Millet olarak tarih boyunca birçok düşmanla mücadele ettik. Zaman geldi büyük zaferler kazandık. Yaptıklarımızla dünya tarihinde kalıcı izler bıraktık, çağ kapattık çağ açtık. Birçok devlet kurduk, onca ülkeye hâkim olduk. Devlet adamlarımızın fermanları, emirleri sadece kendi topraklarımızda değil düşmanlarımızda bile karşılık buldu. Tabi devletlerimiz de yıkıldı fakat hiçbir zaman başka milletlerin devletinden medet ummadık; millet olarak kenetlendik, düştüğümüz yerden kalktık ve yeni bir devlet daha kurduk. Alışık değildik hiçbir zaman başkasının egemenliğinde yaşamaya. Tarihimizde değişmeyen değerlerdendir; egemenliğimize ve bağımsızlığımıza olan düşkünlüğümüz. Evet, yine önemli bir karar öncesi söz milletimizde. Yeni anayasa değişikliği ile yönetimdeki iki başlılığa son verilecek, daha hızlı karar alınıp, yapılanların karşılığında halk doğrudan karşısında muhatap bulabilecek.  Tabi bu bazılarını rahatsız ediyor. Statüko sayesinde makamlarını sürdürenler bundan rahatsız oluyor. Halktan ümidini kesip halka sırt dönenler bundan rahatsız oluyor. Terör örgütleri bundan rahatsız oluyor. Siyasetten değil de ordudan medet umanlar bundan rahatsız oluyor. Dış güçlerin vekâlet sahipleri bundan rahatsız oluyor. 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasından rahatsız olanlar bu Anayasa değişikline karşı çıkıyor. Bölgesinde güçlenen, söz sahibi olan Türkiye’nin ekonomik ve teknolojik bağımsızlık kazanmasından rahatsız olanlar bu değişikliğe karşı çıkıyor. Destekledikleri terör örgütlerinin yok olmasından rahatsız olan Almanya, Hollanda ve ABD gibi devletler bu Anayasa değişikliğine “hayır” diyor; bu değişiklikten rahatsız oluyor. O kadar rahatsız oluyorlar ki artık açık açık ülkemizi hedef alabiliyorlar. Tabi onlar için güçlü bir Türkiye tehdit unsurudur. Parçalamaya çalıştıkları Müslümanları ayakta tutacak, bir araya getirecek Türkiye’den Papa’nın rahatsız olmasını anlıyor insan da kendini muhafazakâr sanan içimizdekileri anlamakta zorlanıyor insan. Daha birkaç gün önce ülkemize düşman teröristleri barındıran AB liderlerini Vatikan’daki Apostolik Saray’ında kabul eden Papa François, haçlı ittifakını gözler önüne sermiştir. Ne yazık ki ABD, PKK’nın Suriye’deki uzantısı terör örgütüne verdiği desteği devam ettirmekle yetinmeyip; 15 Temmuz darbe girişiminden 6 gün sonra ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu adına kayıtlı telefon numarasından Adil Öksüz’ün cep telefonunun aranması sözde müttefikimizin asıl niyetini ortaya koymaktadır. Özellikle Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD’de tutuklanması referandum öncesi Türkiye’ye zarar verme gayesidir. Yazıma son verirken referandum öncesi dış destekli “hayır” cephesinin yaptığı bu davranışların hesabının “Evet” çıkmasıyla sorulacağını belirtmek isterim. Selam ve dua ile.