Hep söylerdik bizim bizden başka dostumuz yoktur diye. Evet, gerçekten de öyleymiş. Bakıyorsunuz daha düne kadar dostumuz olduğunu iddia eden Rusya bugün bizim için en tehlikeli ülke konumda. Tabii ki ne dostluklar ne de düşmanlıklar ebedidir. Fakat siz hakkınız olmadığı bir ülkeye müdahale eder, masum halkı bombalarsanız biri size dur der. Evet, Türkiye de bunu yapmıştır. Tabi verilen bu tepki Rusya’nın alışık olmadığı türdendi. Bunun rövanşını almak için Rusya en alçak yollara başvurmuş ve başvurmaya devam ediyor. Rusya ülkemiz ve bütün bölge için tehdit oluşturan en alçak terör örgütü PKK ve Suriye’deki kolu PYD’ ye açık açık destek veriyor. Rusya bunu ilk kez yapmıyor ama artık saklama gereği duymuyor.

Aklınca ülkemizi böylesi alçak yollarla hizaya getirmeye; düşürülen uçağının intikamını almaya çalışıyor. Hadi Rusya’nın uçak acısı var da ABD’ye ne olmuş? Evet, sorsanız en iyi dost en yakın müttefikiz ama icraata gelince hiç de öyle değil. Bir bakıyorsunuz ABD; “PYD terör örgütü değildir” diyor. Bu yetmemiş gibi Suriye için PYD’ye verdiği silahlar Sur’da, Cizre’de, Silopi’de PKK teröristlerinde çıkıyor.

Böyle bir dostluk böyle bir müttefiklik olur mu? İşte böylesi zor bir süreçten geçerken Türkiye adeta yapayalnız. Her ülke kendi geleceğini düşünüyor. Her defasında insan hakları, demokrasi sözcüsü kesilen Avrupa ülkelerinden Rus bombardımanına karşı boş söylemlerden başka hiçbir tepki yok. Tek korkuları Suriyeli sığınmacıların ülkelerine ulaşması. Bunu engellemek için daha düne kadar dikkate almadıkları, ülkemizin adeta kapısında kaldılar. Almanya Başbakanı Merkel’in Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile 26 Eylül'den bu yana sekiz kez görüşmesi Türkiye’nin Suriye meselesindeki kilit rolünü, Avrupa’nın acizliğini gösteriyor. Bu konuda BM, birleşik tiyatro oyunu oynuyor. Utanmadan Türkiye’ye -açık olan kapılarımızı- açın, diyor. Merak etmeyin Güney kapımız açık, batı kapısını da açacağız.  Küreselleşen dünyada artık kimse sınırlarını böylesi olaylara kapatamıyor.

Suriye’deki olaylar Avrupa’nın göbeğine etki edebiliyor. Bundan dolayı hiçbir şey eskisi gibi değil. Fakat Suriye gibi iktidar boşluğu, iç karışıklık olan yerlerde mikrop gibi terör örgütleri türüyor. Sonra da dünyanın her yerinde bombalar patlıyor. Fakat kimse şunu unutmasın terörün ne milliyeti, ne dini, ne sahibi olur. Gün gelir beslediğin terör gelir seni de vurur. Avrupa ülkeleri ve ABD sadece DEAŞ’ı terör örgütü olarak görüyor. Bunun sebebi bu örgüt üyelerinin kendilerince “radikal dinci” olması. Ama onlara göre Lenist, Marksist görüşte olan PYD ve PKK terör örgütü değil. İşte böylesi bir mantık olduğunda; Ey dünya, siz terörü yok edemezsiniz! Ülkemiz terör belasını İnşallah bitirmek üzeredir. Bence bundan sonrasını Avrupa düşünsün. Artık sınırlar insanları, zırhlar bombaları tutamıyor.