Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gelecek 5 yıl içinde gelişmekte olan ekonomilerin çoğunun oldukça hızlı büyüyeceğini belirterek, ''Buna karşılık gelişmiş piyasalar düşük bir gelişme güzergahında ilerleyecektir. Dolayısıyla gelişmekte olan piyasaların güçleri daha da artacak'' dedi.

Şimşek, bazı ileri piyasalara bakıldığında  ABD dışında Avrupa ve Japonya'da esas büyüme motorlarının kriz öncesi döneme dönmediğine işaret ederek, şöyle konuştu:

''Bu da dünya çapında büyümeye olumsuz etki yapıyor. Sanayi üretimi küresel büyümenin bir temsilcisi olarak alıyorum. Dünya ticareti de çok yavaş büyüyor, işsizlik ana sorun. ABD ve Avro Bölgesi ve Japonya'ya bakarsanız işsizlik kriz öncesinden ciddi bir şekilde daha yüksek. 5 yıldır zayıf bir büyüme ile karşı karşıyayız ve yükselen bir işsizlik var. Bunlar birbirini besliyor tabii ki. Bu mesele hala başımızda. ABD mesela mali uçurumla karşı karşıya kalacak. Buna karşı alınacak önlemler belki ivme kazandırabilir ekonomiye. AB 5 yıl yitirdi ve bir 5 yıl daha yitirebilir.

İleriye doğru baktığımızda en önemli sorun borçluluk. Bazı uluslararası araştırmalara göre, devlet borcunun GSMH'ya oranı yüzde 85-90'nın üzerine çıkınca büyüme potansiyelini yavaşlatıyor. İleri piyasalar da pek iyi görünmüyor. Bu büyüme önümüzdeki 5-10 yıl boyunca olumsuz yönde etki yapacak. Tabii ki bu rakamlar birdenbire değişmezse... Şirket ve hane halkı stokuna bakarsak, ABD hane halkı borcu bakımından eşiğin üzerinde. Şirket borçları da oldukça yüksek.''

''Dramatik bir durum görüyoruz gelişmiş ülkelerde''

Şimşek, gelişmekte olan piyasaların yükseldiği, gelişmiş piyasaların ise gerilediğine vurgu yaparak, ''Dramatik bir durum görüyoruz gelişmiş ülkelerde. Önümüzdeki 5 yıl içinde ne olacak? Çoğu gelişmekte olan ekonomi oldukça hızlı büyüyecek. Buna karşılık gelişmiş piyasalar düşük bir gelişme güzergahında ilerleyecektir. Dolayısıyla gelişmekte olan piyasaların güçleri daha da artacak. Birkaç riskten bahsedersek, 2013 için olumsuz bir tablo çizebiliriz. Avro Bölgesi'ndeki kriz daha da kötüleşir mi? Burada bir ödeme ve likidite problemi var ama şimdi siyasi bir problem haline geldi. Bir siyasi irade eksikliği, irade sorunu var'' diye konuştu.

Likidite sorununun Avrupa Merkez Bankası'nın inisiyatifiyle bir süre geri atıldığını belirten Şimşek, şunları kaydetti:

''Çünkü 'yeterince para basarız' dedi bunlar. Ama bu yetmedi, tüketicinin güveni ve yatırımlar için işe yaramadı. ABD'de mali uçurum ciddi sorunlar yaratıyor. Vergi indirimleri belki 1 yıl daha devam edebilir. Gelişmekte olan piyasalarda sert iniş bir sorun olabilir özellikle Çin'de''

''Arap Baharı'nın anlamı demokrasi, refah ve istikrardır''

