Babacan, "Ben daha öncede ifade ettim siyasetle ilgili uzun vadeli planlarım yok. Üçüncü ve son dönemimiz milletvekili olarak. Dolayısıyla biz bu dönemden sonra asıl kendi işimize döneceğim. Şu anda planımız bu. Özel sektörden geldim tekrar özel sektöre kendi işime döneceğim. Siyasetle alakalı bir plan-program yok kesinlikle." dedi.

Japonya'nın başkenti Tokyo'da düzenlenen Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nın ortak toplantılarına katılan Başbakan Yardımcısı Babacan, üç gün süren yoğun temaslarının ardından Türk basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yerel seçimlerin erkene çekilmesine ilişkin meclisteki oylamada yaşanan son gelişmeyi, "Aslında meclisten geçti ama bir de referandum gerekebilecek galiba. Ben çok yakından takip edemedim burada olduğum için. 367 gerekiyor referandumsuz bir şekilde olması için. Meclisteki oylamalarda 367 rakamına ulaşılamamış. Ben de Başbakan Yardımcı Bekir Bozdağ'a vekalet bırakmıştım. Benim yerime oy kullandı o orada. Bu durumda oturup tekrar bir değerlendirme yapılacaktır." şeklinde değerlendirdi.

Babacan, yepyeni bir Sermaye Piyasası Kanunu tasarısı hazırlayıp meclise gönderdiklerini ve alt komisyonun da çalışmalarını tamamladığını belirtti. Üst komisyonda da tasarının görüşüleceğini belirtti. Babacan, "Halktan para toplamak suretiyle yapılan projeler ve yatırımlar önemli bir konu. Bir yandan bunu desteklenmesinin devam etmesi gerekiyor eğer öyle bir imkan varsa özel sektörde öyle bir yatırım modeli oluşuyorsa bunu desteklenmesi lazım. Ama bir yandan da kötü niyetli olabilecek yaklaşımları ve girişimleri engel olmak lazım. Çünkü, tarihimizde pek çok kötü tecrübe söz konusu. Şöyle ya da böyle vatandaştan para toplayıp daha sonra ortadan kaybolan ya da topladığı paraları karşılığı veya hizmeti vatandaşlarımıza sunmayan firmalar dönem dönem ortaya çıkabilir. Bu alt komisyonda bir miktar çalışıldı. Hatta arkadaşlar beni de aradı. Telefonda istişare ettik plan bütçe komisyon başkanıyla ve diğer arkadaşlarımızla. Ankara'ya dönünce arkadaşlarla oturup bir son şeklini gözden geçireceğiz ve nihayetinde plan-bütçe komisyonunda herhalde belli bir çerçeveye kavuştururuz ama bugün itibariyle çalışmanın son şeklini verdiğimiz söylemek doğru değil. Yani üzerinde çalışılması gerekecek." diye konuştu.

"TASARIYA İMKB MADDESİNİ EKLEMEK İSTİYORUZ"

Bu tasarıya İMKB'nin anonim bir şirket olmasına ilişkin maddeler de koymak istediklerini belirten Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Anonim şirket olduktan sonra yani bir hisse yapısına kavuştuktan sonra İMKB, birincil halka arzı söz konusu olacak. İMKB'nin aslında özelleştirilmesi dediğiniz bir halka arzdır. Yani İMKB'nin kendi hisselerinin de alıp-satılan, ticarete konu olan hisseler haline gelmesidir. Bu da öyle bekliyorum bir yıl içerisinde yapılacaktır. Burada İMKB'nin özelleştirilmesinden bizim beklediğimiz gelirden öte borsanın piyasa şartlarına göre çalışan, dünyaya açık bir borsa olması bizim için çok çok önemli. Yoksa İMKB'nin değeri olsun halka arzda gelecek gelirler olsun bunlar bizim için çok temel belirleyici konular değil. Asıl önemli olan İMKB'nin modern bir yönetim yapısına ve hisse yapısına kavuşması. Dışarıya daha açık bir piyasa ve borsa haline getirmek." ifadelerini kullandı. Bir soru üzerine gelir vergisi reformunu da değinen Babacan, "Aslında maliye bakanlığımızın çalışmaları hazır. Biz ekonomi koordinasyon kurulunun gündemine bunu aldık. İnceledik. Güzel bir hazırlık var. Ama üzerinde son rötuşlar yapıldıktan sonra en kısa zamanda TBMM'nin gündemine gelsin isteriz. Ama henüz çalışmalarımızda son noktayı koymuş değiliz." dedi.

