İşte İstanbul yerel medyasının konu ile ilgili arasında yaşadığı polemik...

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken, hedeflerinin dindar ve muhafazakâr bir gençlik yetiştirmek olduğunu söylüyor.
Öyle mi?
‘Atatürkçü gençlik’ten sonra sıra ‘dindar, muhafazakâr gençlik’te mi?
Devlet şimdi bunu mu iş edinecek?
O zaman demokrasi bunun neresinde olacak? Gerçek laiklik neresinde olacak? Soruyorum Sayın Başbakan’a:
Ben çocuğumun dindar ve muhafazakâr yetişmesini istemiyorsam ne yapacağım?
Siz okullarda dindar ve muhafazakâr bir nesil yetiştirecekseniz, benim çocuğum ne olacak?
Torna tezgâhından çıkmış gibi tek tip kafalar yetiştirmeye dönük eğitim düzeniyle demokrasinin gözettiği farklılıklar, renkler hiç bağdaşabilir mi?
Demokrasi kültürü böylesine tek tip bir zihniyet ortamında boğulup gitmez mi?
Sayın Başbakan;
Her şeye Atatürkçü damgasının vurulduğu bir dönemden sonra, şimdi de dindar-muhafazakâr damgası mı vurulacak?

Hasan Cemal(Milliyet)

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Dindar nesil yetiştireceğiz”  diyorsunuz? Hangi mezhep, hangi tarikat, hangi cemaatin din eğitimini vereceksiniz peki?
AKP, bir tarikatlar koalisyonu sonucu kurulmuştur ama eğitimi hangisine devredeceksiniz? Diyanet ne olacak?
İslam dünyasında de ekoller var. Mısır ekolü, Suudi Arabistan ekolü, Pakistan ekolü ve Afganistan yani Taliban ekolü.. Bunlar da  “dindar nesil”  yetiştiriyor değil mi? Sizin bunlardan ne farkınız olacak?
Yine AKP iktidarının desteklediği, Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelil, ülkesini gelecekte  “Ilımlı İslam” ın yöneteceğini söyledi. ABD, Türkiye için de  “Ilımlı İslam”  öngördüğünü defalarca açıklamıştır.
Bağlı olarak CHP’li Emine Ülker Tarhan, Anayasa Mahkemesi’nin Siyasal Partiler Kanunu’nun, ilk üç maddeyi de kapsayan Anayasa’ya aykırı faaliyetlerinin cezalandırılmasını düzenleyen 117. Maddesi’ni iptal etmesini  “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükümleri ortadan kaldırmanın ilk adımı olduğunu söyledi.
Yani din devleti mi planlanıyor?

Aslan Bulut(Yeni Çağ)

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Başbakan dindar bir gençliğin oluşmasına yasalarla zemin hazırlamış olmasa da; o kadar laikim ki, Başbakan dindar bir gençlik istediğini söylediği için yine de çok rahatsızım" diyorsanız, demokrasinin ve seçimlerle yönetilmenin güzelliğine sığınabilir ve Erdoğan'a bir daha oy vermeyerek O'nu gönderir, yerine görüşleri daha laik olan rakibini getirirsiniz. Bir İmam Hatipli olduğu için İmam Hatipler konusunda duyarlı olması gayet olağan, gayet anlaşılır olan Başbakan Erdoğan'ın İmam Hatipler hakkındaki görüşlerini beğenmiyorsanız yani; bir daha seçmezsiniz, olur biter.

Bunu yapamadığınız müddetçe, Başbakan'ı açıkça bir devlet politikası olarak endoktrinasyon politikaları gütmediği, vatandaşlarına karşı ayrımcılık yapmadığı sürece, sırf temennilerini dile getirdi diye, yok edemezsiniz. Üzgünüm.

Hem çok pardon ama, bu eski tartışmalar kabak tadı vermedi mi sizce de? Bugün konuşmamız gereken konu gençlerin dindarlaşması mı, yoksa dindarların giderek sekülerleşmesi mi? Ben ikincisi olduğu kanaatindeyim de...

Özlem Albayrak(Yeni Şafak)

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Tam, Militer kafalı genç yetiştirme dönemine son verirken, Başbakan'ın önceki günkü konuşması kafaları karıştırdı . "Dindar Genç yetiştireceğiz" sözünde bir anormallik yok. Tabii ki, Ateist (Allaha inanmayan) bir nesil yetiştirilmeyecek. Ancak, daha önceki uygulamalardan biliyoruz ki , işin ölçüsünü tutturabilen bir toplum değiliz. Dinini bilen- Dindar bir nesil yetiştirelim derken , kolaylıkla bir süre sonra , koyu muhafazakar Dinci  bir nesil yetiştirme yarışına girilebilir. İkisi arasında ince bir çizgi vardır. Ölçü kaçtı mı, çok daha tehlikeli bir alana kayılıverir .
Aman dikkat ...

M.Ali Birand(Posta)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Siz dindar olabilirsiniz, partiniz de muhafazakâr bir parti olabilir. Ama bu size "dindar bir gençlik yetiştirme"

yetkisi vermez. Tıpkı hiçbir hükümete "dinsiz bir nesil yetiştirme" hakkı ve yetkisi vermediği gibi...
Başımıza ne geldiyse, birilerinin kalkıp şöyle ya da böyle nesiller yetiştirmeye kalkışmasından geldiğini anlamak için daha ne kadar deney yaşamamız gerek, doğrusu bilmiyorum.
Son on yıldır dilimizden düşürmediğimiz şu "toplum mühendisliği yapma" suçlaması tam da bu değil mi? İktidarı ele geçirenlerin, toplumu da istedikleri biçime sokmaya hakları olduğunu sanmasından yaşanmadı mı bütün o acılar?
Farkında değil misiniz ki, şu anda Milli Eğitim'den temizlemeye çalıştığınız bütün o militarist kalıntılar da belli bir tür gençlik yetiştirme hevesinin sonuçlarıydı. Onlar, Türkler'in damarlarından diğer milletlerden daha asil bir kan aktığını sanan, varlığını Türk varlığına armağan etmeye hazır nesiller yetiştirmek istemişlerdi. Çünkü onların "iyi"si oydu. Siz ise daha dindar bir gençliğin Türkiye için daha iyi olduğunu düşünüyorsunuz ve onu gerçekleştirmeye çalışmaktan söz ediyorsunuz.
Peki aranızda ne fark var? Sizin "iyi"nizin, bütün toplum için "iyi" olduğuna kim karar verecek?
Başbakan konuşmasında dindar bir gençlik yetiştirmek için çalışacaklarını söylerken bunu nasıl yapacaklarını söylemiyor.
Söylemediği için de her türlü yanlış uygulama için açık kapı kalıyor.

Gülay Göktürk(Bugün)