Tonya Tereyağı da ikram edilen stantta Başkan Beşel ile Tonya Tereyağının 1888 tarihli Osmanlı Salnamelerinden alınmış belgesini de Ankara’ya getirdi. 

TONYA TEREYAĞI, TEREYAĞDIR, TEREYAĞ GİBİ YAĞ DEĞİLDİR… 

Başkan Beşel,  “Tereyağının anavatanı Tonya zaten. Karşıda Tonya tereyağı tapusu denilen bir belge var, bu 1888 tarihli Osmanlı salnamelerinde alınmış bir belgedir. Tereyağının geçmişte Tonya'da üretildiği ancak ticari yolunun Vakfıkebir üzerinden ülkenin muhtelif yerlerine, hatta İstanbul'a da gönderildiği orada açıkça yazılmaktadır. 
Şu anda fiili durumda da zaten büyükbaş hayvancılığın en önemli yapıldığı yer ilçemizdir, Tonya. Zaten biz müracaatla Tonya tereyağını, Türk Patent ve Marka Kurumundan coğrafi tescil işaret aldık. Tonya Tereyağı tereyağıdır, tereyağı gibi yağ değildir. Tereyağının üstünlüğü, lezzeti, kokusu, tadı hiçbir şey tartışılmaz. Kendine münasır, kendine özgü özellikleriyle Tonya tereyağı ayrıcalıklı bir tereyağıdır” dedi. 

İÇERİSİNDEKİ MADDELERE BAKTIĞINIZ ZAMAN… 

Trabzon’da da son dönemde görülen üzerine ‘Yemeklik yağ’ yazılan ancak şekil olarak tereyağına benzeyen ürünlerle ilgili soruya ise Başkan Beşel, “Bu insanların sağlığına verdiği kıymetin bir tezahürüdür. İnsanlar eşyasına, arabasına verdiği kıymetin bir miktarını sağlığına verirse bu tür gıda terörü dediğimiz, neticede insanlara zararı minimize edilmiş olur. Bu tür yemeklik yağ denilen maddelerin içerisindeki maddelere baktığınız zaman birçoğu kimyasal ve insan sağlığına tıbben zararlı maddeler olduğunu görürsünüz.

PKK'ya peş peşe darbeler! 23 PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi PKK'ya peş peşe darbeler! 23 PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi

FİYAT KARŞILAŞTIRMASI İLE SAĞLIĞINIZI TEHKİLEYE ATMAYIN

Tonya tereyağında, Tonya'da üretilen sütün dışında hiçbir ek katkı maddesi yoktur. Biz tescil işaretinin sınırlaması dolayısıyla Tonya sütünden başka bir yerin sütünü de zaten kullanmıyoruz, kullanamıyoruz. Ama ülkemizde bu gıda konusu son derece önemlidir. Çünkü bir çocuğun veya bir insanın aldığı gıda onda tıbbi sonuçlarını bir süre sonra, 10 sene sonra, 20 sene sonra gösterebilir. Biz bugün başımıza gelen bir sağlık hadisesinin menşeinin nereye dayandığını bazen bilemeyebiliyoruz. Dikkat etmek lazım. Doğal tüketime dikkat etmek lazım. İnsanlara fiyat karşılaştırması ile sağlıklarını tehlikeye atabiliyorlar. Sağlığımızın fiyatı olmaz. Doğallıktan hiçbir şekilde sapmamak lazım” dedi. 

TONYA TEREYAĞI’NIN GELECEĞİ TEHLİKEDE Mİ?

Ülke ve Trabzon genelinde hayvan sayısının giderek azalması sonrasında Tonya Tereyağı’nın da geleceğinin tehlikeye düşüp düşmediği sorusuna ise Başkan Beşel, “Bunu münferiden değerlendirmemek lazım. Ülke genelinde 30 - 40 yıl evvel taşra nüfusu yüzde 40’lardayken bugün taşra nüfusu yüzde 7,5 – 8’lere düşmüş. Taşra nüfusunun şehirlere, toplu yerleşim yerlerine aktarılmasıyla tarım ve hayvancılık buna paralel olarak bir gerileme yaşıyor. Tonya gibi yerlerde mandıra hayvancılığı çok zor. Aile işletmeciliği şeklinde ailelerde, 2 tane 3 tane bilemedin 10 tane olacak şekilde uğraşı yapılır. 

HERKES ÜNİVERSİTE MEZUNU OLMA PEŞİNDE

Ama günümüzün gençleri biliyorsunuz, herkes üniversite mezunu olma peşinde. Ara eleman veya tarım ve hayvancılıkla uğraşmak gibi meyil yok. Mümkün mertebe insanlar bundan uzaklaşıyorlar, meyil etmiyorlar. 
Bu da ister istemez tarımı ve hayvancılığı etkiliyor.  Yani bu, ilçemizde ve ülke genelindeki gidiş, Trabzon'umuzda da ilçemize de yansıyor. Bu duruma karşı etkili önlemlerin mutlaka alınması lazım. 

BİR JENERASYON DEVRE DİŞİ KALINCA KAPASİTE KÜÇÜLECEK

Ancak bir defa Tonya'da belli bir jenerasyonun devre dışı kalmasıyla, ben hayvancılık ve tarımın istikbalde biraz daha kapasite küçülteceği kanaatindeyim. Çünkü gençlerimiz artık böyle hep kalem efendisi olma peşinde, hep böyle hani üniversite mezunu kıvamıyla kimse eline kazma, kürek almak gibi bir cihete gitmiyor, fiilen çalışmak gibi bir cihete gitmiyor. 
Ülkede esasında, tabii yönetici veya emredici kadroların yanında, esas yapıcı, ara eleman, icra edici kadrolara ihtiyaç var. Yani bunlar da azaldığı müddetçe üretim azalıyor. 

HAYVANCILIĞIN DURUMU EPEY TOPARLADI

Yani bugün bir kalebodur ustası bulamıyorsunuz, bir duvar ustası bulamıyorsunuz, bir sıva ustası bulamıyorsunuz, bir demir ustası bulamıyorsunuz. Anneler yanlarında ahırda kendine yardımcı olacak evlatlarını bulamıyorlar... Yani bu dediğinize aynen katılıyorum, bunun gözden geçirilmesi lazım. 
Son zamanlarda ekonomik olarak hayvancılığın durumu da epey toparlandı. Bundan 1 sene evvel, 2-3 sene evvel Tonya'da 10.000 Lira civarında olan bir ineğin fiyatı bugün 100.000 lira ile 150.000 lira arasında değişiyor ve et fiyatlarına bakıyorsunuz, 100-150 lirayken bugün 400-500 liralardan bahsediliyor. 

BU DEĞERİ KAYBETTİĞİNİZ ZAMAN NE YAPACAKSINIZ?

Bu başlı başına oturulup konuşulması gereken önemli bir konudur katılıyorum. Yöremizin de bir sorunu olarak ben bunu dile getiriyorum çünkü bu bir değerdir. 
Örneğin Tonya tereyağı ve süt bunlar bir değerdir. O değerlerinizi kaybettiğiniz zaman ne yaparsınız? 
Hollanda'dan alırsınız, Fransa'dan alırsınız. Ondan sonra da dış ticaret açığı edersiniz, içerisinde kimyasal madde dersiniz veya döviz dışarıya gidiyor dersiniz. Üretmeyen toplumlar üretenin kölesi olmak gibi bir yola doğru giderler. Ekmek ve üretmek lazım…” diye konuştu.