Erzurum'da çeşitli temaslarda bulunan Dinçer, kentte uydudan yayın yapan bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada, dershanelerin kapatılacağı ve görev yapan öğretmenlerin açıkta kalacağı yönündeki tartışmalara ilişkin, siyaset kurumunun vatandaşlara yönelik hizmet ürettiğini ve o vatandaşların güven ve desteğiyle iktidarda kalabildiğini söyledi.

Geniş toplum kesimlerinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamaya çalışacaklarını vurgulayan Dinçer, şöyle devam etti:

''Bizim özellikle ortaokuldan liseye geçerken eğer sınav yapmayacaksak ki onu da kaldıracağımızı söyledik. O zaman lise seviyesindeki eğitime geçişlere dair yeni bir düzenlemeye ihtiyacımız var. Bunun gibi o kadar çok sorunun cevabı aynı zamanda dershaneleri de ilgilendiriyor. Öyleyse mesele 'dershaneyi kapattık' kadar basit bir mesele değil. Ama biz bir hazırlık yapıyoruz. Bütün bu soruların cevabını verecek bütüncül bir yaklaşım tarzıyla, Türkiye'de dershaneler meselesini çözeceğiz. İnsanların tedirgin olmasını gerektiren bir durum yok. Bütün bu düzenlemeleri yaparken de dershanecilerin, orada çalışan öğretmenlerimizin, dershaneye çocuklarını gönderen velilerimizin ve öğrencilerimizin, okulumuzdaki eğitimimizin gerektirdiği her türlü hassasiyeti göz önüne alarak karar vereceğiz. Bunda endişe duyulmasın. Ama biz dershane meselesini çözmek istiyoruz.''

Daha sonra Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''AK Parti İl Danışma Kurulu Toplantısı''na katılan Bakan Dinçer, burada yaptığı konuşmada, üniversite okurken bir takım faaliyetler, konferanslar düzenlediklerini söyledi.

Erzurum halkının başlarda kendilerine sahip çıkmadığını ancak zamanla evlerinde ağırladığını anlatan Dinçer, şöyle konuştu:

''Konferanslar vermek üzere ülkenin değişik yerlerinden isim yapmış kişileri getiriyoruz. İşte Necip Fazıl Kısakürek'i getirdik. Bir keresinde de Fethullah Hoca Efendiyi getirdik. O dönemde henüz şimdiki kadar çok geniş tanınan birisi değil, İzmir'de vaizlik yapıyor. Erzurum'da konferans vermesi için çağırdık ve 'altın nesil' diye bir konferans veriyordu. Onunla ilgili şehrin değişik yerlerine afişler yapıştırdık. Erzurum'daki milliyetçi gençler, 'bu şehrin sahibi biziz, bizden başka kimse varlık gösteremez' diye düşünüyorlar. Bizim afişlerimizi indirdiler. Bunu hazmedemedik ve bunun üzerine kavga çıktı ve şehirde bir gerginlik oldu.''

Söz konusu gerginlikten dolayı 200-300 öğrencinin yurttan ayrıldığını dile getiren Dinçer, o güne kadar ilgisiz gibi davranan Erzurum halkının, açıkta kalan öğrencileri günlerce evlerinde misafir ettiklerini anımsatarak, o günleri anlatınca duygulandığını belirtti.

-''Milli Eğitim Bakanlığı'nı yeniden yapılandırdık''-

Eğitimle ilgili özellikle son yıllarda önemli değişiklikler yapmaya başladıklarını anımsatan Dinçer, yapılan bu değişikliklerin Türkiye'nin geleceği açısından son derece önemli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Milli Eğitim Bakanlığı'nı yeniden yapılandırdık. Teşkilatı küçülttük ve çok etkin hale getirdik. Yönetici sayısını azalttık. Yöneticilerini gençlerden ve çok uzman insanlardan oluşturduk. Talim Terbiye Kurulu'nu gözden geçirdik ve üye sayısını azalttık. İnanın teşkilat küçüldükçe iş yapma kapasitesi arttı, önceki yıllarda yaptığımız işin iki üç mislini daha az insanla yapar hale geldik.''

Bakan Dinçer, şunları kaydetti:

''Statükoyu korumaya çalışanların, korumaya çalıştığı şey statü değildi. Mevcut durumdan onlar da memnun değillerdi. Çünkü mevcut yapı içerisinde eğitim sistemimiz, sınavlar, dershaneler ve benzeri okullaşma oranlarının düşüklüğü, kız çocuklarımızın okullaşmasıyla ilgili özellikle ortaöğretimdeki sorunlar, pek çok meseleye baktığınız da çözmemiz gereken pek çok husus varken, birilerinin 'eğitim sistemini değiştirmeyin' diye direnmelerini nasıl yorumlarsınız? Ama biz eğitim sisteminde, dünyayla aramızdaki mesafeyi kapatacak tedbirleri almaya hızla adım attık. Şimdi bizi eleştiriyorlar. Hem yaptığımız eğitim sisteminin içeriği sebebiyle hem de 'madem bu kadar önemliydi şimdiye kadar neden yapmadınız' diyorlar. Bundan önceki 10 yıllık iktidar dönemi içerisinde eğitimde yapılanları görmezlikten gelerek bunu söylüyorlar.''