Şahin, Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen İl Emniyet Müdürlüğüne alınan araçların, hizmete katılma ve katkıda bulunan hayırseverlere, teşekkür belgesi takdim törenine katıldı.
Bakan Şahin, burada yaptığı konuşmada, güvenlik güçleri ile iftihar ettiklerini söyledi.
Güvenlik güçlerinin zaman zaman hayatın çok acımasız ve soğuk yüzüyle karşı karşıya kalabildiklerini, ama vatan toprağı ve o toprakta yaşayan milletin güvenliğini de namusunu da omuzlarında emanet anlayışıyla okullarından mezun olduklarını belirten Şahin, yapılan bağışları teşkilat mensuplarının güven duygusu ve görev aşkının artması açısından önemsediklerini vurguladı.
Güvenlik güçlerinin her zaman bu sahnedeki gibi hayatı normal yürütmediklerini ifade eden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha 7 gün önce Cudi Dağı'nda bu ülkeyi bölmek, bu milleti parçalamaktan başka bir niyeti ve gayesi olmayan bir terör örgütü ekibinin istihbaratına dayalı olarak, onları eğer teslim olurlarsa sağ almak üzere olmayacaklarsa da zararsız hale getirip kontrol altına almak üzere çıktıkları 2 bin metre yükseklikteki Cudi Dağı'nın karlı tepelerinde takip görevine gittiler.
Jandarmamız, polisimiz birlikte gittiler. Ve jandarmamız yaralandı, polislerimiz yaralandı. 3,4,5 derken 6 tane aslan gibi yiğidimizi orada şehit verdik. Orası hayatın soğuk yüzüyle bilinen bir yer. Orada hayatın ölümle buluştuğu soğuk yüzünü gördük. Hem iklim olarak soğuk hem gerçek olarak soğuk bir gerçekle orada karşılaşıldı."
"Yaralıları kurtarmak için 3 şehit daha verdik"
İçişleri Bakanı Şahin, oradaki bir sahneyi anlatmak istediğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Önce orada 3 polisimiz şehit oldu. Birkaç tanesi yaralandı, 6'ya kadar yaralımız oldu. Yaralılarımız, teröristin ateş menzilindeydi. Bu biliniyordu ama diğer arkadaşları, yaralı arkadaşlarını ateş menziline aldırmadan inadına giderek kurtarmanın mücadelesini verdiler. Ve aziz milletim, diğer 3 polisimiz, yaralı arkadaşlarını kurtarmak için bütün tedbirlerini almış olarak çelik yelekleri üzerinde, silahları ellerinde, teçhizatıyla oraya müdahale ederken yaralı uğruna 3 tane hilal daha battı o gün. Ve 6'ya çıktı şehit sayımız. Yaralıları kurtarmak için 3 şehit daha verdik."
"Öldürmek midir Nevruz?"
Orada iman, inanç, ülkeyi ve milleti koruma heyecanı yaşandığını vurgulayan Bakan Şahin, şöyle devam etti: "Geçen Çarşamba günü yaşadık, Nevruz Günü yaşadık. Güya bayram günüydü o gün. Ve 'bayramımızı kutlatmıyorsunuz' diyen birilerinin de bu arada gürültülerini dinledik, dinliyoruz. Soruyorum; 21 Mart Nevruz Bayramı, bu 'yeni gün' demek, yani baharın ilk günü. Kıştan çıkıldığı, bahara merhaba denilen gündü o gün. Bugünlerde öyle. Peki nasıl yeni bir gün bu? Yeni Kalaşkinofların, yeni biksilerin, yeni kanasların polise, askere doğrultulduğu gün mü Nevruz Günü sizin kitabınızda? Yetmedi, Cizre'de uzun namlulu silahla, Kalaşnikofla 21 Mart akşam üzeri Nevruz kutlamasında polise tarama yaparak mı kutlamadır Nevruz Günü sizin kitabınızda, sizin törenizde. Varsa kitabınız, varsa töreniz... Olamaz zaten böyle bir şey. Peki soruyoruz sizin kitabınızda Nevruz Günü İstanbul'da otobüs duraklarını yakmak mıdır Nevruz? Dükkanları talan etmek midir Nevruz? Bayram budur sizin kitabınızda? Önüne gelene, hedef gözetmeden ateş etmek midir Nevruz? Öldürmek midir Nevruz, yaşatmak mıdır bayram?"
-"75 milyonun birer tükürüğü..."
Bakan Şahin, 75 milyonun yaşamaktan ve yaşatmaktan yana olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Ama birilerinin kitabı, birilerinin bayramı öldürmekten yanaysa da şu bilinsin ki; 75 milyon vakur ve sessiz yığının silahına da gerek yok, yumruğuna da gerek yok, sadece birer tükürüğü o 75 bin haini yok etmeye yeter ve yetecektir."
Bakan Şahin'in sözleri salondakiler tarafından alkışlarla karşılandı.
Her şehit kanının düştüğü bu vatan toprağının bizim için daha çok vatan olduğunu ve daha çok sevdiğimizi, daha çok sahiplendiğimizi vurgulayan Şahin, "Bu gelişen Türkiye'yi çekemeyenlerin maşası olan, taşeronu olan bölücü ve yıkıcı örgütlerin farkında olarak, biz büyümeye devam edeceğiz, gelişmeye devam edeceğiz, kalkınmaya devam edeceğiz, üretmeye, paylaşmaya devam edeceğiz. Fakirin zenginden şikayetçi olmadığı, memurun halinden şikayetçi olmadığı, hastanın doktorundan şikayetçi olmadığı, herkesin birbirinden memnun olduğu, mutlu olduğu bir ülkeyi biz inadına daha çok yapmanın gayreti içinde olacağız, oluyoruz" diye konuştu.
Polisimizin, askerimizin görevini yaptığını ifade eden Şahin, "Ve biz, sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Sizi, size rağmen bu ülkede hayatı, bu ülkede başarıyı her şekilde gerçekleştireceğiz. Daha fazlasını yapmaya var mıyız? Türkiye olarak varız. Ve iddia ediyoruz bu yüzyıl bu zaman da bizim" dedi.
Şahin, "bu kutsal topraklarda doğmuş insanlar olarak, her şeye ve kıskananlara rağmen yolculuklarına devam edeceklerini" kaydetti.