"ENFLASYON HEDEFİ ULAŞILABİLİR BİR HEDEF"

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Orta Vadeli Programa yapılan eleştirilere de cevap verdi. Ali Babacan, "Bu yıl için enflasyon tahmini biliyorsunuz yüzde 7.4. Gelecek yıl için yüzde 5.3. Ağırlıklı olarak gelecek yıl yüzde 5.3 gerçekçi mi diye bazı kesimlerde şüpheler oluşmuş olabilir. Ama biz bu çalışmayı sadece bir tahmin olarak yapmadık. Biz politika olarak ne uygulayacağımızı kendimiz iyi bildiğimiz için o yüzde 5.3'ü rahatça yazabildik. Enflasyona etki eden pek çok dış faktörde var. Örneğin enerji fiyatları örneğin gıda fiyatları. Dünyada enerji ve gıda fiyatlarına böyle ani hareketler olduğunda bu Türkiye'yi de etkiliyor. Enflasyonu da etkileyebiliyor. Varsayımlarımız enerji ve gıda fiyatlarında olağanüstü bir hareketlenme olmayacağını ve bütçe disiplini içerisinde düzgün para politikaları uygulayarak 2013 yılında yolumuza devam edeceğimiz varsaydık. Bu varsayım altında yapılmış bir tahmindir. Biz bunu bugün için ulaşılabilir bir hedef olduğunu düşünüyoruz. Tabii kuşkusuz dış şartlardaki gelişmelerden Türkiye'de olumlu ya da olumsuz anlamda etkilenecektir." şeklinde konuştu.

"DOĞRUDAN GELİR TAHSİLATI DÜŞÜK"

Başbakan Yardımcısı Babacan, dolaylı vergilerin de doğrudan vergi tahsilatının çok düşük olması nedeniyle yüksek seyrettiğini belirtti. Babacan, "Bizim doğrudan vergilerimiz yani gelir ve kurumsal vergisi tahsilatımız çok çok düşük. Bu sebeple bütçe harcamalarımızın ağırlıklı bir kesimi dolaylı vergilerle karşılanıyor. Ama uzun vadede bu çok sıhhatli bir yapı değil. Bunu kabul etmemiz lazım. Ama öte yandan kısa vadede bütçe dengeleri açısından şöyle ya da böyle bütçe açığımızı kapatacak ve mali disiplinimizi koruyacak tedbirleri muhakkak yürütmemiz lazım. Ne zaman Türkiye'de kayıt dışı daha azalır ne zamanki gelir üzerinden vergi tahsilatı yükselir işte o zaman dönüp harcama üzerinden olan vergileri azaltma imkanı ortaya çıkabilir. Dolaylı vergileri düşürebilmemiz için gelir ve kurumlar vergi tahsilatını daha yüksek noktalara eriştirmemiz lazım. Toplam gelirimiz çok önemli. Bütçe harcamalarımız zaten belli. Mali disiplin dediğinizde gelirlerle giderler arasında bu dengeyi korumak lazım." diye konuştu.

