Burak Yılmaz'ın söyleşisinde hem kendisi hem de takımın durumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
“Trabzonspor benim için kutsaldır. Her zaman önünde eğileceğim camiadır. Hayatım boyunca anlamını koruyacak.”
“Eğer bir gün Avrupa’ya gidersem, Trabzonsporlu Burak olarak gideceğim. Kısaca Burak’tan önce her zaman Trabzonspor olacak”
“Ben her zaman açık ve gerçekçi konuşmak taraftarıyım. Trabzonspor’a gelirken herkes gibi ben de son şansım olduğunu biliyordum”
“Taraftarlarımız Trabzonspor’un oyuncuları olarak bizim niyetimizden kesinlikle şüphe etmesinler. Bizler onlar için varız, onlar da bizler için var.”
BURAK YILMAZ
O,
“Güneş”’in parlayan yıldızı. Trabzonspor’a geldiğinde herkes merakla
bekliyordu. Hırçınlık, tembellik ve asilik gibi futbolun yanından
geçmemesi gereken sözlerle anılması kafalarda soru işareti bırakıyordu.
İşte o Burak, Teknik direktör Şenol Güneş’in elinde bir pırlanta gibi
parladı ve ardından da “Milli Zirve’’ yaptı. Hem Trabzonspor’un hem de
Milli Takım’ın değişmez oyuncusu oldu. Hamurunda futbol olan bir ailenin
gözbebeği iken şimdi Türkiye’nin gözbebeği oldu. Çabasıyla, hırsıyla,
çalışkanlığıyla, duruşuyla, ortaya koyduğu performansla taraflı tarafsız
herkesin büyük beğenisini kazanan Burak Yılmaz, “Trabzonsporlu Burak
olarak anılmak istiyorum. Kolay olmayacak ama efsane olmak istiyorum”
diyor...
Efsane’nin izinde yürümek nasıl bir duygu?
Trabzonspor için
büyük bir anlam ifade eden efsane oyuncuların izinde diye gösterilmek
benim için bir gurur. O efsanenin en iyi temsilcilerinden Şenol Güneş’le
birlikte çalışmak ayrı bir heyecan ve motivasyon kaynağı. Efsane olmak
sadece sportif başarı değildir. Duruşla, hayat tarzıyla, verilen
mesajlarla, ülke için yapılan hizmetle, takımın başarısı için çabalamak
ve sonunda bir yere ulaşmakla olur. Onlar elde ettikleri 6 şampiyonluğun
yanında Türk futbolunun da yeniden dizayn olmasını sağladılar. Dünya
devlerini daha o tarihlerde Türkiye’ye, Trabzon’a getirdiler. Milli
Takım’a önemli katkılar sağladılar. Bunlar sıradan işler değil. Onların
yolunda yürümek, şampiyonluklar yaşamak, Milli Takım’a katkı sağlamak,
Avrupa’da goller atmak istiyorum. Efsane olmak kolay değil ama bunun
için çaba göstereceğim.
Trabzonspor senin için ne ifade ediyor?
Trabzonspor benim
için çok farklı. Herkesin eleştirdiği ve tabiri caizse gönderdiği Burak
Yılmaz’ı almış ve bu noktalara getirmiş bir kulüp Trabzonspor. Bu
nedenle ne başkanımızın, ne yönetim kurulumuzun, ne hocamın, ne
camiamızın ne de taraftarlarımızın hakkını asla ödeyemem. Her zaman
benim arkamda oldular. Ben de onları mahcup etmemek için elimden geleni
yapıyorum. Niyetimden kimsenin şüphesi olmasın. Trabzonspor benim için
kutsaldır. Her zaman önünde eğileceğim camiadır. Hayatım boyunca
anlamını koruyacak. Sahada ve saha dışında Trabzonsporlu Burak olarak
üstüme düşeni yapacağım. İlk transfer olduğum gün “Trabzonsporlu Burak
olmak istiyorum” demiştim. O sözümü gerçekleştirdiğimi ve artık
Trabzonsporlu Burak olduğumu düşünüyorum. Milli takımda olsun, yurt
dışında olsun benimle ilgili bir konu açıldığında Trabzonsporlu Burak
diye lanse ediliyorum. Eğer bir gün Avrupa’ya gidersem, Trabzonsporlu
Burak olarak gideceğim. Kısaca Burak’tan önce her zaman Trabzonspor
olacak.
