Anadolu’da bir köy. Atlarıyla da meşhur. Memur efendi, o köye vaktiyle hükümet hesabına at satın almak için gidermiş. Yıllar sonra yine aynı vesileyle köye yolu düşmüş. Ama köy ne eski köy, eskiden beri tanıdığı Hasan Ağa da o eski ağaymış. Köy harap, insanlar yabancı, Hasan Ağa ise iki büklüm.

Memur sormuş Hasan Ağa’ya…

— Filan nerede?

— Öldü!

— Ya falana ne oldu?

— Göçtü gitti!

— Nerede bütün o iyi adamlar?

— Hiçbirisi kalmadı!

— Şu adam kimin nesi?

— Bir yabancı!

— Atlar ne âlemde, o atlar?

— Hepsi kırıldı gitti.

— O meşhur Ceylân?

— Bir sabah ahırında ölü bulduk!

— Ya Sülün, bakla kırı tay?

— Nazara uğradı!

— Ne diyorsun Hasan Ağa, dorular, yağızlar, allar?

— Hepsi, hepsi mahvoldu!

— Desene ki köyünüzde, iyi atlarıyla meşhur köyünüzde ne adam kaldı, ne at!

Hasan Ağa yosunlu gözlerini memurun gözlerine dikip şu cevabı vermiş: “Senin anlayacağın bey, iyi adamlar, iyi atlara bindileeer, gittiler.”

***

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilen Şike İddianamesi’ni okuduğumda o iyi adamları aradım fakat bulamadım. Hepsi, ‘atlarına binerek’ uzaklaşmış. Geriye ‘kötü adamlar’ kalmış. Eğer iddialar doğru ise milyonlarca taraftarın emekleri, heyecanları, sevdaları ‘para karşılığında’ çalınmış. Minik yüreklerin tertemiz duyguları sükûtu hayale uğratılmış!

***

İddianamedeki Trabzonspor… Fazlaca bir şey yok. Ama ‘var.’ Girişim, teşebbüs! Ama sonuç ‘yok.’ Sadece Asbaşkan Nevzat Şakar’ın Fenerbahçe-Ankaragücü maçına yönelik Mithat Halis ile yaptığı telefon konuşması risk taşıyor. “Okuyup, üfleme” mevzuu yani! Nevzat Bey, teşvik için mi “okunma” yoksa şike yapanların mı “üflenmesi” talebinde bulunmuş belli değil. Trabzonspor açısından en büyük şans, savcının iddialarının delillendirememesi.

İşin yargı boyutu her ne kadar tehlikeli olmasa da TFF süreci bir hayli zorlu geçecek gibi görünüyor. Biliyorsunuz ki, sadece ‘kanaat’ bile küme düşürmeye veya puan silmeye yetiyor. Şimdi ‘küme düşmenin’ kaldırılmasına uğraşılıyor. Trabzonspor’un büyük handikabı TFF’nin kurullarında tek bir Trabzonlu üyenin olmaması! Nedeni de Sadri Şener. Çünkü hiç kimseyi istemedi. Kendisine teklif edildi, ısrarda da bulunuldu ‘nedense’ göndermedi. Bir bildiği vardı herhalde! Demek ki bugünler içinmiş!

***

Bugün Türk futbolu kendi ‘adaletini’ arıyor. Ya temizlenip itibarını yeniden kazanacak ya da batacak!

Unutmadan. ‘Mehmetler’ hep çığır açmıştır. İstanbul'u fetih eden Mehmet! İstiklal Marşı’nı yazan Mehmet! Türk futbolunu yeniden şekillendiren Mehmet!

Kalın sağlıcakla