Tarihlerin çok da önemi yok ama rahmetli annem derdi ki oğlum dere geçtiği yerden bir daha geçer. Uz hozarak uz bacilak uz abiyon vadi boyunca eskiden beri var olan isimler hala güncelliğini korumasına rağmen bizim koyduğumuz yer adları yirmi bilemedin elli yılda yenisi koyulmak zorunda kalıyor mesela hozarak (Kıratlı) toprak yığını demek hala öyle …..

Nice yıllar geçti abiyon ismi konalı, ismini koyan toprak oldu. Ama abiyon hala abiyon binatlıda öyle harbuk’ ta, ğaranda, gamboz gene gamboz sen yomrada sor bakalım ocak mahallesi nerde, bilen yok ama birak bacilağı gambozu sor gps verisi hazır.

Agırabun meşeyi sor biliriz ama diktaşı  nanay. Durana deresinden yukarı  girdin mi güzellikler azalsa da hala görülecek güzellikler var. Şelaleler endemik bitkiler cinli ırmaklar, Dulbant hele flora ve faunan’ın son örneklerini yansıtır görebilen gözlere….  

Dulbant yakın zamanda büyük bir ihtimalle yok olacak, gerek kara yolu genişlemesi gerek diğer endrüstiyel çalışmalar sebebiyle. Benim tavsiyem son kez o güzelliğe bir daha bakın belki ileride dulbant hakkında iki laf etmek istersiniz. Taş ocakları açılmadan önceki cinli kayalar ne kadarda gizemliydi kırk ebcet okumadan geçemezdik. Gece sabaha kadar yomradan uza kadar yaya  giderdik. Araba icat olmuş ama bizim vadide gündüz 13,00 den sonra araba gitmezdi.

Sokak lambaları yoktu. Bir ışık gördünmü ya cindu. Yada emicem dükkandan geludi başka alternadif yoktu. Okursun cinse gaybolu. Kaybolmazsa emicemdu. Şimdi insanlar cinleşti bir kısmı da peri okusanda kaybolmuyor. Ama onlar okudumu sen yitersin. Derelerimiz kırmızı benekli alabalık gaynaydi şimdi nanay..

Sebep kimyasal ne kadar atık varsa dereye akıtıyoruz. Çamaşır suyu kezzap mazot yağ naylon ne varsa piknik yaptığımız suyun yanında çocuğumuzu değiştirip bezlerini suyun yanında bırakıyoruz her halde bir ihtiyacı olan alır diye öyle ya … başka ne sebep olabilirki..Allah bizi islah etsin. Tüüüü bize be ..

Taşboğazına geldiğimizde değirmen sesinin ekosu kelle numanın yapmış olduğu ekmeğin reyhası ile bir senfoni olurdiki sorma. Demirci ve bakırcıların adeta melodileri arasında gastananın sesi ile uzmesohora varırdık.

Polisun imbisi karşılardı bizi ortaokulun sahasinda cesinun ve cahit abinun futbol için bir birine bağırmalarını hep övgü kabul ederdik. Ha bu arada Hilmi abinun bacak arası çalımlarını unutmamak gerek. Biraz yukarıda demirci temel ile gıdım Ahmet in sıcak demiri dövme sesi kesilir Rahmetli Numan hocamın ezan sesi ile kendimize gelirdik.

Cami çıkışında mavin Alinun köfte kokusu karşılardı cemaati yıllardır köfte yerrim ülke genelinde bende yaparım ama rahmetlisinin köftesini hala tutturamadım sanırım oda rahmetlisiyle mefta oldu. Pelül başlı başına bir yazı dizisi yazmaya kalksam roman olur. Kısaca öbür dünyada Peylüle çok ödenek hazırlayın hepimizin borcu var ona.. Biraz tus tus lanacağımız kesin.

Besim efendinun atla derede gezmeleri; Dükkan camına para ile ses çıkararak ekmek arası 25 kuruşluk reçel aldığımız günler ondaki tat şatobüryanda yok şimdi, Koreli dayım vardı paran olsada istediğin şeyi istediğin kadar satın alamayacağın bir dükkan. İki çuval toz şeker var yan yana biri 2 tl biri 2,25 tl sebep biri yeni alınmış ama eskisi hiçbir zaman zamlanmazdı bitene kadar aynı fiyattan satılırdı. On kilo alamazsın ebi gomşiyada galsun derdi aslan.

İktisatcı profösörleri  bu konuyu araştırmalı nasıl oldu da 60 yıl bu şekilde alış veriş yapıldı. Her üründe bu tip davranır dükkanda 4 ekmek varsa ancak bir tane satın alabilirsin tayfan kalabalıksa iki tane satmaz yoksa gomşiyada galsun aslan derdi. Rahmetli koreli dayıma ve tertiplerine en acıdığım konu orman kadastrosu yerlerimizi aldığı zaman oldu. 80 yıldır kendimizin bildiğimiz  yerler kadastro konusu olup orman vasfı taşıdı. Dağın gerisinden odun taşıyıp yıllarca ormanları çocukları gibi baktılar ama meğer onların değilmiş.

Durum Bu…!  
Cazilar deresi eskiden beri kendini saklamış bir bölgemiz bir çok endemik bitki ve nesli kesildiğini sandığımız hayvanatların yaşamlarını sürdürdüğü içerisinde onun üzerinde şelale barındıran deresi değirmenleri ile bize yaşam sunan yer. Yeni yaptığımız yolların alivyonlarının toplanmadan önce daha da güzeldi ya neyse herkes benim gibi düşünmek zorunda değil. Bu dere üzerinde birde balık havuzu var misafirlerine hem pişmiş hemde çiğ balık hizmeti sunan işletmecisinin emeğine yüreğine sağlık özdile yakışır bir mekan olmuş. Tepside sebzeli balık salata çay ve meşhur Özdil fırınlarında hazırlanmış ekmek ile servis ediyorlar.  Tarihin raflarında yerini almış bir işletme şiddetle tavsiye olunur.

Demem oki zaman çabuk geçiyor, bir Dr.  dostumun dediği gibi yaşam şu andır yaşa , 
“Ya da; Yararken yiyeceksin yakışırken giyeceksin. “

YAPMADAN DÖNME
*Durana deresi ukarı giderken Dulbanta in orayı gör
*Aliağanun evinun karşısındaki şelaleyi mutlaka farket
*Cinli ırmak ukarı bak
*Bacilak altında Haci Tahsina uğramadan geçme
*Taşboğazındaki o mistik kokuyu almadan geçme 
*Hozarak altındaki köprüye ve Değirmene mutlaka uğra
*Gastanayi sor bir bak
*Özdil camisini ve şehitlerimizi ziyaret etmeden dönme
*Cazılar deresine uğra tepside sebzeli balık yemeden dönme
*Sebahattin Dayımın çayını iç rahmet söyle
*Mutlaka koreli dayımın eski dükkanına git diycem ama gitme gerek yok eskiye dair bişe galmadi ama mezarı yolun kenarında uğra

Sonuç: Allah herkese kalbine göre versin