Takım içinde nasıl bir misyon taşıdığını düşünüyorsun?
Takım içerisinde çok
kaliteli, deneyimli, hem yetenekli hem de genç oyuncularımız var. Kısaca
vasıflı oyuncuların oluşturduğu bir takımımız var. Ben de bu takımın
önemli bir yerinde olduğumu düşünüyorum. Geçen sezon elde ettiğimiz
başarıların içinde olan bir oyuncuyum. Gol atan, takım arkadaşlarımı
ateşleyebilecek, liderlik vasıfları olan bir oyuncuyum. Takım içinde
arkadaşlarım bana saygı duyuyor ama ben de tamamına büyük saygı
duyuyorum. Çok güzel bir ortamımız var. Takım içinde hem sevgi hem saygı
hem de arkadaşlık üst düzeyde. Hem mutluluğu hem üzüntüyü hem de
başarıyı birlikte yaşayabiliyoruz. İnşallah böyle devam eder.
Ligin başında takım olma adına sıkıntılar gözlendi. Bu eşik atlatıldı sanırız...
Geçen seneki
başarıdan bahsediyoruz sürekli ama o kadro üç – dört yılın oluşumuydu.
Bu sezon ise ilk kez bizimle olanların sayısı fazla. Bu nedenle o
bahsettiğiniz takım ruhunu daha iyi ortaya koyabilmek için biraz daha
zamana ihtiyacımız var.
Bu sezon ligde bu kadar gol atmayı bekliyor muydun? Kendine bir gol barajı koydun mu?
Açıkçası bu kadar gol
atacağımı beklemiyordum. Ortada şöyle bir durum var; takımımız iyi
gidiyor, taraftarlarımız beni çok seviyor. Bana inanan bir camiamız var
ama benim gol atamadığım, formsuz olduğum dönemler de olacak. Kötü bir
lig fikstürüyle mücadele ediyoruz. Üç günde bir maç oynuyoruz. Neredeyse
uyuyoruz, uyanıyoruz ve maç oynuyoruz. Türk futbolunu Avrupa’yla
kıyaslıyorlar ama orada da böyle bir düzen yok. Bir haftada 3 maç
oynadıkları dönemler oluyor ancak bu durumla sık sık karşılaşmıyorlar.
Sürekli yüksek tempoda oynamak kolay değil. Bu yoğun maç trafiğinde
benim gol atamadığım, takımımın da beklenen sonuçlar alamadığı
dönemlerde camiamızın desteğini arkamızda hissetmek istiyorum. Şuan
özgüvenim iyi, kendime ve takım arkadaşlarıma güveniyorum. Ben onları
tanıyorum, onlar da beni tanıyorlar. Gittikçe daha da iyi olmayı
bekliyorum. Geçen sezon 19 gol attım, bu sezon bu sayının üstüne çıkmak
istiyorum.
Şampiyonlar Ligi’nde olmak nasıl bir duyguydu?
Şampiyonlar Ligi çok
farklı bir arena. Futbolun tepe noktası. Bir futbolcunun oynamak
isteyebileceği en iyi yer. Düşler sahnesi diyorlar ya, gerçekten öyle.
Geride bıraktığımız maçlardan hatırı sayılır puanlar topladık. Bu da iyi
sayılır.
Bazı lig maçlarında beklenen performansımızdan uzak kaldık ama Avrupa Kupaları’nda üst düzey futbol oynuyoruz. Bu durumda performans düşüklüğünü konsantrasyona bağlayabilir miyiz?
Şampiyonlar Ligi çok
farklı bir dünya. Orada elde edeceğiniz başarı daha büyük etkiler
doğuruyor. O yüzden Şampiyonlar Ligi’ne daha konsantre olunuyor olabilir
ama ben hem kendime hem de arkadaşlarıma, “Eğer ligde şampiyon
olamazsak bir daha o arenada olamayız” diye sürekli telkinde
bulunuyorum. Bu nedenle Şampiyonlar Ligi kadar ligi de önemsemeliyiz.