Şimşek, Arap Baharı hakkında çok şey söylendiğini dile getirerek, ''Kısa vadede insanlar bunu bir sarsıntı ve belirsizlik gibi görüyor ama uzun vadede en iyi olabilecek şey. Çünkü bunun anlamı demokrasi, refah ve istikrardır. Bu anlamda bölgenin ihtiyacı olan şeyler bunlar. Uzun vadede hiçbir sorun yok. Paranızı nereye koyardınız? Devlet sermaye fonu alsaydınız düşük getirili devlet tahvillerine mi yatırırdınız? ABD, İngiltere ve Japonya'da kağıtların getirdiği getiriler, ben paramı buralara yatırmam. Esas getirilerin düşük olmasının nedeni mali alanda çok büyük bir eksiklik olması. Sürekli para basıyorlar. Türkiye'ye bakıldığında ise oldukça sıkı bir para politikası izledik.''

Türkiye'nin tamamen farklı bir öykü olduğunu dile getiren Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yabancılar borsada çok faal. Bizde dalgalanma payı çok düşük sadece yüzde 25. Türk firmaları çok muhafazakar. Yabancılar serbest dalgalanmanın yüzde 65'inden fazlasına sahipler ama MENA bölgesinden girişlere bakarsanız hemen hemen yok. Arap hisse senedi yatırımcıları toplam yatırımcıların yüzde 3'ünü oluşturuyor. 7,7 milyar dolardan bahsediyoruz. Türkiye borsası başka yükselen borsalara oranla oldukça büyük bir borsamız, derinliğimiz ve likiditemiz var. Çeşitlendirilmiş bir piyasa.

Neden Türkiye'ye yatırım yapmalısınız? 10 yıl önce 230 milyar dolarlık bir GSMH'mız vardı. Bu 3 katından fazla büyütmüş durumdayız. 800 milyar dolara çıkmış durumda. Türkiye gerçekten hızlı gidiyor, çok büyük bir ülke iç pazarımız var, yüzde 75'i özel tüketime dayanıyor. MENA bölgesinin çok iyi bir geleceği var. Türkiye'de burada en önemli pazarlardan biri. Türkiye'ye yatırım yapmak için en önemli neden, biz kendi evimize düzen getiriyoruz. Türkiye şimdi en az yolsuzluk yapılan ülkeler sıralamasında muazzam bir gelişme gösterdi. Bütün BRIC ülkelerinden daha iyi durumdayız yolsuzluk algılamasında.''

'En az yolsuzluk yapılan ilk 20 ülke arasında olmak isterdik''

Mehmet Şimşek, bunun üzerine çalışılması gerektiğini belirterek, ''En az yolsuzluk yapılan ilk 20 ülke arasında olmak isterdik. Dünya Bankası en çok yatırım yapılabilir ülkeleri araştırıyor ve sıralıyor. 2006'da 175 ülke arasında 84. sıradayız. Şimdi biraz ilerleme var 71. sıradayız. Daha yapmamız gereken şeyler var. Esas olarak, geleceğe her alanda hizmet ve rekabet gücümüzü geliştirmek istiyoruz ki, bu büyümenin anahtarı. Türkiye'de iş yapan yabancı yatırımcı sayısı 5 bin 600'den 21 bine çıktı. yani 5-6 kat bir büyüme oldu uluslararası şirketlerin sayısında. Bunlar sadece şirket sayısı, ama çok önemli bir mesaj veriyor. Son 10 yılda 119 milyar dolar yatırım çektik.  Şimdiye kadar yatırım yapılabilir ülke statüsünde değildik. Şimdi Fitch notumuzu buraya yükseltti ki, daha çok yabancı yatırımcı gelecek'' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin ekonomik anlamda çok ciddi ''kalp krizleri'' geçirdiğini ifade eden Şimşek, ''Bunlara rağmen 800 milyar dolarlık GSMH'dan bahsediyoruz. Çok ciddi hedeflerimiz var'' dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, orta vadede büyümenin yüzde 5 olmasını istediklerini belirtti.

Türk-Arap Sermaye Piyasaları Forumu'nda konuşan Şimşek, şu anda dünyanın en büyük 16. ekonomisi olan Türkiye'nin ilk 10 içerisinde yer almasını istediklerini söyledi.

