Kendimi bildim bileli, 40 küsür yıldır, şu ülkede ağız tadı ile bir emek bayramını kutlayamadık.
Ülkenin kurucu iradesi, ilginçtir, Dünya 1 Mayıs’ı emek bayramı olarak kutlarken bize, “Bahar Bayramı” diye yutturdu. Çocukluğumuzda, 1 Mayıs’ı, piknikte kutlar, sonra da denize girerdik.

1 Mayıs denize girmenin de tarihiydi, bahar gelmişti ya!
Ben 40 küsür yıldır gönül rahatlığı ile kutlayamadığımız  emek bayramını, benden daha büyük kuşak, hiç kutlayamadı.
Ülkem, her 1 Mayıs’ta diken üzerine oturdu.
1 Mayıs’ı birileri isyan birileri ise, isyana karşı dik duruş olarak algıladı.
Bense, 1 Mayıs’ı; Trabzonspor’la eşleştiriyorum.


Eğer futbolun emek, hak hukuk mücadelesi denilirse ve varsa akla Trabzonspor gelir. Trabzonspor’un kuruluşundan bu yana verdiği mücadele emek üzerinden değerlendirildiğinde, Trabzonspor 1 Mayıs’ın kendisidir.

+++

1 Mayıs’a muhalefetteyken sahip çıkanlar, iktidara geldiklerinde öcü gibi korkuyorlar.
Trabzonspor’dan da öyle.
Futbolu yönetenler şikeyi ört pas ettiler ama Trabzonspor’un milyonlarca taraftarı örtülen şikenin üzerini açıyor, bütün çıplaklığı ile futboldaki kirli ilişkileri gündemde tutuyor. Bu da siyasi irade başta olmak üzere kirli ilişkileri içerisinde olanları ürkütüyor.

+++

Bu memlekette, 1 Mayıs bir zamanlar yasaktı. Şimdi, işçi bayramı. Taksim, bir zamanlar açıktı, şimdi kapalı.
Bu memlekette, hak ve hukuk geç tecelli ediyor.
Bir gün gelecek, 1 Mayıs’ı dünyadaki benzerlerini kıskandıracak şekilde kutlayacak, Trabzonspor’un gasp edilen kupası da, müzesine gelecek.
Bir gün o olacak.
Kesin olacak.