Yenilenmiş kadrosuyla sezonun ilk resmi maçına çıkan Trabzonspor'da gözle görülen en olumlu değişiklik son üç sezonun aksine takımın sürekli ileri doğru oynama isteğiydi. Bunda Vahid hoca'nın oyun anlayışının yanında yeni transferlerin kalitesinin etkileri de yadsınamaz.

Şurası bir gerçek ki; iyi futbol iyi futbolcularla oynanır ve Trabzonspor'un oyuncu kadrosunda da 2011 senesinin şampiyon kadrosundan bu yana ilk defa bu denli bir kalite artışı yaşandı.

Değişmeyen ve sorun olmaya devam edecek gibi görünen taraf ise orta sahada savunma ve pas bağlantısı yapacak oyuncu eksikliğiydi.

 Dönem dönem Constant ve Medjani bu göreve soyunduysalar da özellikle savunma anlamında eksik kaldılar. Bu bölgede Borceanu'nun takıma geri dönmesi savunma anlamında orta sahaya katkı sağlayacaktır ama yabancı sınırlaması baş ağrıtacak gibi duruyor.

Geçen sene takıma monte edilen Yusuf'un çalışkanlığı, yeni gelen yerlilerden Sefa ve Musa'nın takıma yabancılık çekmemeleri bu sene beşe düşürülen yabancı sayısı düşünüldüğünde takım adına olumlu gelişmeler olarak düşünülmeli...

 Zeminine ve hakeme de bu noktada bir paragraf açalım... Avni Aker'in zemini futbol oynamaya kesinlikle müsait değil ve bu durum teknik oyuncu sayısı artan Trabzonsopor için bir dezavantaj. Bu durum bir an önce halledilmeli ki ileride gerek oyun gerekse sakatlık anlamında sıkıntı yaşanmasın.

Maçın hakemine de değinmek gerekirse; ilk golün bariz ofsayt olması, Yusuf'a yapılan bariz penaltının verilmemesi, faullerde çok hata yapması Litvanyalı hakemin bu maçı kaldıracak kalitede olmadığının kanıtıydı.

Her ne kadar rakip takım Trabzonspor ayarında olmasa da takımın ilk resmi maçında galip gelmesi, bozuk zemine rağmen etkili ataklar geliştirmesi ve gruplara kalmak için ikinci maç öncesi avantajlı bir skor yakalaması geleceğe dönük umut vaadeden gelişmelerdi.