Ergenekon soruşturması, 12 Haziran 2007'de Ümraniye Çakmak Mahallesi'nde bir gecekonduda 27 el bombası, TNT kalıpları ve fünyelerin ele geçirilmesiyle birlikte başladı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturmayı, örgütlü suçlara bakmakla görevli Beşiktaş'taki İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz yürüttü.

Soruşturma kapsamında aralarında asker, polis, gazeteci, akademisyen üyelerinin bulunduğu çok sayıda tanıdık isim tutuklandı, tutuksuz yargılandı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ile Beşiktaş'taki Ağır Ceza Mahkemesi savcılığı tarafından ortaklaşa yapılan soruşturmada 'Ergenekon' örgütünün de izi bulundu.

Bir "derin devlet" örgütlemesi olduğu iddia edilen Ergenekon'un duruşması 2008 yılından beri sürüyor. Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda görülen davalarda 400 civarında sanık, Ergenekon üyesi olmakla suçlanıyor.

SANIK YAKINLARININ KAZAYLA ÖLÜMLERİ

Ancak son zamanlarda Silivri, Ergenekon sanıklarının yakınlarından gelen acı haberlerle sarsılıyor.

Sanık, Yarbay Mustafa Dönmez ile Eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu'nun çocukları geçirdikleri trafik kazalarında hayatlarını kaybetti.

YARBAY DÖNMEZ'İN OĞLUNA ARABA ÇARPTI

İlk olarak Dönmez'in oğlu Alp Kaan Barış 31 Ağustos'ta günü Azerbaycan'da trafik kazası sonucu hayatını kaybetmişti. Avukatı, hafta sonu olması nedeniyle izin alınamayacağı için Dönmez'e haberi verememiş ve pazartesiye kadar beklenmişti. Dönmez, acı haberi duruşma salonunda almıştı. Dönmez törene yetişemeyince cenaze, mezarlıkta 2.5 saat bekletilmiş, oğlunu elleriyle toprağa veren Dönmez, baygınlık geçirmişti.

Makine mühendisi olduğu ve Azarbeycan'a staj için gittiği belirtilen Alp Kaan Dönmez'in, karşıdan karşıya geçerken bir arabanın çarpması sonucu yaşamını yitirdiği kaydedildi.

ESKİ REKTÖR HİLMİOĞLU'NUN OĞLU DA KAZADA ÖLDÜ

Hilmioğlu'nun oğlu Emir Hilmioğlu da (22) önceki akşam geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmişti.

Hilmioğlu'na acı haberi, kardeşi İhsan Hilmioğlu cezaevine gelerek verdi.

Fatih Hilmioğlu'nun iki oğlundan biri olan Emir Hilmioğlu, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisiydi.

KAZA MI SUİKAST Mİ?

Üstüste yaşanan bu kazalar, daha önce kaza süsü verilerek yaşanan ölümleri akla getirdi.

TURGUT ÖZAL

Türkiye'de kaza ve intihar süsüyle işlenmiş cinayetler hatırlanacak olursa, Turgut Özal'ın akla ilk gelen isim olduğu söylenebilir. Ölümüyle ilgili şaibenin hala kalkmadığı Özal, cumhurbaşkanı olduğu dönemde birden rahatsızlanmış ve hayata veda etmişti. Özal, daha önce de ANAP Kongresinde silahlı saldırıya uğramıştı. Ayrıca geçtiğimiz günlerde oğul Ahmet Özal, Kartal Demirağ tarafından gerçekleştirilen bu suikast öncesinde çok büyük bir uçak kazası atlattıklarını ve ölümden döndüklerini açıkladı.

