A Haber'de yayınlanan Canan Barlas ile Gündem programında Tuba Kalçık'ın sorularını yanıtlayan Mehmet Ali Birand şöyle konuştu:

28 Şubat döneminde andıçlanan gazetecilerdensiniz, süreç sizi ve ailenizi nasıl etkiledi?

Bir kere devlet çok gaddardır ve de çok güçlü.. Zaten çok güçlü olduğu için bu kadar gaddar olabiliyor. Devlet dediğimiz nedir? Devlet, içinde çalışan Ahmet, Mehmet, Hüseyin, siz, ben, biziz. Devletin gaddarlığına içindeki insanların kinleri, tatmin olamamaları katkıda bulunuyor. Dolayısıyla devletin gücü sizin karşınıza tank gibi gelip, sizi ezdiği anda etrafınızda da kimse kalmıyor. Eğer etrafınızda çok iyi dostlarınız varsa kendinizi bir parça sağlamda tutabiliyorsunuz. Aksi halde perişan oluyorsunuz, boşlukta hissediyorsunuz, Allah kimsenin başına vermesin.

Medya post modern darbenin neresinde yer aldı?

Medya darbeleri anormal bir şey olarak görür, (görürdü). Herkesi katmıyorum bunun için tabii.. İçinde karşı çıkanlar da vardır. 28 Şubat'ta karşı çıkanlar da oldu ama geneline baktığımız zaman böyledir. Ben 27 Mayıs darbesinden önce, "Paşam neredesiz, ne duruyorsunuz" şeklinde yazılar okudum. 12 Eylül'de de aynı şekilde.. Asker bir şey yaptığı zaman haklıdır ya da biz kışkırtırız. 12 Eylül'e alkış tutanlar vardı, 27 Mayıs'a ise haydi haydi vardı.. Herkesin bir sorumluluğu var o konuda.

Darbe olabilir mi önümüzdeki dönemde?

Olabilir. Çok kanlı olur. Çünkü bugünkü Türkiye eski Türkiye değil. Bugün artık 'hadi be sende, sen git kendi işine bak' diyecek milyonlar var. Ama darbeler emin olun Türkiye'de hiçbir zaman yok birinci ordudan, yok ikinci ordudan falan olmaz. 27 Mayıs'ta bir hata yapılmıştır o bir ayaklanmadır. Asker enayi değildir, hiçbir zaman kalkıp da böyle ayaklanmalar yapmaz. Türkiye'de darbeyi Genelkurmay yaparsa yapar ve hiçbir Genelkurmayın da bugünkü konjonktürde, "ben bir darbe yapayım, bu devleti ben yöneteyim" diyeceğine, diyebileceğine ben imkân ve ihtimal vermiyorum.