İzmir'de yaşayan İsmail Ercan, iki yıl önce DHKP-C tarafından bir yaz kampında aklı çelinen oğlu Berk Ercan'ın (18) canlı bomba olarak kullanabileceği korkusunu yaşıyor.
Baba Ercan, butün uyarılarına rağmen oğlunun örgüte olan sempatisini bir türlü azaltamadığını anlattı. Tam tersine gün geçtikçe oğlunun örgüte olan ilgisinin daha da arttığını kaydeden baba Ercan'ı en çok endişelendiren ise son dönemde saldırılarını arttıran ve canlı bomba eylemleri de yapmaya başlayan DHKP-C'nin oğlunu da bu yolda kullanması. Yaşanan saldırılardaki şehit haberlerine üzüldüğü gibi oğlunun da canlı bomba olarak ölmesinden endişe duyduğunu kaydeden baba Ercan, "Her bomba patladığında o mu kullanıldı diye yüreğim ağzıma geliyor. Bu ıstıraptan beni kurtarın. Elim kolum bağlı, oğlumun yok oluşunu seyrediyorum" dedi.
'ÖRGÜT EVİNDE DAYAK YEDİM'
Ercan, oğlunun halen Okmeydanı'nda bir örgüt evinde kaldığını söyledi. Oğlunu kurtarmak için İzmir'den İstanbul'a gelerek kaldığı adrese gittiğini anlatan baba Ercan şöyle dedi: "Oğlumun bulunduğu örgüt evinin adresine gittim. Ancak benimle kimse görüşmedi. Kapının önünde beklemeye başladım. Daha sonra bir kişi apartmandan çıkıp beni bir parka götürdü. Sonra 3 kişi daha geldi. Ben gelen şahısların oğlumla ilgili konuşacaklarını ve diyalog kuracaklarını beklerken birden bana hakaret etmeye ve itmeye başladılar. 'Namussuz, şerefsiz, işbirlikçi,senin kafana sıkarız' diyerek beni darp ettiler." Geçtiğimiz ay İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na oğlunun örgüt elinden kurtarılması için şikâyette bulunan baba Ercan TMK (Terörle Mücadele Kanunu ) 10. maddesi ile yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal'a verdiği ifadesinde de başına gelenleri anlattı. Babanın şikayeti üzerine savcılık soruşturma başlattı.
POLİSE YÖNELİK EYLEMLERİNİ ARTIRDI
DHKP-C son dönemde polise yönelik eylemlerini artırdı. Örgütün, 13 Haziran'da İstinye Polis Merkezi'ne yaptığı saldırıda militan Erdal Dalkılıç öldürüldü. İstanbul Gaziosmanpaşa'da şehit edilen polis Zekeriya Yurdakul'u vuran Hasan Selim Gönen ise Sultangazi'de çatışmada öldü. 11 Eylül'de ise İbrahim Çuhadar (38) Sultangazi'de polis merkezine canlı bomba eylemi gerçekleştirdi. Olayda bir polis şehit oldu.
CHP'Lİ VEKİLE SİTEM
Örgütün Kandıra'da oğlunu iki yıl önce üst üste kampa götürdüğünü söyleyen Ercan, "Polis bir gün telefon açıp oğlumun kampta olduğunu söyleyip, bundan haberimin olup olmadığını sordu. Haberim yoktu ve şoke oldum. Fakat beni daha fazla şaşırtan CHP İzmir Milletvekili Erdal Alsünger'in verdiği soru önergesi oldu. Milletvekili, öğrenci kamplarına katılan öğrencilerin ailelerinin neden arandığını, öğrencilerin isimlerinin neden alındığını İçişleri Bakanı'na sormuş. Bu soru önergesi oğlunu teröre kaptırmış bir baba olarak beni çok rencide etti. Ben polisin aramasından rahatsız olmadım" diye konuştu.
Baba Ercan, butün uyarılarına rağmen oğlunun örgüte olan sempatisini bir türlü azaltamadığını anlattı. Tam tersine gün geçtikçe oğlunun örgüte olan ilgisinin daha da arttığını kaydeden baba Ercan'ı en çok endişelendiren ise son dönemde saldırılarını arttıran ve canlı bomba eylemleri de yapmaya başlayan DHKP-C'nin oğlunu da bu yolda kullanması. Yaşanan saldırılardaki şehit haberlerine üzüldüğü gibi oğlunun da canlı bomba olarak ölmesinden endişe duyduğunu kaydeden baba Ercan, "Her bomba patladığında o mu kullanıldı diye yüreğim ağzıma geliyor. Bu ıstıraptan beni kurtarın. Elim kolum bağlı, oğlumun yok oluşunu seyrediyorum" dedi.
'ÖRGÜT EVİNDE DAYAK YEDİM'
Ercan, oğlunun halen Okmeydanı'nda bir örgüt evinde kaldığını söyledi. Oğlunu kurtarmak için İzmir'den İstanbul'a gelerek kaldığı adrese gittiğini anlatan baba Ercan şöyle dedi: "Oğlumun bulunduğu örgüt evinin adresine gittim. Ancak benimle kimse görüşmedi. Kapının önünde beklemeye başladım. Daha sonra bir kişi apartmandan çıkıp beni bir parka götürdü. Sonra 3 kişi daha geldi. Ben gelen şahısların oğlumla ilgili konuşacaklarını ve diyalog kuracaklarını beklerken birden bana hakaret etmeye ve itmeye başladılar. 'Namussuz, şerefsiz, işbirlikçi,senin kafana sıkarız' diyerek beni darp ettiler." Geçtiğimiz ay İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na oğlunun örgüt elinden kurtarılması için şikâyette bulunan baba Ercan TMK (Terörle Mücadele Kanunu ) 10. maddesi ile yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal'a verdiği ifadesinde de başına gelenleri anlattı. Babanın şikayeti üzerine savcılık soruşturma başlattı.
POLİSE YÖNELİK EYLEMLERİNİ ARTIRDI
DHKP-C son dönemde polise yönelik eylemlerini artırdı. Örgütün, 13 Haziran'da İstinye Polis Merkezi'ne yaptığı saldırıda militan Erdal Dalkılıç öldürüldü. İstanbul Gaziosmanpaşa'da şehit edilen polis Zekeriya Yurdakul'u vuran Hasan Selim Gönen ise Sultangazi'de çatışmada öldü. 11 Eylül'de ise İbrahim Çuhadar (38) Sultangazi'de polis merkezine canlı bomba eylemi gerçekleştirdi. Olayda bir polis şehit oldu.
CHP'Lİ VEKİLE SİTEM
Örgütün Kandıra'da oğlunu iki yıl önce üst üste kampa götürdüğünü söyleyen Ercan, "Polis bir gün telefon açıp oğlumun kampta olduğunu söyleyip, bundan haberimin olup olmadığını sordu. Haberim yoktu ve şoke oldum. Fakat beni daha fazla şaşırtan CHP İzmir Milletvekili Erdal Alsünger'in verdiği soru önergesi oldu. Milletvekili, öğrenci kamplarına katılan öğrencilerin ailelerinin neden arandığını, öğrencilerin isimlerinin neden alındığını İçişleri Bakanı'na sormuş. Bu soru önergesi oğlunu teröre kaptırmış bir baba olarak beni çok rencide etti. Ben polisin aramasından rahatsız olmadım" diye konuştu.
