Trabzonspor’da karşılaşmaya çıkılırken, başlarken ve mücadelenin içersinde “Bu maçı alacağız başka yolu yok” görüntüsü verilemiyor. 

Tepki yok.

Öne oynamak yok.

Mücadele yok.

Paraguaylı Oscar Cardozo golcü ama pas gelmezse nasıl gol atacak?

Erkan Zengin çok yavaş.

Alman orta saha Marko Marin her zamanki gibi yok.

“İleri çıkarken topu kaptırırsak ne yaparız” korkusu Trabzonspor’a futbol oynatmıyor.

Tesadüfen gelen gol Trabzonspor’u sevindirdi ancak Mersin İdmanyurdu’nu da hareketlendirdi.

Trabzonspor’un en büyük eksiği sahada oyuna kaptanlık yapabilecek futbolcusunun olmaması.

Bordo-Mavililer’de Okay Yokuşlu ve Sefa Yılmaz koşmaya çalışıyor ama oyuna kattıkları yok.

Cardozo ilerde ayağında top tutamıyor. Azıcık tutsa arkadaşları yerleşecek ama yapamıyor.

Kısaca; ileri uç ve orta sahada direnç gösteremeyen Trabzonspor savunmasıyla ayakta kalmaya çalışıyor.

Ancak savunma da dağınık.

Futbolcuların içindeki durumu bire bir anlıyorum. Ama kendilerinin yardımcısı yine kendileri, bizlerin yapacağı bir şey yok.

Trabzonsporlu futbolcuların kondisyon olarak eksikleri olmadığını görüyorum ama bir türlü takım olamamanın sıkıntısı sürüyor.

Forvet rakip savunmayı yormuyor, zorlamıyor, sıkıntıya sokmuyor. Böyle olunca gol tesadüflere kalıyor.

Yaşanan kriz, transferi menajerlerle değil, futboldan gelenlerle ve takımın ihtiyacına göre yapılması gerektiği açıkça ortaya çıkarmış.

Hami Mandıralı’ya ağabey tavsiyesi: Bu maçtaki gol sevincin Trabzonspor’a yakışmadı; lütfen dikkat!