21’İNCİ YÜZYILDA ELEKTRİK, BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ!

Yedi mahallenin yer aldığı Akçaabat Sera Vadisinde bir yılı aşkın süredir kanayan yara halinde olan elektrik kesintileri, özellikle Derecik ve Uğurlu Mahallelerinde son üç haftadır tam anlamıyla çileye dönmüş.

Öyle ki, her sokak ve her evde gece karanlık, gündüz belirsizlik hakim…

Vatandaş, arıza bildirmek için telefona sarıldığında ise sistem, artık otomatik sıralıyor;

“Trabzon Akçaabat, Beşikdüzü, Yomra, Pelitli…”

Yani belli ki, bu sadece o bölgenin sorunu değil.

Nerdeyse her ilçede, özellikle beldeden dönüştürülen mahallerde başta elektrik kesintileri olmak bir sürü sıkıntı var.

Örneğin, bakımsızlıktan ormana dönmüş kaldırımlarda bırakın yürünmesini, otlar arasından yılanlar çıkıyor!

Derelerle buluşan ırmaklar tarım arazilerine yönelmiş.

Patates tarlasını andıran yollarda asfalt, arabayla da ağlıyor, arabasız da…

Devletimiz güçlü.

Kurumlarımızın zenginliğinden kimsenin şüphesi yok.

Zannımızca eksiklik koordinasyonda…

Organizasyon yapısının kendi içindeki iletişim zayıf, denetleme, takip sıfır.

Hasılı;

Devletin eli uzun ama sahaya dokunamıyor.

Kurumlarımız güçlü ama vatandaşa ulaşamıyor.

Sistem kurulu ama işleyişte ruh yok.

HALKLA İLİŞKİLERDE İLETİŞİM SORUNU BÜYÜYOR

Mesele vatandaşın kamu kurumlarıyla bağ kurmasından açılmışken…

Bir de işin iletişim tarafına bakalım.

Son dönemlerde, birçok kamu kurumunun vatandaşa karşı sesi var ama duygu yok.

Zira…

Güler yüz yok.

Empati yok.

Dahası, sorunların çözümüne yönelik samimi çabalar da git gide azalmakta.

186 ayrı, 153 ayrı, banka hatları ayrı…

Ama hepsinin problemi ortak;

İletişim denilen şeyin yerini otomatik cevaplar, ezberlenmiş cümleler ve geçiştirme gayretleri almış durumda.

İlk başlıkta belirttiğimiz misali…

Vatandaş, elektrik arızası için 186’yı arıyor.

Karşısına çıkan sistem, henüz nereden aradığını bile sormadan ezberini sıralıyor;

“Trabzon Ortahisar… Beşirli Mahallesi… Faroz… Pelitli…”

Yani arayanın derdini anlatması şöyle dursun, konum ve kimlik bilgilerini dahi istemeye gerek duymuyor.

Alakasız konulardan dakikalarca bahseden robottan sonra ancak ulaşabildiğiniz görevlilerin de sorunuza çözüm odaklı yaklaştığı pek söylenemez.

Dolayısıyla.

Ne derdiniz anlaşılıyor, ne sesiniz dikkate alınıyor.

Halbuki, hizmet dediğiniz şey sadece alt ve üstyapıdan ibaret değildir.

Bir kurumun vatandaşla kurduğu dil, aslında o kurumun gerçek vitrinidir.

Bu anlamda gerek çağrı merkezleri gerek halkla ilişkiler, oyalama odaklı taktiklerini bir kenara itip empati kurmayı şiar edinmeli.

Şimdi sözüm, sorumluluk alanlarındaki eksiklik ve aksaklıkları görmezden gelip, salla başını al maaşını mantığıyla sözde görev yapan ilgisiz yetkililere:

- İnsanları doğduğu yerlerde yaşatmak istiyorsanız, önce oralarda yaşamayı mümkün kılın!

- Belediyeleri kapatılan beldelerdeki yol, kaldırım, alt ve üst yapı sorunlarını çözün.

- Elektriği dert olmaktan, arızayı kader olmaktan çıkarın!

- Vatandaşla muhatap olun!

- Bilgi isteyen insanımızı bilgilendirin!

- İşinizi, memurunuzu, işçinizi takip edin!

Özetle…

Gerekirse her mahalle ortasına bir masa kurun ama hiç kimseye “Devletim beni terk etti!” dedirtmeyin!

HANİ VİCDAN, HANİ İZAN?

Ülke yanıyor.

Ormanlar tutuşmuş, ciğerimiz kavruluyor.

Şehitlerimiz var!

Görevliler, gönüllüler, vatan evlatları yangınla boğuşuyor.

Ama sosyal medyada bambaşka bir yangın:

Vicdan eksikliği…

Birileri çıkmış, yangın üstünden siyaset yapıyor.

Devletin söndürme helikopterinin markasına bakıp hüküm kesiyor.

Yangın söndürülürken, onlar nefret körüklüyor.

Geçenlerde haberini yaptık:

Tarım Bakanlığı, istilacı kokarca böceğine karşı doğaya "samuray arısı" salmış.

Böcek gibi yayılan bu sosyal medya kokarcalarına da bir çözüm gerek.

Çünkü samuray arısı gibi faydalı olamayanlar, kokarca gibi sadece pis koku yayıyor.

Bir taraf alevin içinde can veriyor, öbür taraf klavyenin başında fitne kusuyor.

Bu ülkeye helikopterden önce biraz vicdan…

Yangın hortumundan önce biraz izan lazım!

Demek istediğim efendiler!

Yangın söndürmek yerine yangından “etkileşim” çıkaranlara karşı, toplumsal bir samuray arısı bu memlekette şart oldu.

★ ★ ★

Yazmak iyi gelir.

Bana;

“apektas6161@gmail.com” adresinden ulaşabilirsiniz.

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }