Muhammet Beşir…

Abdulkadir Ömür…

Mertcan Çam…

Yusuf Yazıcı…

Semih Karadeniz…

Trabzonspor A takımı ile 7. resmi maçına çıkan teknik direktör Sadi Tekelioğlu, değişim için kısa sayılabilecek bir süre zarfında, altyapıdan 5 futbolcuyu A takım kadrosuna aldı...

Bu yolla, en kral CEO’nun, en usta Mali Sayman’ın yapamayacağı ekonomi kıyağı da yaptı Sadi Hoca…

Üstelik yönetimin kendisini dikkate almadığı noktada…

Sadi Tekelioğlu’na 1 kere dahi teşekkür etmekten imtina eden yönetim, kadrosuna altyapıdan oyuncu almamak adına maç kadrosunu 3 kaleciyle dolduran Şenol Güneş için, “Keşke boşta olsa” diye iç geçirebiliyor oysa…

Takım antrenmandayken kuaförde olan Ersun Yanal için, “Ne olursan ol, yine gel” güzellemesi de yapılabiliyor…

Trabzonspor’a gölgesini gönderip üzerine de 100 milyon euro bütçe isteyerek kulüple, şehirle ve ülkeyle dalga geçen Lucescu üzerinden heyecan yaratılmaya bile çalışılıyor…

Magath deniyor, Bielsa deniyor…

Ancak, yöneticilerin sokakta görse tanımayacağı çocuklara mabedde forma verip maç kazanan/kazandıran, ücretine zam teklifini kabul etmeyen Sadi Hoca’ya ‘nasılsın’ demek, yük olarak kabul ediliyor…

Muhammet’i N’Doye’den daha golcü konumuna getirmek, enkazın altına girip genç oyuncular için tüm Türkiye’nin dikkatini çekmek maharet değil sanırım…

Öyle tahmin ediyorum ki sorun, Sadi Hoca’nın kısa boyu, vazgeçemediği şapkası ve giymediği pahalı bir takım elbise ve vizyon projesine uygun şekilde kendisini vitrine çıkarıp pazarlayamaması

Olsun be hocam!

Olsun…

Bu da senin omzuna işlenen cesaret nişanı, boynuna asılan onur madalyonu olsun.