Tipik bir deneme, tipik bir prova, tipik bir hazırlık karşılaşmasıydı dün gece oynanan...
Keçiörengücü takımı denediği şeyi tam anlamıyla başarırken, tebrik edilesi, takdir duyulası bir performans daha sergiledi. "Daha sergiledi" diyorum, zira o ilk karşılaşmada; Ankara ayazında son saniyelerde kaybettiklerinin 3 puan ve net bir galibiyet olduğunu iyi hatırlayalım.
Ve bunu da üstün performans, güzel oyunla başardıklarını anımsayalım...

***

O gün Trabzonspor bol rotasyonlu, risk almayan, öz güveni kaybolmuş futbolcular topluluğuyken...
Dün geceki Trabzonspor bu ligde mevcut kadro yapısı içerisinde "en ideal" denilebilecek kadrosuyla sahadaydı. Afrika karmaşası, gelenler, gidenler, gelemeyenler, alınamayanlar, sakatlar hocayı bu ya da buna yakın kadro ile zorlu tempoya girmeye mecbur bırakmış olmalı...

***

Risk aldı, Ekici tam da bu riski almaya ne gerek var diyenleri haklı çıkaracak türde sakatlık sorunu yaşadı.
Hoca denedi... Birlikte oynamaları için bundan iyi bir "ara" fırsat olamaya cağı içinde bana göre de doğru olanı yaptı...
Takımının kapasitesini gördü, muhtemelen kapanan bir takıma erken ya da geç bir gol atamadığında işlerin özellikle iç sahada arapsaçına dönüştüğünü gördü. Oyunu iki yönlü oynayan bir ön liberosuz olmadığını, forvette alternatifsizliğin "başka varyasyonlar" deneyememeye sebep olduğunu gördü.

***

Bazı oyuncuların mevcut idmanlar haricinde "isabetli orta kesme" çalışması yapması gerektiğini gördü.
Bazen bir maçı izlerken "ne yapsalar, neyi deneseler bu maçta gol olmaz" hissine kapılırsınız ya hani...
Daha maçın başı sayılabilecek dakikalarda Erkan Zengin'in çekingen hali, Cardozo'nun direkten dönen kafası, şutlar ve Keçiörengücü kalecisi Ulaş'ın müthiş kurtarışları beni 90 dakika işte bu his içerisinde tuttu.