Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un “Terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla birinci sanık olarak gösterildiği Zirve Yayınevi’nin ek iddianamesinde ilginç ifade ve iddialarda yer alıyor.
Kendisinin istihbaratçı olduğunu ve Genelkurmay Başkanlığı’nda olduğunu iddia ettiği Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi’ne (TUSHAD) bağlı olarak çalıştığını ileri süren Tarsus Protestan Kilisesi Başpapazı iken Müslüman olan sanık İlker Çınar’ın ek iddianamedeki ifadesinde, Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ilaç verilerek öldürüldüğü bilgisi yer aldı.
Eski başpapaz (Deniz Uygar) İlker Çınar iddiasında, “Siyah Kuvvetler aynı zamanda operasyonel silahlı bir birim olması nedeniyle, 19901ı yıllarda işlenen Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy gibi siyasi cinayetler ile Gaffar Okkan'ın öldürülmesi olayları Siyah Kuvvetlerin yaptığı bu tarz faaliyetler arasındadır.

Her ne kadar kamuoyunda kaza gibi görünse de Eşref Bitlis'in ölümü ile kalp krizinden öldüğü bildirilen Turgut Özal'ın ölümlerinin de bu şekilde değil, bir suikast olduğunu TUSHAD'a girdikten sonra yapılan konuşmalarda bizzat duydum. Ancak şu anda kimden duyduğumu tam olarak bilemiyorum. Turgut Özal'ın ölümü ile ilgili olarak duyduğum kadarıyla kalp krizine yol açacak ilaçlardan olan ve her Beyaz Kuvvet mensubunun da bildiği ve bulundurduğu Polonyum 210 ve Amerikyum 241 isimli radyoaktif ilaçlar Turgut Özal'a verilmişti. Bunun kim veya kimler tarafından ne şekilde verildiğini bilemiyorum. Bu ilaçlar nedeniyle kalp krizinin meydana gelmesi sonucu Turgut Özal vefat etmiştir. Bu ilaçların kanda yapılan kontrollerinde tespitinin zor olduğunu biliyorum. Ayrıca her Beyaz Kuvvet görevlisinde zihin kontrolünü sağlayan LSD isimli haplarda bulunmaktadır. Bu filim tablet niteliğinde bir haptır. Karşı casusluk faaliyetleri sırasında gerekli durumlarda kullanılmaktadır. Bu hapı alan kişiye istenilen her şey yaptırılabilir. Bu haplardan bende de vardı. Ancak hiçbir zaman bu hapları kullanmaya ihtiyaç duymadım” ifadelerini ileri sürüyor.

Bu arada, Genelkurmay Başkanlığı’nın Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne gönderdiği yazı da Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı Karargahı ile bağlı birimlerinde Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi isimli birimin halihazırda mevcut olmadığı ve elde mevcut olan kayıtlarda (1999 yılından bugüne kadar) anılan bir birimin teşkil etmediğinin belirtildiği, Deniz Uygar (İlker Çınar)'ın ise 1992 yılında uzman erbaş olarak göreve başladığı ancak, 1993 yılında sözleşmesinin disiplinsizlik nedeniyle fesih edildiğinin belirtildiği de ek iddianamede yer aldı.