Tek forvet oynama konusunda ne düşünüyorsun?
Forvetler için çift
oynamak her zaman daha avantajlıdır. Ama hocam nasıl oynamamı isterse
ona saygı duyarım ve elimden geleni yaparım. Takımımızda sistem iyi
işliyor. Ben de sisteme uyum sağlıyorum.
Trabzon’a gelirken, “Bir gün İstanbul’a döneceğim ve o zaman herkes beni görecek” diye düşündün mü? Yoksa bu sadece yeni bir kariyer hamlesi miydi?
Ben her zaman açık ve
gerçekçi konuşmak taraftarıyım. Trabzonspor’a gelirken herkes gibi ben
de son şansım olduğunu biliyordum. Beşiktaş ve Fenerbahçe maceralarının
ardından Trabzonspor’a transfer olmak Allah’ın bana bir lütfuydu. Artık
bu şansı değerlendirmek zorundaydım. Aksi taktirde çok alt kademelerde
futbol oynayacaktım. Ben çalışmayı bırakmadım Allah da Şenol hocayla
karşılaştırdı ve sonuçta buralara geldim. Buraya gelirken de hiçbir
zaman İstanbul’a geri dönme hayalim olmadı. Ben sadece bana verilen
değerin karşılığını ödemeye çalışıyorum. Bunun dışında içimde hiçbir
plan ve düşünce yok.
Trabzon halkının futbola olan merakı malum. Hatta, “Trabzon futbolla yatar, futbolla kalkar” denir. Sana göre Trabzonspor taraftarlarını diğerinden ayıran özellik nedir?
Trabzon’da
Trabzonspor’un maçı kötü biterse manavı da kasabı da bakkalı da mutsuz.
Ama sonuç iyiyse iş yapmasalar bile hepsi mutlu. Trabzon’da futbol bir
yaşam tarzı. Bu nedenle inşallah sürekli iyi sonuçlar alıp,
taraftarımızı mutlu ederiz.
Bir önceki soruyla paralel olarak Trabzon’da başına gelen en ilginç hikâyeyi öğrenebilir miyiz?
Çok ilginç bir
durumla karşılaşmadım. En ilginç tarafı dışarıda yemek yediğimde kimse
benden hesap almak istemiyor. Ödemeyi yapmak için uğraşmam gerekiyor.
Takımı ve oyuncuları çok sevdikleri için katkı yapmak istiyorlar. Ben de
bu sevgiye layık olmak istiyorum.
Şenol Hocanın sana yaptığı katkı ortada. Ayrıca teknik ekipte senin gelişimine katkı sunduğunu düşündüğün isimler var mı?
Başta Şenol Güneş
olmak üzere, Ünal hocanın, Şeref hocanın, Turgut hocanın, Mehmet hocanın
ve Alper hocanın bana büyük katkıları oldu. Ünal hoca küçük yaştan beri
bizimle. Milli Takım’ın alt gruplarında kendisiyle beraber çalıştık.
Hep onun himayesi altındaydık. Bu nedenle onun yeri farklıdır.
Trabzon’u evin gibi hissedebiliyor musun?
Alıştığımı rahatlıkla
söyleyebilirim. 2 senedir buradayım ve rahatım gayet yerinde.
Seviliyorum, seviyorum, paramı kazanıyorum. Tamamen Trabzon’a ve
Trabzonspor’a teslim olmuş durumdayım.
Zokora’yla yine Trabzonspor Dergisi için yaptığımız söyleşide bugüne kadar forma giydiği oyunculardan takım yapsa senin bu kadroda mutlaka olacağını söyledi. Sen aynı formatta kadro oluştursan kimleri alırdın?
Ben de mecburen
Zokora’yı alacağım. (Gülüyor) İşin şakası bir yana Zokora’ya teşekkür
ederim. Kendisi de ortaya koyduğu performansla ve profesyonellikle
saygıyı hak eden bir oyuncu. Kadro olarak da geçen sezon ki ideal on
birimizi sayardım.
Bu aralar sosyal medya oldukça revaçta. Sen ne kadar ilgilisin?
Twitter hesabım var.
