Anadolu Ajansı'nın (AA) 92. kuruluş yıldönümü nedeniyle Rixos Otel'de düzenlenen toplantıya bakan" class="LinkliTextStyle" target="_blank">Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, RTÜK Başkanı Davut Dursun, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay'ın yanısıra davetliler katıldı.

Toplantıda bir konuşma yapan Arınç, Türkiye'nin bir referans olabilecek gazete, televizyon kanalının bulunmadığını söyleyerek, kaynak alınacak bir basın organından Türkiye'nin mahrum olduğunu kaydetti. Arınç, bir haber kanalında, '12 Eylül 1980 darbesini alkışlayanların ve Milli Güvenlik Konseyi'ne bağlılık mesajları verenlerin' olduğunu söyleyerek, "32 sene sonra, o gün darbeye alkış tutanların bugün hala aramızda mevcut olduklarını biliyoruz. 12 Eylül 1980'de bu darbeye alkış tutarak, generallere bağlılık mesajı verenler, 28 Şubat'ta da aynı yoldaydı, 27 Nisan'da da aynı istikamette alkış tutuyorlardı. Ne gariptir ki 32 sene sonra bunların içerisinde genel yayın yönetmenleri var, genel müdürler var, gazetesini satan, pazarlayan insanlar var. Artık Türk basınının ciddi bir dönüşüm içinde olması, teknik, okuyucu, izleyici sayısı, kalite bakımından, özgürlükler ve demokrasi bakımından basınımızın ciddi bir yol almaya, hedef koymaya ihtiyacı var" dedi.

Arınç, AA'nın bugüne kadar sendikalı bir kuruluş olduğunu, çalışanlarının haklarını en üst düzeyden verdiğini, çalışanların, yapılan toplu sözleşmelerle her iki yılda birçok daha üstün haklar elde ettiğine dikkat çekerek, "Bizde örgütlü sendikanın başka hiçbir basın kuruluşunda toplu sözleşmesi bulunmuyordu. Şimdi o sendikadan ayrılanlar yine AA'nın içinde ikinci bir sendikayı kurdu. Başkalarında hiç olmayan sendika bizde iki tane var. Seç seç al. Beğen beğen al, istediğin sendikaya git" dedi.

Anamuhalefet partisi liderinin sendika içinde yaşanan gelişmelerden çok büyük üzüntü duyduğunu söyleyen Arınç, "Bizim doğum yıl dönümümüzde militan bir edayla, ideolojik bir anlatımla bizi eleştiren bir mesaj yayımlamış. Keşke bugün aramızda olsaydı veya sosyal medyayı iyi kullanıyorsa bizi kendi İpad'inden takip etseydi, Anadolu Ajansı'nda yaşanan bu muhteşem gelişmeyi, fevkalade alkışlarla karşılardı diye düşünüyorum. Bize ideolojinin deli gömleğini giymiş gözlerle bakmasın kimse. Çalışanların haklarını sonuna kadar vereceğiz ve dilerim ki milyar dolarlık ihalelere anında peşin para bulup da yatıran iş adamlarının kendi gazetelerinde, televizyonlarında çalışanları açlığa mahkum ettiklerini de görebilseydi. Ücretlerini, paralarını vermedikleri gazetecilerin, kapı önüne koyuverdiklerinin, kirasını ödeyemeyen, telefon ücretini yatıramayan, çocuğunu elinden tutup kreşe, okula gönderemeyen çalışanlarının da hakkını, keşke Anadolu Ajansı'nın binde biri kadar verebilseydi. Veriyoruz ve vereceğiz" diye konuştu.

Sendikal hakların bayraktarlığını Anadolu Ajansı yapacağını söyleyen Arınç, "Ama bizi eleştirenler kendi belediyelerinde çalışanların, basın kurumlarında kendilerine alkış tutanların, çalışanları ne hale getirdiklerini görsünler. Yüzlerce gazeteci Anadolu Ajansı'nda çalışabilmek için bize geliyor, üzülüyoruz. Onların el emeklerini, göz nurlarını vermeyenler, bize ideolojik eleştiriler getirirken lütfen bunları da düşünsünler. Güçlü bir kurumuz. Daha da güçlü olacağız. Ama gücümüz, bir siyasi gücün ötesinde Türkiye'de haber üreten ve dünyanın örnek aldığı bir ajans haline gelebilmektir" şeklinde konuştu.