9 yaşında geçirdiği çocuk felci nedeniyle sağ ayağı diğerine göre kısa olan ve yüzde 20 özürlü raporu bulunan Caymaz, yüzde 40 özürlü raporu istendiği için engelli kadrosundan iş de bulamıyor. En son İstanbul’da çalıştığı işyerinin kapanması nedeniyle ayrıldığını ve maaşlarını alamadığını belirten Caymaz, "İstanbul’da alüminyum firmalarında çalıştım. TRT’de Gazanfer Özcan’ın ’Hüsnü Bey Amca’ dizisinde kamera asistanlığı yaptım. Enis Fosforoğlu’nun ’Mutluyuz Ailesi’ dizisinde çalıştım. En son çalıştığım dizi Zeki Alasya’nın ’Dedem Gofret ve Ben" dedi.
Caymaz, İstanbul’da son olarak çalıştığı işyeri kapandıktan sonra ayrılmak zorunda kaldığını kaydetti. Caymaz, "Maaşlarımı da alamadım, beş parasız kaldım. Manavgat’ta müzisyen olarak çalışan ağabeyimin yanına geldim. Onun kaldığı lojmanda kalmaya çalıştım. Otelde çalışmadığım için lojmandan ayrılmak zorunda kaldım. Şimdi burada otellere ses ve ışık sistemleri kuran bir işyerinde koltuklarda yatıyorum. Sibel Hanım diye bir bayan yardımcı oluyor. Kendisine ait işyerinde yemek yiyorum" diye konuştu.

YEŞİLÇAM VEFASIZ ÇIKTI
Caymaz, Yeşilçam camiasının vefasız olduğunu belirtti. Caymaz, "Annem ve babamın hatırı yokmuş, hiç kimse yardımcı olmadı. Filmsan Vakfı’nı aradım, ama bana bir türlü geri dönmediler, yardımcı olmadılar" dedi. Filmsan Vakfı’nın Başkanı Ferdi Merter’in vakfın internet sitesinde bir yazı yazdığını aktaran Caymaz, şöyle konuştu:
"Ferdi Merter ’Ben sanat camiasına iki şehit verdim’ diyor. Birisi babası Kenan Fosforoğlu, diğeri annesi Muazzez Arçay. ’Annemin ve babamın vasiyetlerini yerine getireceğim, tüm camiaya yardım edeceğim’ diyor. Ama görüyoruz ki hiç kimseye sahip çıkılmıyor. En azından bana sahip çıkılmadı. Kimsesin kimseyle görüştüğü yok. Bu kadar kötü bir camia. Rahmetli annem Mürüvvet Sim ve babam, zamanın Filmsan Başkanı Ümit Utku’nun kafasının etini yiyerek sanatçı borçlanmasını çıkardı. Bu yüzden yüzlerce sanatçı emekli olabildi. Bunun bile hatırı olması lazım. Ama ne yazık ki ahde vefa diye bir şey kalmamış."
ÖDÜLLERE HACİZ
Annesinden kendisine İstanbul Beyoğlu ve Göztepe’de birer daire kaldığını hatırlatan Caymaz, "Babam 2000 yılında afrodizyan hastalığı nedeniyle hastaneye yattı. Masrafları karşılamak için bu evleri, arabamı sattım. Bankadaki bütün paramı hastaneye verdim. Hastane masrafalarına karşılık o zaman 5 bin liralık senet imzaladım. Ödeyemeyince anne ve babama ait tüm ödül ve plaketleri ev aşyalarımla birlikte haciz ettiler" dedi.
’TEK UMUDUM RAPOR ALABİLMEK’
Zafer Caymaz, düştüğü durumu gözleri dolarak anlattı. Caymaz, "Bu şekilde devam ederse intihar etmeyi düşünüyorum. Son derece ciddiyim. Sokakta yatacak halim yok. Bu insanlar bir yere kadar yardım eder. Tek çarem rapor alabilmek" diye konuştu.
Yüzde 40 özürlü raporu alırsa hem işi, hem yatacak yeri, hem de parası olacağını belirten Zafer Caymaz, şöyle dedi:
"Ama bunların hiçbirini yapamıyorum. 9 yaşımda ayağımdan çocuk felci geçirdim. 6 kez ameliyat oldum, bir ayağımda kısalık var. Yüzde 20 özürlü raporluyum. Ama iş bulabilmem için yüzde 40 raporlu olmam lazım. Ben kimseden bir şey istemiyorum, en azından arasınlar bana bir rapor çıkarsınlar. Ben iş bulduktan sonra kendime bakabilirim. Boş zamanlarımı parklarda geçiriyorum. Önceki gün Manavgat’ta çok şiddetli yağmur yağdı. Elektrikler gitti. Yattığım işyerinde soğuktan hastalandım. Şu an hastayım ve çaresizim."