Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) tarafından, Marmara Belediyeler Birliği işbirliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen "1. Uluslar arası Marmara ve Karadeniz Konferansı" İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde yapıldı. Konferansa Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın yanı sıra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, TURMEPA Onursal Başkanı işadamı Rahmi Koç ve çok sayıda davetli katıldı.

Konferansta konuşan Başkan Kadir Topbaş, "Ekolojik kıyamet olarak bahsedilen sürece girdik. 7 milyar nüfus küresel kirliliğe sebep oluyor. Şu anda İstanbul'da 421 kilometrelik alanda denize girilebilir" dedi.

Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe ise Marmara'da yaşanan kirliğin yüzde 80'inin karasal atıklardan kaynaklandığını vurgulayarak, "1975 yılında Marmara Denizi'ne kıyısı olan belediyeler bir araya gelerek kirlilik sorununun çözümü için bir birlik oluşturduk. Marmara'da deniz kirliliği önemli bir sorun ve bu kirliliğin yüzde 80'i karasal kaynaklı. 50 yıl öncesindeki balık sayısı Marmara'da 10'da birlere düşmüş durumda. Kirliliğin önlenmesi için alınacak tedbirler çok önemli" diye konuştu.

Bakan Binali Yıldırım da denizlerde kirliliğin önlenmesi için birçok çalışmayı hayata geçirdiklerini ifade ederek, "Az önce konuşmacıların bahsettiği gibi Türkiye'de yanlış bir algı var. Denizlerde kirliliğin sebebi olarak hep gemilerden bahsedilir. Oysaki yüzde 90'ı aşan bir bölümü karasal atıklardan oluşuyor. Dünyada hep gemi kazalarından sonra önlemler konuşulmuştur ve bu kazaların ardından kurallar konulmuştur. Denizlerin temizliği için milletçe gönül birliği şart. Özellikle deniz kazaları ve kirlilik için sahil şeridimizi 24 saat izliyoruz. Kendi karasularımızı 100 mil mesafeye kadar izliyoruz. Bunu dünyada uygulayan ilk 10 ülkeden birisiyiz. Deniz kirliği ve kazalarla ilgili alınan tedbirlerle ilgili durumumuz günden güne iyileşiyor. Daha önce de Boğaz'da gemi arızası oluyor. Ama son 10 yılda olmadı. Deniz tarafında daha radikal tedbirlerimiz var. Aldığımız çok sayıda tedbirler var. 24 saat bazında bütün boğazlarımızı kontrol ediyoruz. Boğazlardan geçen 50 bin geminin 9 bin 500 tanesi tehlikeli yük taşıyor. Tehlikeli yükün toplum tutarı da 150 milyon ton" diye konuştu.

İstanbul Boğazı'nda 1979'da meydana gelen İndependenta tanker kazasını hatırlatan Bakan Yıldırım, petrol çıkaran ülke ve şirketlere seslendi. Bakan Yıldırım, "Petrol çıkaran ve bu konuda hırsı, azmi, iştahı bir türlü dinmeyen ülkelere, şirketlere diyoruz ki bu boğazlardan başka miras yok. Bu boğazlar bize tarihi mirastır. Buraları korumak bizim öncelikli görevimizdir. Siz ticaretinizi yapmak isteyebilirsiniz ama boğazların fiziki sınırlarını büyütemeyiz. Boğazdan geçişleri alternatif yollarda dönüştürmemiz lazım. Karadan boru hatlarıyla yapmamız lazım. Başka kanallar açmamız lazım. Onun için Kanal İstanbul bizim çok önemsediğimiz bir projedir. Kanal İstanbul yapıldığında bugün İstanbul Boğaz'ından geçen trafiğin tamamını rahatlıkla yönetebilecek bir su yoluna sahip oluyoruz ve dolayısıyla boğazları eğlenceye, deniz turizmine ve İstanbul'un ortak yaşam alanına dahil edeceğiz" şeklinde konuştu.

Bakan Binali Yıldırım, Kanal İstanbul Projesi'yle birlikte denizden tehlikeli yük ve ham petrol taşıyanların esasında çok büyük kar edeceklerini vurgulayarak, şunları söyledi;

"Çünkü beklemelerden oluşan ticari kayıplardan kurtulmuş olacaklar. İnşallah bu projeyle önümüzdeki 5-6 yıl içerisinde İstanbul'a ve ülkemize kazandırmaya kararlıyız. Çalışmaları bu şekilde yapıyoruz."