Dün, KTÜ’deki rektörlük seçimleri ile ilgili bir analiz yazım yayınlandı. 

Kiminin hoşuna gitti. Kiminin gitmedi.

Kimi alkışladı, kimi de tu kaka dedi.

Gazeteciliğin kaderi budur.

Hep alkışlanırsan; gazeteci değilsin.

Hep tu kaka edilirsen de..

Hem alkışlanacaksın hem de tu kaka edileceksin ki, gazeteci olduğunu hissedesin, anlayasın.

Dünkü yazımda, KTÜ ile ilgili olarak bakın nasıl bir analiz yapmışız..

Bu yazımın üzerine, yazıda adı geçen Prof Dr Y. Şevki Hakyemez şu açıklamayı yaptı…

KTÜ REKTÖR YARDIMCISI PROF DR YUSUF ŞEVKİ HAKMEYEZ’İN DÜZELTME VE CEVAP YAZISI…..

http://www.61saat.com adlı internet sitesinde Ali Savaş “KTÜ rektörlük seçimlerine bakış….!” başlığı altında hakkımda yazdıkları, gerçeği yansıtmayan bilgi ve yorumlar içermektedir. 

“Akil adam Yusuf Şevki Hakyemez, iktidarın KTÜ’deki sigortası. Personelden sorumlu da olan Hakyemez’in kendi asistanını bile Fatih Üniversitesinden seçmiş olması büyük bir soru işareti.” şeklindeki tespit doğru değildir. Fatih Üniversitesinden mezun araştırma görevlisi, ÖYP kapsamında YÖK’ün planlaması ve aldığı başvurular neticesinde ve yine tamamen YÖK’ün yaptığı değerlendirmenin sonucunda alınmış ve kazanan kişi göreve başlatılmak üzere üniversiteye bildirilmiştir. Dolayısıyla ÖYP araştırma görevlilerinin alımında üniversitemizin hiçbir dahli olmamıştır. Kaldı ki somut bir veriye dayanmayan bu biçimdeki ifadelerle alınan araştırma görevlilerinin lekelenmeye çalışılması da hukuki açıdan sorunludur. KTÜ’de akademik ve idari personel alımı tamamen mevzuata uygun biçimde gerçekleşmekte olup, tüm işlemler yargısal denetime tabidir. 

Aynı yazıda hakkımda yazılan diğer hususların da gerçekle alakası olmayan yorum ve değerlendirmeler olduğu ve önümüzdeki Rektörlük seçimlerine yönelik yönlendirici bir amaçla yapıldığı kanaatindeyim. Bu biçimdeki yönlendirme amacı taşıyan yorumlar tamamen algı oluşturma amaçlı gayretler olarak değerlendirilmektedir. Paralel yapıya yönelik hassasiyetim başta 17-5 Aralık süreci,  HSYK Kanununda yapılan değişiklikler ve dershanelerin kapatılması sürecinde yaptığım yorum ve değerlendirmelerde çok net olmasına rağmen, halen yerel düzeyde birtakım odaklarca asılsız yorumlarla benimle ilgili algı oluşturma gayretine devam edilmesini KTÜ Rektörlük seçim sürecine yönelik bir algı oluşturma umudu dışında başka bir şeyle izah etmenin mümkün olmadığını vurgulamak isterim.  Bu biçimdeki algı oluşturma gayretlerine yönelik olarak değişik odakların girişimlerine karşı farklı düzeylerde hukuki ve bürokratik girişimlerde bulunduğumu ve sonucunda bazı adımların atıldığını da ifade etmem gerekir. 

Bu nedenle adı geçen yazıya ilişkin bu düzeltme ve cevap yazımın aynı yerde aynı puntolarla hiçbir ekleme ve düzeltme yapılmaksızın yayınlanmasını, hukuki haklarım saklı kalmak kaydıyla talep eder, aksi halde yasal yollara başvuracağımı bildiririm. 27.06.2016.


Prof. Dr. Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcı''

BU DA BENİM YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ’E CEVABIM

Sevgili Hocam.

