Dün 3 Temmuz'du. "Tarihte Bugün" adı altında muhtemelen size televizyonlar, radyolar, gazeteler şunları aktarmışlardır. "Midilli Adası Osmanlılar tarafından alındı", "Türkiye'de ilk kez kurulan devlet konservatuarı ilk mezunlarını verdi", "Rusya'da askerler genel greve giden 6 bin kişiyi öldürdü", "Bülent Ecevit'in kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi azınlık hükümeti meclisten güvenoyu alamadı", "Tom Cruise doğdu", "Vergi numaralı hayat başladı", "Kemal Sunal öldü"

ÖLÜ TAKLİDİ YAPARLAR!
Turkuvaz Medya yayın organlarının
haricinde hiç kimse size bu tarihte Türkiye'de bir şike operasyonunun yaşandığını, Trabzonspor'un o sezon şampiyonluğunun elbirliğiyle çalındığını ve aradan 1095 gün geçmesine rağmen adaletin yerini bulmadığını hatırlatmaz.
Şike yapanların küme düşürülmediği, korunduğu, kollandığı bir ülke gerçeğini söylemez! Çünkü bir şike kardeşliği söz konusudur. Gazetelerini en çok kime satıyorlarsa, televizyonlarını en çok kimler izliyorsa ve en fazla reklamı hangileri veriyorsa, o gücün hukukuna taparlar!
Velhasıl hukukun gücüne inanmazlar!
PFDK'nın gerekçeli kararını alsalar da, kamuoyuyla paylaşmazlar. CAS'ın Bu zamana dek bu büyüklükte bir şike dosyası ile karşılaşmadık" diyerek şikeden suçlu bulduğu gerekçeli kararına ulaşıp, o çok savundukları 'halkın haber alma özgürlüğüne' katkı sağlamazlar.
Aksine "CAS'ı titrettiler, UEFA şimdi bitti" manşetleriyle algı operasyonu yaparlar.
CAS'ın gerekçeli kararı ortaya çıkınca da 'ölü taklidi' yaparlar!
3 Temmuz aslında Türk futbolunda yıllarca biriken kirliliğin oluşturduğu çöp yığının patlamasıydı. Geriye doğru gidin bakın gazete haberlerine, aynı şahıslarla ilgili "ispatlanamayan iddialar" okuyacaksınız.
3 Temmuz'un farkı daha öncekilere nispetle bu kez ortada savcı ve polisin elini güçlendiren bir kanun ve meseleyi hasıraltı edemeyecek bollukta delil olmasıydı.
3 Temmuz ne yazık ki Türk futbolunda, şikenin tüm hücrelere kadar sızdığını da gösterdi. Türk futbolunda sadece saha içinin değil hatta daha çok kamuoyunun nasıl maniple edildiğini de okuduk dinleme kayıtlarında. Gazeteye bir kulübün lehinde manşet attıran "spor yorumcuları", "Abi gidelim bir bara fotoğraf çekeyim, altına da Eskişehir'de değilim eğleniyorum haberi yapayım" diyen spor editörleri, yönetici ricasıyla "Galatasaray'dan Emenike Çalımı" manşeti atan anlı şanlı spor sitelerini okuduk.

'HERKES YAPTI' İDDİASI!

Şikeyi, ahlak kabul etmiyor. Ama mantığa kabul ettirmek için, "herkes yaptı" iddiasını ortaya attılar. Herkesi şikâyet ettiler ama sonuç alamadılar. Alamayacaklar… Acı olan kupanın el değiştirmemesi değil, acı olan bütün bu işleri yapanların neredeyse kahraman muamelesi görmesi. Ama bilesiniz ki, ahlaksızlıktan kahraman yaratılmaz. Bugün saygı gösterilen bu figürler, elbet tarih ve vicdanlara hesap verecek. Tıpkı, gençleri işkence tezgâhlarından geçirip, bir gün hasta yatağında hapis cezası alanlar gibi. Bilesiniz ki, milyonların aklında siz varsınız. Ve milyonların duaları yakalayacak sizi.
Er ya da geç!
Türk futbolunu şike değil ama şikeye karşı olağanüstü tolerans bitirdi. Trabzonspor'a yapılanlar ise, maalesef "yeni ötekiler" yarattı… Lakin hiçbir "öteki" çektiklerini unutmaz. Bunu da siz unutmayın.
Dün başörtülüler kendilerine "yapılanları" unutmadı. Önceki gün Dersimliler "yakılanları" unutmadı. Her hak er ya da geç sahibini bulur. Hakkı gasp edenler hesabını verir.
Yine öyle olacak. Yine öyle olacak.