Tribünü'nün en önünde oturuyorsun. Taraftarın varsa, deplasmanlarda karşılanıyorsun. Bunu seven genç arkadaşlar olabilir. Türkiye nüfusu 75 milyon. Çok mesuliyet alıyorsun, çok yere imza atıyorsun. Şahsım açısından bu işin sonuna geldim, diye düşünüyorum. Çok da keyfi kalmadı zaten."

"ÖNEMLİ MAÇLARDAN ÖNCE ORTAYA ÇIKAN TİPLERİ HİÇ SEVMİYORUM" 
Futbola hiç emek harcamayan kişilerin kendilerine eleştiriler yönelttiğini de sözlerine ekleyen Başkan Şener, açıklamasını şöyle tamamladı:  "Gazeteci ve diğer organlar dahil, kimi düşünürseniz düşünün, hiç bu işe emek verememiş ve hiç para vermemiş, bu işe hiç zaman harcamamış insanlar tarafından yorum yapılması ve eleştiri yapılmasını doğru bulmuyorum. Hoşuma gitmiyor. Emek vermiş, ekonomik katkıda bulunmuş, zamanını vermiş, artı veya eksi kulübe bir şekilde katkıda bulunmuş insanların eleştirmesi son derece doğru. O insanlar tarafından eleştirilmeyi ve onlarla sohbet yapmayı doğru buluyorum. Çok önemli maçlarda ortaya çıkan tipleri ise hiç sevmiyorum. Bilet bile vermek istemiyorum, hoşlanmıyorum. Bu da tarzım. O tür gazetecilerle de röportaj yapmaktan hoşlanmıyorum. Perşembe günü gazetelerin spor sayfalarında, ana sayfasında Lille–Trabzonspor maçı mı, yoksa Fenerbahçe–Galatasaray maçı mı olacak. Buna baktıktan sonra da kimlerden hoşlanıp, kimlerden hoşlanmadığımı, söyleyeceğim. Ancak, (Biz bunu para için yapıyoruz) derseler bir şey diyemem."

‘Maça girebilirim ama...’

Savcının koydurduğu tedbir paralelinde gündemdeki ‘maçlara girememe’ konusunu yorumlayan Bordo-Mavililer’in patronu, “Aslına bakılırsa şu an buraya ulaşmış bir tebligat yok. Yani görünen o ki, statta maçı izleyebiliyorum. Ancak Türkiye’de teknik direktörler, futbolcular bu sıkıntıları yaşarken, gündem böyle bir noktaya gelmişken ben de maça gitmem. Nevzat (Şakar) ile beraber izleyeceğiz otelde” ifadelerini kullandı.

‘Türk Futbolu’nu ben kurtaramam’

Yasakların yanı sıra karakola gidip imza verme durumlarının da çok can sıkıcı olduğunu belirten Sadri Şener, “Tesisler, antrenman sahası yasağı, maçlara girememe durumu... Karakol işi de varmış bildiğim kadarıyla. Gider imza atılacaksa atarız o sorun değil de, şimdi kulüpteki işler nasıl olacak. Hadi ben başkanım, idman, maç izlemesem de olur. Ama daha suçu sabitleşmemiş, şüpheli olan ve ileride beraat edebilecek futbolcular, antrenörler ne olacak? Onlara yazık. Sonuçta Türk Futbolu’nu benim maçlara gidemeyişim kurtarmaz ki” diyerek bundan sonraki süreçte de kendilerini bekleyen sıkıntılara işaret etti. Kendilerini futbol dışı bir ortamda bulduklarını da kaydeden Şener, “Moral vermek için takımın oteline gidiyorum. Oyuncular durgun, tedirgin. Ben de karmakarışık duygular içindeyim. Biz bu maçı nasıl oynayacağız! Umarım iyi geçer de moral buluruz” dedi.Şike ile ilgili olarak savcının iddianamesini tamamlamasıyla birlikte Türk Futbolu yeni ve zorlu bir sürece girdi. Olayla adı anılan birçok spor adamının arasında ülkemizi Şampiyonlar Ligi’nde temsil eden tek takım olan Trabzonspor’un Başkanı Sadri Şener ve Asbaşkanı Nevzat Şakar da yer alıyor. Takımıyla birlikte tarihi Lille sınavı için Fransa’ya giden ve gelişmeleri yurt dışında takip eden Şener, FANATİK aracılığı ile çok önemli mesajlar yolladı.

Fransa’da toplantı

Lille caddelerini dolaşarak stres atan Bordo-Mavili yöneticiler, bu gezinin ardından toplanarak son gelişmeleri masaya yatırdı. İddianamenin açıklanmasından sonra ilk kez bir araya gelebilen Başkan Sadri Şener, Asbaşkan Nevzat Şakar, Genel Sekreter Hasan Yener ile yöneticiler Tuncay Bekiroğlu, Nevzat Aydın ve Temel
Soyyiğit süreci değerlendirip yol haritası çizdiler.

Yasa itirafı!

 Sporda Şiddeti ve Düzensizliği Önleme yasasıyla ilgili olarak da samimi ifadeler kullandı Başkan Sadri Şener... Kulüpler olarak da hata yaptıklarını dile getiren Trabzonspor’un 1 numarası şöyle konuştu: “Biraz acele geçti sanki hem bizden hem meclisten. Yani holiganları kapsaması gereken yaptırımlar yönetici, sporcu ve teknik adamlar için de yürürlüğe girdi. Sanırım meclis aynen gönderecekmiş değişikliği. Bu önemli. Geçerse bir ölçüde hatadan dönülüp rahatlama sağlanır diye umut ediyorum.


Sadri Şener’den inciler:

*Aziz Yıldırım’a 50 yıl, 100 yıl süreli cezalar konuşuluyor. Öbür tarafta insanlar katliam yapıyor, 24 yıl... Yani hukukçu değilim ama olaylara ve cezalarına bakınca vicdanım pek rahat etmiyor.

*Kardeşim Sani Şener, yılda ancak 2 maça giden bir insan. O da şüpheliymiş! Bu nasıl iş? Neye göre yapılmış, anlamakta zorluk çekiyorum.

*Türkiye’de derbi konuşuluyor ama aslında başka şeyler irdelenmeli. Bu kaotik ortamda neden lig oynanıyor, nereye varacağız bunlar sorgulanmalı. Mesela federasyon... Resmen bizi unutmuş durumda. Ülkeyi temsil ediyoruz. Gönül, maç programları yapılırken biraz öncelik bekliyor. Bırakın bunu, maçımızın olduğu güne derbi veriliyor.

*UEFA’nın bizi ihraç edeceğine dair haberler benim de kulağıma geldi, okudum. Ancak niye olacakmış onu anlamadım.

Biz teşviğe teşebbüse yeltenmekle suçlanıyormuşuz! İki kez ifade verdik, savcı geldi Türkiye’de araştırma yaptı. Bir şey olsa çıkardı. Rahatız, UEFA böyle bir karara imza atmaz.

*Bu kadar karmakarışık duygular bir yana, takımım çok da yorgun aslında. Nereye gitsek herkesten fazla uçuyoruz. Çarşamba, pazar, çarşamba maçlar oynadık. Onları da anlıyorum, zor işleri. Ama Lille maçı çok kritik. Gruptan çıkarsak büyük iş olacak, hepimize en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, moral gelecek.