WOW Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü Gala Yemeği'ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, TUSKON Başkanı Rızanur Meral, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatçı birliklerinin başkanları ile 130 ülkeden bin 470 iş adamı katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan Türkiye İhracat Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Türkiye'ye yatırım yapan kazanıyor" dedi. İhracatçılar olarak TUSKON'un faaliyetlerine önem verdiklerini belirten Büyükekşi, gereken katkılarda da bulunduklarını dile getirdi. Büyükekşi, bu organizasyonların dış ticaretin artmasında büyük rol oynadığını ifade etti. Türkiye'nin artık ayrı bir düzleme girdiğini aktaran Büyükekşi, “Türkiye, planlarını Ar-Ge ve inovasyonla genişletiyor, yönünü biliyor. Artık rüzgar bizden yana esiyor. 2011'de 135 milyar dolar ihracat yaparken rekor kırdık. Bu başarıda bize büyük destek veren Cumhurbaşkanı Gül'e ve Ekonomi Bakanı Çağlayan'a teşekkür ediyorum.

Türkiye, yakaladığı güven ve istikrar ortamı ile, üretken yapısı ile yeniliklere açık ortamı ile finansal çekim merkezi oldu. Burada gücünü yatırımcılarımızdan aldı. Şükür, artık ülke ihracatını ve ihracat bölgelerini genişletiyor. Muasır medeniyetler seviyesine gelmek için ekonomik modelini tamamlamak üzere. Türkiye, başarılı bir sene geçirdi. Burada başarılı bir iktidarın yanında dinamik ihracatçıların rolü büyüktür. Evet, artık ihracat artık büyümenin motoru oldu. 2012'de ihracatın güçlü artışı devam ediyor; ilk 5 ayda yüzde 10.3 artışla 60 milyara vardı. 2012 hedefimiz 150 milyar dolar olup, buna emin adımlarla yürüyoruz" diye konuştu.

2023 ihracat hedefinin 500 milyar dolar olduğuna belirten Büyükekşi, "Bu hedefi yakalayacağız, dünyanın önemli ihracat ülkelerine gireceğiz. Gelinen aşamada Türkiye'ye yatırım yapan, onunla ticaret yapan herkes kazandı, kazanıyor. Bundan sonra da kazanmaya devam edecek" dedi.

TUSKON BAŞKANI MERAL

Ardından söz alan TUSKON Başkanı Rızanur Meral, ‘Ticaret Köprüsü’ kapsamında 25 bin iş görüşmesi yapılacağına dikkat çekerek, Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü 2012 programının sektörel formatlı olacağını bildirdi. Meral, "İnşaat Malzemeleri - Mobilya - Ev Tekstili sektörel programı, 130 ülkeden bin 470 yatırımcı ile bin 200 girişimcimizi buluşturacak, 25 bin ikili görüşme yapılmasına öncülük edecektir" ifadelerini kullandı.

Meral, kurum olarak son 1 senede 104 ayrı ülkeye 448 ticaret ve yatırım heyeti gönderdiklerini ifade ederek, "Anılan heyetlere Türkiye'den 7 bin 500 girişimci katıldı. Buna mukabil 140 ülkeden 550 heyet ile 11 bin yabancı yatırımcı ağırladık. Gelinen aşamada 23 ticaret köprüsü programı yapıldı" diye konuştu. Meral, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ticaret köprüsü programlarımız, sadece ticarete vesile olmamıştır; aynı zamanda girişimcilerimizi daha evvel adını bile bilmediği çok ayrı ülkeleri yakından tanımalarını mümkün kılmıştır. Hem ticaret köprüleri hem de sonrasında tertip edilen ticaret ve yatırım heyetleri ile başta Afrika ve Avrasya olmak üzere pek çok bölgede üyelerimiz tarım, hayvancılık, gıda, madencilik, inşaat, mobilya, plastik, enerji, demir çelik gibi alanlarda önemli yatırımlar yaptı."

BAKAN ÇAĞLAYAN

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise, "Avrupa’ya olan ihracatımız yüzde 47'den yüzde 41'e düşse de cumhuriyet tarihinin rekor ihracatını gerçekleştirdik. İnşallah bu yıl 148.5 milyon dolarlık hedeften 150 milyar dolara doğru yol alıyoruz. Bu sadece ekonomi ve ticaret köprüsü değil, sevgi ve barış köprüsüdür. Küresel bir krizden geçerken küresel bir aklı bir araya getirip sevgi katarak işadamları sadece mal satmak değil, bilgi birikimlerin paylaşacak dünya ekonomisi adına önemli birliktelikler sağlayacaklar” dedi.

CUMHURBAŞKANI GÜL

Kapanış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Arzu ederim, bu organizasyon hem ticaret hem ziyaret olsun. Bu vesile ile Türkiye’yi iyi tanımanızı, kültürünü, tarihini, coğrafyasını bilmenizi isterim. Sizleri İstanbul'da değil, pek çok şehre de götürecekler. Orada Türk aile geleneğini, misafirperverliğini gösterecekler. Bundan memnuniyet duydum. Sizler de Türkiye'den giderken güzel intibalarla gidersiniz. 7 yıl içinde bu tür organizasyonların 24'üncüsü gerçekleşiyor. Hem TUSKON’u hem Ekonomi Bakanlığını tebrik ediyorum. Ticaret; tarih boyunca insanların birbirini tanımasına, birbiri ile yardımlaşmasına, ülkeler arası dayanışmanın güçlenmesine yol açan bağdır" diye konuştu.