Oradan bazen açıklamalar yapıyorum. Bunun yanı sıra
www.burakyilmaz.net.tr adresli internet sitem var. Buraya gelen
mesajlara cevap vermeye çalışıyorum. Başka bir şey yok.
Sana gelen ilginç mesajlar var mı?
Çok ilginç mesajlar
alıyorum. Özellikle rakip takım taraftarları işi abartıyorlar. “İnşallah
ayağın kırılır” diye ve benzeri mesajlar atıyorlar. Eleştirilere
saygılıyım ama bu tarz yazanlara değilim.
Oynayacağın maç öncesi rakibin savunma oyuncularını inceler misin?
Teknik ekiple birlikte sürekli toplantılar yaparak rakiplerimizi inceliyoruz. Böylelikle rakiplerimi de incelemiş oluyorum.
Trabzonspor’da birçok gol attın? Attıkların arasında en beğendiğin hangisiydi?
Beğendiğim çok gol
var ama en değerlisi geçen sezon Beşiktaş’a attığım goldü. Ayrıca
Galatasaray ve Sivasspor’a son dakikalarda attığım golleri de
söyleyebilirim.
Özellikle geçtiğimiz sezon birçok maçta ağır sakatlıklar yaşadın ama oyunu asla bırakmadın. Bu konuda neler söylersin?
Allah’a şükür bugüne
kadar takımımı yalnız bırakmadım. Allah’a şükrediyorum çünkü sakatlık
yaşasam da oynayabildim. Kötünün kötüsü de var. Yaşadığım bir sorun
sonrası küçük de olsa oynama ihtimalim varsa sahada yer alırım ama eğer
oynamazsam taraftarlarımız bilsin ki Burak Yılmaz’ın durumu ciddi.
Ailenle bir araya geldiğinde evde futbol muhabbeti yapar mısınız?
Babam teknik adam olduğu için, annem de teknik adam kadar bilgili kıvama geldiği için beni arayıp eleştiri yapabiliyorlar.
Annenin verdiği taktikler işe yarıyor mu?
Hareketli olmamı,
yerimde sabit durmamamı söylüyor. Açıkçası söyledikleri de işe yarıyor
(Gülüyor). Kız kardeşim ise Akdeniz Üniversitesi’nde okuyor ve voleybol
oynuyor. Maç öncesi beni arayarak başarı dileklerini iletir.
Medyada bilinçli olarak transfer haberleri yapılarak oyuncuların kafası karıştırılmaya çalışılıyor. Önce Onur, ardından Tolga, sonra sen ve şimdi de Colman için transfer haberleri yapılıyor. Bu durum futbolcuyu olumsuz etkiliyor mu?
Oyuncudan oyuncuya
değişir. Bazı oyuncuların gururunu okşar bazısına kötü gelebilir ama ben
kesinlikle ilgilenmiyorum. Net bir şey olduğu zaman menajerime
ulaşıyorlar. Şu anda teklifler aldığım doğru ama ben sadece
Trabzonspor’un başarısını düşünüyorum. Açık ve net.
Teknik Direktör Şenol Güneş’in “Olmak isteyen futbolcu Burak’a baksın” sözü sende nasıl bir etki yarattı?
Ben de olmak isteyen
futbolcu Şenol hocaya teslim olsun diyorum. O gerçekten bir futbolcudan
ne alabileceğini çok iyi biliyor. Şenol Güneş’in Türk futbolu adına
gerçekten önemli bir şans olduğunu söyleyebilirim.Futbol kariyerimde çok
kötü olaylar yaşadım. Gönderilme, takasa verilme, kiralanma gibi.
Buradan genç arkadaşlarıma, “Hiçbir şey için geç kalınmış sayılmaz”
demek istiyorum. İnanmadan ve çalışmadan olmuyor.
Son olarak söylemek istediğin bir şey var mı?
Taraftarlarımız bize inanılmaz bir destek sağlıyor. Desteklerini bundan sonra da sürdürmelerini rica ediyoruz. Trabzonspor’un oyuncuları olarak bizim niyetimizden kesinlikle şüphe etmesinler. Bizler onlar için varız, onlar da bizler için var.
Söyleşinin tamamını Trabzonspor Dergisi Aralık sayısında bulabilirsiniz....