Trabzon tarihi bir geceye tanıklık etti. Biz de gazetemiz adına bu anları Avni Aker'in yol tarafındaki kale arkasında Vira grubunun arasında izledik. Taraftarlar maçı nasıl izliyor, neler yaşıyor birebir görmek istedik. Her spor köşe yazarının bunu yapması gerekir diyerek devam edelim. Taraftar maçtan önce, "Turu geçemezsek de dik oynasın yeter" diyordu. Egemen'i, Ufuk'u, Cihan'ı, Ayşegül'ü, İlksen'i, Ünal'ı hepsi, bu düşüncedeydi.
Yağmur altında bir tarafta bordo bir tarafta mavi yağmurluklarıyla âşık oldukları takımlarını destekliyordu.
Bedirhan İstanbul'dan, Barış Adana'dan, Murat Afyon'dan Trabzon'a gelmişti. Tek yürek olmuşlardı.
Herkes büyük heyecanla Trabzon'un dişe diş mücadele etmesini beklerken Mandıralı, maça sürpriz bir 11'le çıktı. Bu 11, ilk yarı kaleye dahi gidemedi. Şut çekemedi.
İkinci yarı da farksız değildi. 

ÇOK KÖTÜYDÜLER 
Juventus'tan 2-0'dan maçı almak zaten imkânsız gibi bir şeydi.
Lakin Hami hoca bunu tamamen kolaylaştırdı. Orta sahayı bomboş bırakarak, "hücum oynayacağım" dedi. "5-5" taktiği kurdu. Eğer sen, böyle dizilişle hele de bu takıma o alanı bırakırsan, sahadan zaten beklediğini alamazsın. Oysa ilk maçta yaptığını yapsa, o beklenen mücadeleyi belki de gösterecekti. Orta sahayı kalabalık tutarak, ilerde hızlı adamlarla gol arayabilirdi. Olmadı!
Ez cümle, çok hücumcu ve o kadroyla maç kazanamazsın!
Maçın yıldızı yine Onur'du.
Farkı önledi. Taraftarların O'nun için yaptığı tezahürat ilginçti: "Başın öne eğilmesin, aldırma Onur aldırma.
En büyük sen değil misin, aldırma Onur aldırma." Gelelim diğer futbolculara. Vasatın üstüne dahi çıkamadılar.
Trabzonspor'un Avrupa serüveni, dün akşam sona erdi.
Kendilerine teşekkür ediyoruz. Bugüne kadarki maratonda, iyi mücadele ettiler. Zaten bu kadro yapısıyla, ancak bu kadardı… Bir taraftarın sözüyle bitirelim… "Trabzonspor, kazanır, yenilir, elenir önemli değil. Hiç olmazsa 
bazı takımlar gibi men edilmez.
"