Hem Türkiye'de, hem de MENA Bölgesi'nde (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) kadınların iş gücüne katılım oranının düşük olduğunu aktaran Şimşek, kadınların okullara, üniversitelere gitmesinin önünde engeller olduğunu ifade etti. 10 yıl kadar önce 100 erkek öğrenciye karşılık 91 kız öğrenci olduğunu hatırlatan Şimşek, bugün bu rakamın 100 erkek öğrenciye 100,4 kız öğrenci olduğunu kaydetti. Şimşek, gelecek 30-40 yılda düşük büyüme ve demografik açıdan koşulların olumlu olmayacağının altını çizdi.

Kısa vadede küresel krizden Türkiye'nin de etkilendiğini ifade eden Şimşek, ''Biz de etkilendik. Herhangi bir hasar olmadı, hızlı bir toparlanma oldu. Ortalama olarak 2010-2011'de yüzde 9'luk bir GSYİH büyümesi oldu. Ciddi bir iç talep oldu'' dedi.

Bu yıl cari açığı kontrol etme çabalarından dolayı büyüme projeksiyonlarının yüzde 3,2 oranında kaldığını anımsatan Şimşek, şöyle konuştu:

''Avrupa'da yüzde 2. Amerika'nınki gibi yüzde 3,2. Biz ortada bir yerlerdeyiz diyebiliriz ama bir hedef koyduk orta vadede büyüme yüzde 5 olsun istiyoruz. Neden öyle bir sonuca ulaştık? Çünkü bir çok istihdam olanağı oluşturduk. Bu ciddi bir destek. Bu tabloya baktığınızda şunu görürsünüz. Küresel krizde işsizlik oranımız arttı. Doğru politikalarla kriz öncesi dönemin altına çektik.''

Hane halkı durumuna bakıldığında Türkiye'nin AB'den daha iyi olduğunu vurgulayan Şimşek, cari açık sıkıntısı olduğunu ama buna enerji dahil edilmezse durumun daha farklı olacağını kaydetti.

Yenilenebilir yerel kaynaklara odaklanılması gerektiğine işaret eden Şimşek, eğitime yatırım yapılması gerektiğini, alt yapının da, rekabetçiliğin de artırılması gerektiğini ifade etti.

Cari açık durumunda iyileşme elde edildiğini anlatan Şimşek, finansman kalitesinde de ciddi bir ilerleme görüldüğünü belirtti.

Reel döviz kurunda iyileşme olduğunu anımsatan Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:

''Avrupa'daki durum bizi etkiliyor. Çünkü Avrupa, ihracatımızın yüzde 38-40'ını yaptığımız yer. Eskiden bu oran yüzde 60 idi. Son 10 yılın ilk yıllarına baktığımızda ihracatımızın yüzde 58'i Avrupa'ya idi. Ciddi bir çeşitlendirme oldu. Asya'ya ihracat çok artıyor. MENA Bölgesi'ne ihracatımız da yüzde 12'den yüzde 32'lere çıktı. Gerçekten hayat kurtarıcı oldu. Bu organizasyon büyük anlam taşıyor bu yüzden. Arap Coğrafyası ile beraber çalışmamız lazım. 1 milyar doların üzerinde ihraç ettiğimiz ürün sayısına baktığımızda 8'den 32'ye çıktı. Pazar açısından baktığımızda da 1 milyar dolardan fazla ihracat yaptığımız pazar sayısı da 5'ten 30'a çıktı. En üst sıradaki 5 pazar, toplam ihracatımızın yüzde 30'una tekabül ediyor. Bu rakam yüzde 46,5'ten buralara geldi. MENA Bölgesi'nde çok büyük bir canlanma yaşanacak. Ciddi bir ilerleme var. Türkiye'yle daha da güçlü ilişkiler kurulacak. Bu yüzden ortaklıklar kurmalıyız.''