"ENERJİ İTHAL EDEN BİR ÜLKEYİZ"

Cari açığın da enerji ithalatından kaynaklandığına dikkat çeken Babacan, "Türkiye enerji konusunda dışa bağımlı bir ülke. Petrolümüzün hemen hemen tamamını ithal ediyoruz. Petrol ürünleri ithal ediyoruz. Doğalgazın da tamamını ithal ediyoruz. Böylesine dışa bağımlı olduğumuz ürünler gerçekten bizim genel ekonomik yapımız açısından çok dikkatli politikalar gerektiriyor. Ve bir yandan Türkiye biliyorsunuz 2011 aynı zamanda dünyanın en yüksek cari açığını veren bir ülke oldu. Cari açığın en önemli sebebi de bu enerji kalemleri ithalatı. Bizim bugün için kendi petrolümüz ve doğalgazımız olsa cari açığımız sıfır. Tam başa baş noktadayız bugün için. Ama bu ithalat sebebiyle yüzde 7 küsurluk bir cari açıkla bu seneyi bitireceğiz. Dolayısıyla böylesine dışa bağımlı olduğumuz ürünlerde tabii ki politikalarımızda ona göre uyarlamak gerekiyor. Ve tabii ki mutlaka da dikkat tasarrufa dikkat etmemiz gerekiyor." şeklinde konuştu.

"KARARLARIN UYGULANMASI ÇOK ÖNEMLİ"

Ekonomi toplantılarını değerlendiren Ali Babacan, "Dünya Bankası ile Uluslararası Para Fonu'nun en önemli gündem maddesi küresel ekonomik görünüm. Bir yanda Avrupa'da safhalar değiştirerek devam eden kriz bir yandan Amerikan ekonomisinin geleceği bir yandan Japonya ekonomisinin geleceği. Bunlar hepsi tartışma konuları oldu. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin de özellikle son 6 aylık dönemde büyüme hızları aşağı doğru revize edilmeye başlandı. Çin, Hindistan, Brezilya artık geçen sene öngörüldüğü gibi yüksek oranda büyümeyecekler. Öyle görünüyor. Dolayısı ile geçen yılki toplantılar ile bu yılki toplantıları mukayese edersek bu yıl beklentilerin büyüme açısından biraz daha aşağı revize edildiği bir yıl. Ama onun yanında özellikle Avrupa Birliği'nde atılan adımlar konusunda da bir miktar olumlu bir hava ben gördüm. Avrupa'da önemli kararlar alındı. Önemli adımlar atıldı. Bunların sonucu bir süre sonra alacağız beklentisi var. Ama biz bunu hep söylüyoruz. Sadece kararların alınması değil bunların uygulanması çok çok önemli. Bizim için en önemli konu uygulama olacak önümüzdeki dönemde. Yine Amerikan ekonomisinin 2013'teki seyri burada çok önemli bir gündem maddesi. Bizim birkaç aydır sürekli yaptığımız uyarıları ve tespitleri burada da pek çok bakan, uluslararası kurum temsilcisi de aynen tekrarlıyor. 2013 yılı Amerikan ekonomisi için önemli olacaktır. Seçimler sonrasındaki dönemde hem yapısal hem de bütçe politikaları açısından bazı zor kararlar vermek gerecektir. Dolayısıyla 2013 yılı Amerikan ekonomisinin daha çok gündemde olacağı bir yıl olarak görülüyor." ifadelerini kullandı.

Toplantılardaki diğer bir önemli gündem maddesinin uluslararası ekonomik örgütlerin yönetim yapısı olduğunu vurgulayan Babacan, "Yani yönetim kurullarının nasıl bir kompozisyonda oluştuğu, ülkelerin bu kuruluşlardaki hissesi. Biliyorsunuz bir Türkiye olacak 2 tur hissemizi artırdık IMF ve Dünya Bankası'nda. Türkiye'nin dünya ekonomisindeki ağırlığı artıkça bu kuruluşlardaki hisse senedi de benzer bir şekilde artması gerekiyor. Ama önümüzdeki dönemde bir tur daha hisse ayarlaması yapılacak. Bunun yavaş yavaş müzakereleri başlıyor. Yeni bir tur daha hisse ayarlaması olacak. Bu da hem bu toplantılarda hem kasım başında Meksika'da G20 toplantılarında gündem maddesi olacak." diye konuştu.