367 kriziyle başlayıp, Genelkurmay'ın internet sitesine konan e-bildiriyle sürdürülen 27 Nisan sürecinde, partisinden bağımsız hareket edip baskılara aldırmayan Eski DYP'li Milletvekili Ümmet Kandoğan, çarpıcı açıklamalar yaptı.

"Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar öyle korkutuldular ki, ihtilal olacağına inandılar" diyen Kandoğan, bu tavrı nedeniyle ölüm tehdidi aldığını kaydetti. Kandoğan, "27 Nisan'da hükümet o bildiriyi yayımlamasaydı, ortam 28 Şubat'tan beter olurdu" diye konuştu.

27 Nisan Süreci Masaya Yatırıldı

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, bu kez 27 Nisan sürecini masaya yatırdı.

Komisyon bu çerçevede, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararla gündeme oturan Meclis'teki 367 krizini, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmemesi için başlatılan kampanya sürecini, Cumhuriyet mitingleri ve gece yarısı Genelkurmay'ın internet sitesine konan bildiri ile birlikte, Türk demokrasi tarihine sürülen en son lekeyi merceğe aldı.

Eski DYP'li Milletvekili Ümmet Kandoğan da 27 Nisan sürecinin bilinmeyenlerini Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonuna anlattı.

O dönemde, partisinin ve bazı çevrelerin bütün baskılarına rağmen Meclis'e gidip cumhurbaşkanlığı seçimi için oy kullanan, dönemin DYP milletvekili Ümmet Kandoğan, tüm tehditlere rağmen Meclis'te nasıl oy kullandığını anlattı.

"Ölüm Tehditleri Altında Girdim Meclis'e”

O günleri anlatan Ümmet Kandoğan, "Ölüm tehditleri altında girdim Meclis'e. Yüzlerce mesaj geliyordu telefonuma. Odama yüzlerce insan geliyordu, oylamaya katılmamam için" dedi.

“DYP ve ANAP Baskılara Dayanamadı”

Kandoğan, 27 Nisan'a giden süreçte, Meclis'teki iki muhalefet partisi olan DYP ve ANAP'ın başta cumhurbaşkanlığı için oy kullanmaya eğilimli olduklarını, ancak daha sonra iki partinin de baskılara dayanamadığını anlattı.

Asker ve Demirel’i Adres Gösterdi

Baskılar konusunda asker ve Süleyman Demirel'i işaret eden Kandoğan, "Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar, öyle korkutuldular, öyle tehdit edildiler ki, ihtilal olacağına inandılar ve ödüllendirileceklerini söylediler. ‘İkiniz de bizim dönemimizde önemli görevler alacaksınız’ dediler. Yoksa niye girmesinler Meclis'e?" dedi.

Ahmet Necdet Sezer'in 330 oyla seçildiğine ve o zaman 367 sorununun yaşanmadığına dikkat çene Kandoğan, 27 Nisan sürecinde toplumun düzenlenen mitinglerle gerildiğine işaret etti.

“AK Parti O Bildiriyi Yayınlamasaydı, Ortam 28 Şubat’tan Beter Olurdu”

27 Nisan'da dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından kaleme alınan bildiriyle doruğa çıkan gerilim sonrası, hükümetin tavrının olası kötü sonuçların önüne geçtiğini de ifade etti.

Ümmet Kandoğan. "27 Nisan, Türk siyasi hayatında bir dönüm noktasıdır. AK Parti 28 Nisan'da o bildiriyi yayımlamasaydı, Türkiye'de ortam 28 Şubat'tan beter olurdu" şeklinde konuştu.

Ekşi: “Basın İyi Sınav Veremedi”

Komisyonun bir başka konuğu ise, 1960 darbesi de dahil, demokrasiye yapılan tüm müdahaleleri gazeteciyken yaşayan, şimdilerde ise CHP'den milletvekili olan Oktay Ekşi idi.

Ekşi, "Darbeler konusunda basın iyi sınav vermedi. Bugün bir darbe olsa Türk basınının dünkünden farklı bir tavrı olmaz" dedi.

“Merve Kavakçı Olayı Provokasyondu”

28 Şubat sürecini de değerlendiren Ekşi, Merve Kavakçı olayını provokasyon olarak değerlendirdi. Oktay Ekşi, "Kavakçı, sistemi provoke etmek amacıyla Sayın Erbakan tarafından getirilmiştir" diye konuştu.

Bahattin Şeker: "Kasıt Olduğu Belliydi, Direkten Döndük"

28 Şubat'ta asker kaçağı olmakla suçlanan dönemin Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Bahattin Şeker de komisyona konuk oldu.

O süreçte askere tekrar çağrılan, ancak "askere elverişsiz" olduğu anlaşılan Şeker, "Kasıt olduğu belliydi, direkten döndük" dedi.