Öncelikle şunu belirteyim;

Finlandiya’ya gelen Ak Partililer bana bazan “Ak Parti’yi nasıl görüyorsun?” diye sorduklarında hep aynı cevabı veririm; “Ak Parti, kötünün iyisidir. Karşınızdaki muhalefet çok kötü ve bundan dolayı da milletin alternative yok! Oylarını veriyorlar”

Güya Avrupa’da organizasyonla görevli olan milletvekilini peçeteye not tutarken de 2014’te Helsinki’de görmüştüm ki, diyecek sözüm kalmamıştı.

Ak Parti’yi, bu son darbe girişiminde de gördük ki 14 yıl gibi çok uzun sürede, hâlâ daha başlangıçta gibi. Devlete hakim değil.

15 Temmuz 2016’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kahramanca davranmasa, halk sokağa çlümüne dökülmese, sonuç belliydi; karşıdakiler emellerine ulaşacaklardı.

14 yıldır iktidarda olan bir Parti var ve Haçova Zaferi gibi bir zafer elde ediliyor; 15 Temmuz 2016’daki  darbe püskürtülüyor.

Haçova’da 24-26 Ekim 1596 ‘da ne olmuştu?

Haçova’da tam savaş kaybedilirken Osmanlı Ordusu’nun
geri hizmetlilerinde olan oduncular, çadırcılar, uşaklar, deveciler ve aşçılar ellerine geçirdikleri kazma, odun yarması, balta, tırpanı kazan ve kepçeleri ile düşmana karşı saldırmaya başlamışlar, savaşın kaderi değişmiştir. Zafer kazanılmıştır.

15 Temmuz 2015’te, halk sokağa çıkıp, bombaya, tanka, kurşuna, uçağa, helikoptere kendini kahramanca siper edip; ülkesinin kuklalarca işgal edilmesini önlemiştir.

Haçova Zaferi ile 15 Temmuz Zaferi, bu yönden benzerdir. İkisinde de en büyük başarı sivillerindir.

15 Temmuz’da milletimiz tarih yazmıştır.

“Bahar” deyip, teker teker Müslüman ülkeleri kargaşaya sürükleyenler, kuklalarıyla Türkiye’de “Gezi”, “17-25 Aralık” ve “Haziran 2015 Seçimleri”nden sonra yapamadıklarını “15 Temmuz 2016”da yapmaya çalışmışlar ve bu son girişimlerinde, büyük bir hezimete uğratılmışlardır.

“Allah, korudu” diyoruz.

Kuran’da Allah bize Bakara Suresi 195’te “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız” diyor.

Bu son olaydan sonra, “Kendi elleriyle kendini tehlikeye atmış bir Parti” olan Ak Parti’nin artık amatörlük devrini sonlandırmasının zamanının geldiğini görmeliyiz.

Yurtdışında gördüğüm hataları, devamlı olarak yazdığım Ak Parti’nin, artık ilk zamanlarındaki gibi, dışarıdan gelen uyarılara kulak asması da, gerekiyor.

Sadece, seçim kazanmakla her şey olmuyor.

Halk, kendine düşen görevi yapıyor her zaman. Yetkiyi verdikleri de, işlerini tam yapmalılar.

Kadrolar, doldurulmuş ama iş yapan az.

Şunu da belirteyim; Eğer İstanbul’u Fatih Sultan Mehmet fethederken; Ak Parti’nin yaptığı gibi imam hatiplilere Macar’ın yerine top döktürme işini verseydi; hâlâ daha ‘kuş lastiği’ ile İstanbul surlarını dövüyor olacaktık.

Fatih, Müslüman olmasa da işi ehline vermişti.

Artık, görev dağılımı yaparken işi ehline vermek gerek. İmam hatipli “ilk tercihim” inadından da vazgeçilmeli.

15 Temmuz’da vatan için herkes sokaklara dökülüp, parti gözetmeksizin şehit olmaya gitti.

Herkes bundan sonra kucaklanmalı.

Allah, yardımcımız olsun.

www.facebook.com/yakup.yilmaz.fi