Bol transfer, bol sakat, bol eksikle girilen sezonun bu ilk karşılaşmasında...

Kazanılan bir puanın sezon sonunda ne anlama geleceğini elbette bilemeyiz...
Belki ah vah edilecek, belki de o kötü ötesi futboldan bir puan çıkarmak şu şu şu avantajlar sağladı bize denilecek... Bunu hep birlikte göreceğiz...
Alınan birçok oyuncuyu, kalanlarla harman edip bir makina düzeninde çalışır hale getirmek için zaman gerekiyor.
Sabır gerekiyor daha önemlisi...
Su molalarında hocanın istediklerini yapamayan oyunculara uyarıları ve uyarı yöntemleri gerilimin fotoğrafı gibiydi.
Rostov maçı sonrası oyuncularını seven, su molalarında ise neredeyse döven bir baba-oğul ilişkisinden ne sonuç çıkacak göreceğiz...

***

Dün sahaya sürülen 11'in bir çoğu ideal 11'in parçaları değildi.
Trabzonspor'un ideal 11'i kimler midir? Bence şu an için ilk Rostov maçının 11'i diyebilirim... O kadroya Özer takviyesi gelecek yakında...
O kadroya en az 2 kaliteli isim daha transfer edilecek...
Haliyle, Trabzonspor takım olma yolunda sağlam bir eşikten geçirmiş olacak izleyenlerini...
2 önemli eşik var ve biri aşıldı. İlki Avrupa Ligi ve ikincisi de ligin 2. haftası stratejik öneme haiz karşılaşma!
***

Hal böyle olunca, henüz birbirine alışacak zamanları dahi olmamış oyuncuların takım oyunundan eser de yoktu. Takım oyununda kenar yönetiminin de birçok oyuncunun mazisine hakim olmadığını düşünmekteyim.
Serdar Gürler'in en azından bu haliyle Fatih Atik'ten daha uygun olduğunu, Soner'in de şu an için Mehmet Ekici'den daha önce tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Maçın iyisi: Deniz Yılmaz.

Not: 2010-15 sezonu hayırlar getirsin