Türkiye’nin dünya medyası tarafından yakından takip edildini vurgulayan Gül, "Türkiye, ticarette köprü vazifesindedir. Türkiye'yi hepiniz tanımalısınız. Türkiye'yi uluslararası medyadan izliyorsunuzdur. Türkiye son senelerde dünyada daha fazla bilinir, takip edilir olmuştur. Bölgesinde de uluslararası planda da 'ne söylüyor, ne yapıyor' diye takip ediliyor. Dış politikanın bunda önemli rolü var. Bölgemizde ve dünyanın en ırak bölgeleri ile ilişkileri güçlendirmek için gayret içindeyiz. 2006'da bütün Afrika’da temsilciliklerimizin sayısı 12 idi, 12 büyükelçilik vardı, şuan 34'e çıktı; neredeyse 3 misli arttı. Bunu yaparken birçok ülke Türkiye'den daha güçlü pek çok ülke tasarruf adına ekonomik sıkıntılardan dolayı mevcut büyükelçiliklerini kapatıyor.

Türkiye olarak dünya ile ilişkilerimizi geliştireceğiz derken, altyapıyı da yapıyoruz. Tüm ülkelerde ekonomik ve ticari ilişkilerin altyapısı olan hukuki yapıyı da tamamlıyoruz. Karşılıklı ziyaretlerde pek çok anlaşma yapıyoruz. Bunlar STA, bazen yatırımların karşılıklı korunması anlaşması, bazen vergi muafiyeti anlaşmaları, bazen ulaştırma, bazen sağlık anlaşmaları, bazen turizm anlaşmaları oluyor. Bu anlaşmalar sizlerin tüccarların sanayicilerin müteşebbislerin önünü açan rahat yürüyeceği yolları açıyoruz, daha kolay işbirliği yapın diye” diye konuştu.

Yapılan yatırımlarda iş adamları ile birlikte hareket ettiklerini ifade eden Gül, "İkili ziyaretlerde iş adamlarımızı yanımıza alıp götürüyoruz. Oralarda gittiğimiz ülkelerin cumhurbaşkanları ile iş forumu toplantıları yapıyoruz. Bu bazen Kongo, bazen Uganda, bazen Bangladeş, bazen Japonya oluyor. Daha çok iş yapın, daha çok bir araya gelin diye bu toplantıları yapıyoruz. Ekonomik faaliyetleri siyasi faaliyetlerden ayırmak pek de kolay değil. Büyükelçilere onun için 'siyasi faaliyetlerden çok, ekonomik faaliyetlerle ilgilenin' diye talimat verdik.

Herhangi bir firmanın yatırımı, ticareti varsa o devlet firmasının yatırımı gibi yakından takip ediyorlar onları. Bulundukları ülkede yabancı tüccarın Türkiye ile işi varsa onların işini kolaylaştırıyorlar. Hukuki anlaşmaların yanında ulaşım kolaylığı da önemlidir. Ulaşım kolaylığı artık havadan olmaktadır. Anlaşmaları imzalamak, bu alışverişleri yapmak için uçaklarla gidecek seyahat edeceksiniz. Bunu kolaylaştırmak için THY'ye verdiğimiz istikamet var. THY, 192 ayrı merkeze uçuş yapıyor. 89 ülkeye ama 192 ayrı şehre uçuyor" dedi.

İstanbul'u bütün merkezleri birleştiren bir başkent olarak nitelendiren Gül, ticaret hamlesi bakımından da THY'nin önemine dikkat çekti. Gül, "Somali'ye uçan tek havayolları THY, bunun gerisini söylemeye gerek yok. Herkes İstanbul'a gelmek zorunda. İstanbul bütün merkezleri birleştiren bir başkent oldu. Nereye giderseniz gidin, en kısa yol İstanbul’dur. Siyaset, ekonomi ve üçüncü ayak, Türkiye'nin hiçbir karşılık beklemeden insani amaçlı çalışmaları da vardır.

Açılan okullar, sağlık merkezleri, din, ırk, renk ayrımı yapmadan yerin altından su çıkarıp o suyu o beldeye bırakıyoruz. Bu faaliyetlerin toplamı Türkiye'yi en çok gururlandıran alanlarındadır. Yıllık Türkiye'nin insani amaçlı harcamaları, devlet artı STK’ların harcamaları 2 milyar doları geçmektedir. Bunlar karşılık beklemeden yapılmaktadır. En önemli şey yardım adına ticaret ve yatırımlardır. Ticaret bizim geleneğimizdir. Osmanlı zamanında İstanbul, İzmir, Kahire, Beyrut, buralar ticaret merkezi idi.

Bugün nasıl New York’a Amsterdam Ticaret Merkezi var ise, eskiden de dediğim şehirler bütün dünya tüccarlarının buluştuğu yerlerdi. Belki tekrar bir aradan sonra İstanbul bu vasfa büründü. İstanbul'da kaç tane büyük organizasyon var, dünyanın yatırımcılarını topladı, aynı anda bu toplantılar devam ediyor. Bütün oteller işadamları ve yatırımcılar tarafından dolduruldu" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kültürümüzü, tarihimizi, bütün iyi niyetlerimizi misafirlerimize aktarıyoruz. Ticareti yapın ama ticaretin ardından yatırımlara geçin. Türk iş adamları ve yatırımcılarının farkı şu: Afrika'ya gittiğimizde sadece ticaret yapmayız yatırım da yaparız. Yatırımla, teknoloji götürür; istihdam yaratırız. Kazan-kazan anlayışını uygularız. Bazıları gibi oranın en kıymetli matemlerini alıp götürmeyiz bir şey bırakmadan. Biz gittiğimiz yerlere bir şeyler bırakırız. Gittiğimiz yerlerde ekonomik faaliyetlerin olmasını arzu ederiz. Bu anlayışla ekonomik birliktelik oluşturuyoruz. Bu anlayış içinde tanışıklıklarınızı ortaklıklara dönüştürün hem Türkiye’ye hem kendi ülkenize faydalı olun."