Erdoğan Bayraktar’ı seversiniz; sevmezsiniz bilemeyiz ama bir gerçek var ki, oda Türkiye gibi Trabzon’a da kazandırdığı hizmetlerdir.

Bayraktar, TOKİ Başkanlığından başlayıp,  Bakanlığına uzanan dönemlerde; Trabzon’a ayrı gözle bakmış, itina etmiş, kaynak kıtlığını ortadan kaldırarak tüm projelerine destek vermiş bir lider.

Bu yüzden olsa gerek ki, halkımız kendisine; “Efsane Bakan”, “Yiğit Adam”, “Mimar Sinan” vb. gibi yakıştırmalar yapmıştır.

Kısa zamanda vatandaşın gönlünde taht kurmayı başaran Bayraktar’ın ardından, Trabzon mum gibi erimeye başladı.

İş, aş, yatırım, yol, tünel, inşaat, sanayi vb. gibi sorunlar, Bayraktar’ın yokluğunda iyice tavan yaptı.

Şimdilerde ise birikmiş sorunların devası olarak bilinen Bayraktar için ‘Yüce Divan’da yargılanacak mı?’ tartışmaları başladı.

Bu hadiselerin Bayraktar’ın siyaset yolunun kesilmesi için yapıldığı aşikar ortada.

Ha, olmadı diyelim. Nereden aday olacağı bizce hiç önemli değil, çünkü bizim tanıdığımız, bildiğimiz Bayraktar, Fizan’dan bile aday olsa, yine Trabzon’u unutmaz, kin tutmaz, hizmetlerine Trabzon Milletvekiliymiş gibi kaldığı yerden devam eder.

Hem de adam gibi eder.

Şimdi, bu insan yargı zahmetleri ile uğraşıyor, daha doğrusu uğraştırılıyor.

Aslında, tek suçu hizmet aşkı olan böylesi hizmet aşığı, halkta karşılığı olan değerin yargılanmaması yanlış olurdu.

Çünkü Türkiye bu filmi daha öncede birçok kez izlemişti.

Ülke ve millet için çalışanlara, kısa zamanda tur bindirenlerin ipini çekmek biz Türklere mahsus bir şey.

Rahmetli Adnan Kahveci ve Koray Aydın’ı da olduğu gibi.

Ne zaman ki bir yiğit çıkar meydana, işte o zaman sorunlar yerini çözüme bırakır ama o çözümler birilerine sorun olmaya, iğnelemeye başlar.

Tıpkı, Erdoğan Bayraktar gibi.

Kısa zamanda tüm Türkiye’yi şantiyeye sahasına çeviren, yeni yaşam alanları açan, hızına yetişilmeyen Bakan’ın çalışmaları birilerini rahatsız etmiş olmalı ki, şu anda çalışıyor olması gerektiği yerde, yargılanmakla meşgul ediliyor.

Çaresizlik içinde bekleyenlerin umudu olan Bayraktar’a, bu yapılan haksızlık reva değildir.

Tüm bu başına gelenler, aynı zamanda Trabzonlunun da başına gelmiş sayılır, çünkü Trabzon ve Trabzonlu, Bayraktar’ın yokluğunda her geçen gün kaybetmeye devam ediyor…