Tarhan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Ankara Valiliği'nin, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda Ulus'ta düzenlenecek yürüyüşü yasaklamasını eleştirdi.

Cumhuriyet Bayramı'nın sadece CHP'nin ya da demokratik kitle örgütlerinin bayramı olmadığını ifade eden Tarhan, ''Cumhuriyet, Türkiye'nin ortak değeri ve paydasıdır. Yasaklayan zihniyet aslında şunu bilmeli ki, bir değerin kutlanması sadece bedenle olmaz, yürekle, beyinle olur, kendinizi nerede hissettiğinizle, hangi duyguda hissettiğinizle olur. O yüzden biz yasaklansa da yasaklanmasa da orada olacağız, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayacağız'' diye konuştu.

Bir kutlama ya da yürüyüşün suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike olması halinde yasaklanabileceğine işaret eden Tarhan, ''Bu insanların ne tür bir tehlike yaratma ihtimalleri vardır? Bunun açıkça ortaya konulması gerekirdi ancak kararda bunların hiçbirisine değinilmemiş'' dedi. Tarhan, Türkiye'nin saygın sivil toplum örgütlerinin, yasaklama kararıyla yasa dışı örgüt gibi gösterildiğini savundu.

Yasaklama kararında sıkıyönetim anlayışının ortaya konulduğunu da ileri süren Tarhan, telefonla ulaşmaya çalıştığı İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Ankara Valisi Alaaddin Yüksel'in telefonlarına çıkmadıklarını söyledi.

Tarhan, konuyla ilgili hukuksal süreçlerin işletilmesi gerektiğini, bireysel başvuruyla Anayasa Mahkemesi'ne ve gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidilebileceğini ifade etti.

Herkesi Cumhuriyet'in, toplumsal kesimleri ayırmak yerine, tüm yurttaşları ortak değerde birleştirici olduğunu görmeye çağıran Tarhan, ''Bu kararı verenler ahlaki ve siyasi açıdan doğru olamayacağını kabul etmeliler. Ortak Cumhuriyet paydasında herkesi birleşmeye davet ediyorum. Özellikle bu kutlama barışa açılan bir kapı olsun. İki bayram bir arada. Alın size ortak kutlama. Bu ülkedeki kamplaşmaya 'dur' demenin yolu olmasını temenni ediyorum'' dedi.