Futbolu 100 yılın üzerinde bir zamandır oynayan, üreten, kitabını dahi ilk olarak yazan bir şehire temel konuları yeniden öğretmeye çalışmak, küstürür... Hocalarına daha evvel yaptıklarını yakinen bildiğim için "ekstra ekstra sabır, ekstra ekstra istikrar" üzerinden yazıp, konuşuyor olmamız da bu yüzdendir... Hoca haklıdır, eti senin kemiği bizim dememiz de bundandır... Bir eşikten geçilecekse sonuçları ne olursa olsun verilen sözlerin bir kerelik dahi olsa tutulması şarttır. Bu durum, ne gidenlere inancımızın azlığını, ne de kalanlara inancımızın aşırılığını ifade eder, başta burada bir anlaşalım! 
***
Evet yeni her şey... Kadro yeni, hoca yeni, yeni yeni... Ancak futbolun temel şeyleri çok bariz, net ve yıllardır da hep aynı. Elbette sabit bir on biri, bir çırpıda sayıp, koltuğuna rahatça yaslanmayı kimse beklemiyor bu zaman diliminde. Bir on biri bir çırpıda saymak için uzun bir zaman gerekiyor, çok doğru. Ancak bir 6-7 oyuncu bir çırpıda da sayılmaz mı bu kısa sürede hocam? Mevkisinde tartışmasız mükemmel performans üreten bir oyuncuyu oradan alıp başka bir alanda değerlendirmek, eksik kapamak en doğal hak ya da oyun görüşü olabilir ama ya o çok başarılı oyuncunun yerine tercih ettiğinizin üzerinde biriken yük ne olacak hocam? 
***
Her iki golde de dahli olan bir oyuncunun daha maçın başında bozulan psikolojisinin kırmızı karta dönüşebileceğini fark etmemiş olamazsınız... Oyun içinde oyun denemek için tonlarca zamanınız varken, ilk yarıda oyuncu değiştirilemez diye kural mı var hocam? Daha bir maç evvel öyle bir şeyler denemiş; takdir görmüşken üstelik… Hazırlıksız girilmiş bu ligin her saniyesi kendi içinde minik "hazırlık" iken üstelik. Neden "olmuş olana" sarılmıyorsunuz hocam? NOT 1: Yeni kurulan takımların anormal sonuçlar alması beklenen bir durumdur. Ama sezon başı ama sezon sonu... Trabzonspor verilen arada bol bol "sevgi idmanı" yapmalı! NOT 2: Hakem penaltıyı verse mükemmel geri dönüş de konuşuluyor olabilir miydi?