Polis Akademisi bünyesinde bulunan Uluslararası Terörizm ve Sınır aşan Suçlar Araştırma Merkezi (UTSAM) tarafından hazırlanan raporda, zorla evlendirme, başlık parası ve mirastan mahrum bırakmanın kız çocuklarını terör örgütünün kucağına ittiğine dikkat çekildi.

UTSAM, ''Terör Örgütlerinde Militan Kimlik İnşası ve Eleman Profili: PKK/KCK Örneği'' araştırması raporunda, örgütün profilini ortaya koyuyor.

Rapor, Türkiye'de ekonomik ve güvenlik nedenlerle göç veren/göç alan Doğu ve Güneydoğu Anadolu illeri ile İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin olmak üzere 15 ilde, 2010-2012 yılları arasında gerçekleştirilen alan araştırmalarının yanı sıra, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ilgili birimlerinin kayıtlarında mevcut olan 2 bin 270 PKK/KCK üyesine ait özgeçmiş mektupları, ifade tutanakları ve resmi kayıtlar sistematik şekilde analiz edilerek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde bin 50, göç alan illerde de bin 13 kişiye anket uygulanarak hazırlandı.

Raporda, örgütün dağ kadrosunda yakalanan ve hüküm giyen örgüt üyeleri ile örgüte katılım aşamasında yakalanan kişilerle yapılan görüşmelerden notlar da yer alıyor.

Araştırma raporunda, terör örgütlerinin varlıklarını devam ettirmek için öncelikli olarak örgüt üyelerine ihtiyaç duydukları, bu nedenle eleman kazanma faaliyetlerine büyük önem verdikleri belirtiliyor.

Bireylerin terör örgütlerine katılımının bir tek nedene indirgenemeyeceği vurgulanan araştırmada, sosyo-ekonomik eşitsizlikler, yoksulluk, nüfus, eğitim düzeyi, yaş, cinsiyet, etnik yapı ve devletin uyguladığı politikaların, bireyleri terör örgütlerine katılma konusunda ''motive ettiğine'' işaret ediliyor.

-''Terör örgütü cehalet ve yoksulluktan besleniyor''-

Terör örgütünün en fazla ''eğitimsizlik (cehalet)'' ve ''yoksulluk''tan beslendiği vurgulanan raporda, sevgisiz büyüyen ve bu nedenle kimlik bunalımı yaşayan gençlerin kendisini terör örgütünün kucağında bulduğu ifade ediliyor.

Raporda, kardeş sayısı çok olanların örgüte daha fazla katılma eğilimi gösterdiği, örgüt üyeleriyle yapılan mülakatlarda, örgüt üyelerinden bazılarının, ailede yeterli ilgi ve şefkat görmediği için örgüte katıldığını beyan ettikleri belirtiliyor.

Örgüte katılan bireylerin cinsiyet dağılımına bakıldığında ise, örgüte katılımda kadınların ön planda olduğunun gözlemlendiği vurgulanıyor.

Örgütteki yaklaşık her 4 bireyden birinin kadın olmasının dikkat çekici olduğuna işaret edilen araştırmada, bu durumun en önemli nedenleri arasında bölgede, geleneksel olarak ''kız çocuklarına bakış açısı''nın yerinin büyük olduğu tespitinde bulunuluyor.

Raporda, cehalet ve yoksulluktan beslenen terör örgütünün çocukların okutulmasına karşı takındığı olumsuz tavrın ve okullara yönelik saldırıların nedenlerine de ışık tutuluyor.

Kız çocuklarının okula gönderilmemesi ya da kerhen gönderilmesinin teröre yaptığı katkı yaptığına değinilerek, kız çocuklarının okutulmasının elzem olduğu vurgulanıyor.

Raporda, ayrıca  ''zorla evlendirme, başlık parası ve mirastan mahrum bırakmanın, kız çocuklarını çaresizliğe düşürdüğü, sonuçta da kız çocuklarının örgüte katılmayı bir kaçış yolu olarak gördükleri'' kaydediliyor.

Örgüte berdel usulü evlendirilme nedeniyle katıldığını belirten kadın örgüt üyelerinden birinin, raporda yer alan, ''Lisede okurken ailemin baskısıyla okulu bırakmak zorunda kaldım. Sonrasında da ağabeyimin karısının erkek kardeşi ile berdel usulü ile evlendirileceğimi öğrendim. Bunun üzerine evden kaçmaya karar verdim. Gidecek bir yerim yoktu. Bir arkadaşım, kurtuluşumun tek yolunun örgüte gitmek olduğunu söylemesi üzerine ben de örgüte katılmaya karar verdim'' şeklindeki ifadesi, soruna ilişkin önemli ipucları veriyor.