G-20 zirvesinin önüne geçen terör; Fransa’nın demokratik, güçlü, özgürlükçü makyajını bozdu. Bütün bunlar bir terör saldırısına kadarmış. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Paris’teki olaylar sonrası “Fransa artık savaştadır.” dedi. Bir terör saldırısıyla olağanüstü hal ilan eden Fransa, sosyal medyaya da kısıtlama getirdi; sınırlarını giriş çıkışlara kapattı. Oysa Türkiye birçok terör olayına ve terör örgütüne karşı 30 yıldır mücadele veriyor. Biz tüm dünyaya teröre karşı birlikte mücadele edelim derken, sömürgeci Batı ülkeleri teröre destek çıkıyordu.

Çünkü henüz terörün ucu kendilerine dokunmamıştı. Paris saldırısı ile birlikte bu acıyı yaşayan Fransa kendine geldi. İnşallah bu Fransa hükümetine bir ders olur.Bunları söylerken şunun altını çizmemiz gerekir. Kimden gelirse gelsin, Terörün her türlüsüne lanet olsun. Çünkü terörün dini, dili,  ırkı, rengi olmaz. Menfaatlerin ön planda olduğu bir dünya düzeninde bu sözün anlamı daha da önem arz ediyor. “Menfaatin için göz yumduğun haksızlık sanma ki yanına kalır.” O haksızlık gün gelir kapına dayanıp senin de hakkını elinden alır. Bugün dünyada terör adı altında tam da yaşadığımız budur. Bu sefer terör Avrupa’nın kalbini, merkezini vurdu. Onlarca ölü, yüzlerce yaralı... Yıllarca ülke olarak bu acıları çok yaşadık hala daha yaşıyoruz.

Hiçbir ülke bizleri anlamadı, anlamak istemedi. Bu yetmemiş gibi yıllarca ülkemize saldıran başta PKK terör örgütü olmak üzere her türlü terör örgütüne destek verdiler. Tabiri caizse kurtla yediler, kuzuyla ağladılar. Senin terörün, benim terörüm dediler. İşlerine geldiği gibi davrandılar. Paris’te yaşanan bu saldırıdan birkaç gün önce “Fransa Demokratik Kürt Konseyi” adlı örgütün organize ettiği konferansa, Türkiye'nin kırmızı listede aradığı terörist KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar da katılarak konuşma yaptı. Demek ki olay, beni ısırmayan yılan bin yıl yaşasın ama öyle olmadı; beslediğin yılan seni de ısırdı. Fransa hükümeti yıllarca ülkemizi kan gölüne çeviren PKK terör örgütünün yöneticilerini terörist olarak kabul etmiyor.

Ama kendisine ismi değişik başka bir terör örgütü saldırınca terörün ne olduğunu anladı. Oysa aynı örgütünün PKK ile iş birliği 10 Ekim Ankara saldırısıyla ortaya çıkmıştı. Tüm dünya özellikle de Avrupa bu olayı sessizce seyretmiş hatta içimizdeki uzantılarıyla nerdeyse katliamdan hükümeti ve Sayın Cumhurbaşkanımızı sorumlu tutmuşlardı. Şunu hiç kimse ve hiçbir devlet unutmasın ki başka ülkeleri yok etmek için yaktığın ateş bir gün gelir seni de yakar. Bugün yaşanan budur. Böyle olmasına rağmen bu katliamlar bizleri derinden yaralıyor. Çünkü bizim insanlık anlayışımızda, İslam anlayışımızda ne olursa olsun kim olursa olsun; suçsuz bir insanı öldürmek tüm insanlığı öldürmekle eş değerdir. Bugün PKK terör örgütünün bu kadar büyümesinde palazlanmasında Fransa devletinin çok büyük katkıları vardır. Hele geçmişe bir baktığımızda Bayan Daniella Mitterrand’in sözleri hala hafızalarımızda. Bayan Mitterrand; Apo’dan daha Apo'cu olduğunu söyleyerek PKK’nin eylemlerine destek verdiğini belirtmişti. Evet, yıllarca Bayan Mitterrand kalbinde olan PKK terör örgütünün bir başka versiyonu Fransa’nın kalbini vurdu. Sonuç olarak şunu hiçbir dünya ülkesi unutmasın: Terörü destekleyen her ülke bir gün terörü tadacaktır.