Trafik kazasıyla yaşanan ölümlerse şöyle:

ADNAN KAHVECİ

Kamuoyunda dürüstlüğü ile tanınan ve çok sevilen Adnan Kahveci 5 Şubat 1993 tarihinde eşi ve iki çocuğu ile birlikte Bolu-Gerede yakınlarında trafik kazası geçirdi. Kahveci ve eşi olay anında hayatlarını kaybederken, 17 yaşındaki çocukları Aslıhan Kahveci yaralı olarak kurtuldu ancak, bitkisel hayata girdi ve 10 gün sonra vefat etti. Kahveci'nin yeni yapılan otobanda ters yola girerek kaza yapması, çeşitli şüphelerin ortaya atılmasına sebep oldu.

RECEP YAZICIOĞLU

Recep Yazıcıoğlu, 2 Eylül 2003'te Eskişehir-Ankara Yolu üzerindeki Temelli Belediyesi yakınlarında geçirdiği trafik kazası sonucunda olaydan 2 gün sonra bitkisel hayata girerek 8 Eylül 2003 tarihinde hayatını kaybetti.

Yazıcıoğlu, Denizli' deki zengin uranyum madeni çalışmaları sırasında öldürülen mühendislerin faillerinin dosyaları ile birlikte bakanlığa giderken bir kazada hayatını kaybetti. Yazıcıoğlu'nu taşıyan araba aşırı hız yüzünden takla atarak duvara çarpar. Araçta bulunan Ziraat Odası Başkanı olay yerinde hayatını kaybederken Yazıcıoğlu ise ağır yaralanır ve yoğun bakıma alınır. Ancak aracı kullanan şoför kazadan hiçbir yara almadan kurtulur. Yazıcıoğlu beş gün kaldığı yoğun bakımda hayatını kaybeder.

SUSURLUK KAZASI

Kamuoyunda "Susurluk kazası" olarak bilinen 3 Kasım 1996'da saat 19.25 sularında Balıkesir-Bursa karayolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde meydana gelen trafik kazasında, yasadışı polis-mafya-aşiret ilişkilerinin ortaya çıkması ile skandal patlak verdi. 

Kazada, Mercedes'i kullanan Hüseyin Kocadağ, üzerinde Mehmet Özbay kimliği bulunan Abdullah Çatlı ve Melahat Özbay sahte kimlikli, Gonca Us ölmüş, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak yaralı olarak kurtulmuştur. Olay sonrası DGM Sedat Edip Bucak hakkında soruşturma açmış ve hakkında 2 yıl hapis cezası istenmiştir.

ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ NEDİR?

Ergenekon' olarak bilinen örgütlenme, başkana doğrudan bağlı olan dört daire komutanlığı ile iki sivil başkanlıktan oluşuyor. 'Lobi' adı verilen sivil unsurların örgütlenmesini sağlayan oluşumla ilişkileri bu iki sivil sağlıyor. Örgüt, Türkiye'deki mevcut rejimin gerçek olduğuna inanıyor. 'İç düşmanları' pasifize etmek, hatta ortadan kaldırmak için suikastları 'kaçınılmaz' görüyor. Entelektüellere önem veriyor. Medyayı, sivil toplum kuruluşlarını (STK) kullanmanın önemine vurgu yapıyor. 'Naylon terör grupları' ile naylon şirketlerin kurulması gerektiğini düşünüyor.

Bir "derin devlet" örgütlemesi olduğu iddia edilen Ergenekon'a atfedilen eylemler arasında 2003-2004 yıllarında Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetini devirmeye yönelik darbe planları, 2006'da bir yüksek yargıcın öldürüldüğü Danıştay Saldırısı, 2007'de Malatya'da üç Hristiyanın öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamı ile 2008-2009 yıllarında gerçekleştirileceği öne sürülen suikast planı iddiaları yer alıyor.

Ergenekon ile ilgili ilk bilgiler gazeteci Tuncay Güney'in 2001'de bir otomobil dolandırıcılığı soruşturması kapsamında ev ve işyerinde yapılan aramalarda bulunan belgelerle elde edildi. İddia edilen Ergenekon örgütünün ilk duruşması 20 Ekim 2008'de başladı.