Dünya üzerinde en uzun süren alışkanlıklardan birinin Türk kültür unsurlarını, inceleme ve araştırma yapmadan veya kasıtlı olarak yabancı kültürlere mal etmek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Demir, horonun da bunlardan biri olduğuna dikkat çekti. Demir, "Hora, horan-horon, horum kelimeleri Yunanca, Rumca, Farsça, Ermenice, Gürcüce, Eski Helence, Lazca, Cenevizce değildir. Hemen hiçbir araştırmacının bu kelimeleri Türkçe'ye yakıştıramaması da dikkat çekicidir. Hora, Türkiye'nin hemen her bölgesinde oynanan bir halk oyunudur. Bulgar ve Peçenek Türkleri'nin de horan oynadığı, bu oyunun Karadenizliler'in horanına benzediği ilgi çekici değil midir? Hora, Gagavuz oyunudur ve Gagavuz Türkçe'sinde de yürürlüktedir. Düz horo/hora, moldovan horası/horosu, harmandalı hora/ horosu Gagavuzlar'ın en meşhur oyunlarıdır. Belli ki bu yörenin etkisi Türkiye'de hala canlıdır" dedi.
Türkiye'de 50'ye yakın horon çeşidi olduğunu ve bunların kemençe, bağlama, davul, tulum, zurna, kaval, tef eşliğinde oynandığına dikkat çeken Prof. Dr. Necati Demir, "Bunlar, Türkler'in Orta Asya'dan getirdikleri çalgılardır. 'Horan oluşturmak, horan tepmek' gibi horanla beraber kullanılan kelimeler ile horan oyunuyla ilgili kelime ve terimlerin tamamına yakını Türkçe'dir ve Türk kültürüyle ilgilidir. Çok az bir kısmı ise doğu dillerinden alınmıştır. Daha başka bir söyleyişle bu kelime kadrosunun
içerisinde Yunanca, Eski Helence, Gürcüce, Ermenice, Rumca ve Lazca, Cenevizce bir sözcük bile tespit edilememiştir. Konuyla ilgili kelime ve terimlerin hepsinin Türkçe ve Türk kültürüyle ilgiliyken yalnızca hora, horan ve horum kelimelerinin başka bir dilden olma ihtimali yoktur" şeklinde konuştu.