KTÜ rektörlük seçimleri, Trabzon’un tam göbeğinden ilgileneceği bir vakadır. Seçimler kampüs içine sıkıştırılamaz. Ve herkes hakaret etmeden fikrini ortaya koyar.

Bu seçimlerin diğerlerinden çok ama çok farklı bir yönü var. 

MGK kararı ile terör örgütü olarak kabul edilen bir yapının Üniversitelerin tümündeki etkinliği, Cumhuriyetin temel değerlerinin korunması açısından kırılması gerektiğine dair bir inanç; devletin bütün birimlerinde kayda geçti. 

Ve devletin bütün birimleri KTÜ ile ilgili olarak da hassasiyetini diri ve canlı tutuyor.

KTÜ’de bir seçim var ve demokratik hakkını kullanan rektör adayları da. 

Biz dışarıdan ve içeriden bu seçimleri takip etmek, yorumlamak, değerlendirmede bulunmak zorundayız.

Bu şehirde yaşıyoruz. 

Değerlendirmelerimiz sizi üzebilir, bizim kendimize göre gerçeklerimizden, siz üzüleceksiniz diye geri adım atacak değiliz. 

Sevgili hocam.

Yazımda diyorum ki, sizin de içinde olduğunuz KTÜ yönetimi, malum yapıya karşı gerekli dik duruşu sergileyemiyor. Bunun somut verileri var. Hala dekan olarak görevde olanlardan tutun, senato ve fakülte yönetimlerine kadar.

Malum yapıya karşı, HSYK ve Dershaneler ile ilgili “Dik” duruşunuzu ne yazık ki, üniversite içinde gösteremediniz. Ben buna inanıyorum.

Bir de yazımda, Fatih Üniversitesinden direkt asistan aldığınızı yazdım.

İnkar ediyorsunuz. ÖYP’den geldi diyorsunuz.

Yapmayın hocam. 

Üniversitemizin internet sitesinde 28 Ocak 2015  tarihli duyuruya göre sözünü ettiğim araştırma görevlisini ÖYP’den değil cari usulle aldınız. 

İlan tarihi 3 Aralık 2014. 

Ve cari usul alım, ÖYP’nin aksine üniversitenin ve direkt ilgili hocanın yanı sizin kontrolünüzde  yapılan alımdır.

Ha…

Asistan olarak yanınıza aldığınız, araştırma görevlisinin Fatih üniversitesinden mezun olması onun paralelci olduğu anlamına gelmez. 

Zaten böyle bir iddiam da yok hocam.  Burada amacımız kimseyi yaftalamak değildir.

Ama sorun sizin, cari usulle aldığı personelinin arkasında durmayarak, Fatih Üniversiteli’ yi ben almadım YÖK aldı demenizdir.

Böylece siz aslında tüm Fatih Üniversitelileri paralelci olarak kabul etmektesinisz.  Yoksa neden sorumluluğu YÖK’ e atıyorsunuz ki…

Şimdi bu konuda eksik bilgi veren bir hocanın, KTÜ içinde paralel yapıya karşı dik duruyorum, mücadele ediyorum, demesinin inandırıcılığı olmadığı gibi, kamuoyunun da bundan bilgisinin olmaması da garip ve ilginçtir.

Sevgili hocam.

Bakın size bir  hatırlatmada da bulunalım.

Kesinlikle bilginiz dahilinde olduğuna inanmıyorum. 

Ama sizi seven, rektörlük seçimlerinde birlikte hareket ettiğiniz, profesör ünvanlı bazı dostlarınız, Bakan Soylu’yu telefonla arayarak rektör adayı Orhan Aydın’ı YÖK’teki görevinden aldırdığınızı söylüyorlar.

Çıkın bu söylentileri yalanlayın.Ya da doğrulayın.  Sizin böyle bir yönteminiz olduğuna inanmak istemiyorum. Ama kampüs bu dedikodu ile çalkalanıyor.

Bu doğru mu değil mi?

Bunu söyleyenlerin ağzının payını verin.

Kimse Bakan Soylu’nun adını kullanarak Üniversite’de rektörlük seçimlerine format atmasın. Sizi de yıpratmasın…