Aile olmak…

Kutsaldır…

Mühimdir…

Bambaşkadır bu kavram bizim için.

Önemli günlerde bir arada olamazsak var ya…

Tadımız, tuzumuz kaçar.

Hatta her birimiz için yok hükmündedir o gün, diyebiliriz.

*

İnanın başka milletlerde yoktur bu denli birliktelikler.

Öyle ki.

Sırf bu yönümüze elin gâvuru gıptayla bakar.

Mesela…

Mesela, bizim kültürümüzde bayramlarda, seyranlarda aile büyüklerinin huzurunda toplanmanın ayrı bir yeri vardır.

Abi, kardeş, çoluk, çocuk, enişte, gelin, elti, bacanak…

Birbirleriyle yarışır o gün, en yakında yer alabilmek için.

*

Nitekim hepsinin amacı ortaktır.

Dedelerin, ninelerin, annelerin, babaların yanı başında olmak, onlara saygıda kusur etmemek…

İllaki şahit olmuşsunuzdur.

Birbirlerini sevseler de, sevmeseler de, o evde can ciğer kuzu sarmasıdır hepsi.

Zira başta belirttik.

Kutsal saydığımız aileyi bir araya getiren büyükler vardır.

*

Devam edelim.

*

Canı sıkılan onlara, aile büyüklerine koşar.

Hele bir de, her derde devasalar var ya…

Görün siz.

Telefonda kalır herkes.

“Nasılsın hacı baba, ilacını aldın mı?” falan filan…

Rutine uyan kız evladı sollar, hemşire kesilir enişte.

O denli yani.

*

Şimdi gelelim sadede.

*

Hayat bu ya…

Neticede herkesin süresi belli…

Gün gelir, anne babanın sesi kesilir.

Bir müddet yaslar, matemler…

Aradan zaman geçer…

*

Sonrası mı?

Şimdi sonrasını, yani bi’kaç gün evvel şahit olduklarımızı yazalım.

*

Hastane bahçesinde iki kadın…

Tahminen ikisi de 50’li yaşlarda…

Saç saça, baş başa, kızılca kıyamet!

Biri, diğerine elindeki röntgen poşetiyle taarruzda bulunurken, bir yandan da sesleniyor; “Hacı bubama bir bardak su mu verdin da, şindi maaşına göz dikiysın!”

Olaya müdahale ediyor çevredekiler.

Biri bir tarafa, diğeri bir tarafa…

Ayırıyorlar.

Panter kesilen kız evlat, başında toplanan kalabalığa anlatıyor gururla;

“Gardaşlarım! Beş ay oldu hacı bubam öleli. Benim bir ufağım var habının gocasi,  tam sümsük! Anacuğum kaldı bu rezilin eline. Ne su verdi ona ne bişe. Şindi da maaşını almak için anama rapor çıkaracak habı rezil da, edepsız!”

*

Anlayacağınız.

Kayınpederinin maaşını alan kayınvalidesine bunak raporu çıkarıp, maaşını almak istiyor gelin.

Karşısında, kız evlat da direniyor.

*

O an dedim ki içimden.

Hey gidi hacı baba!

Bu aileyi bir araya getirmek için ne çileler çektin, ne badireler atlattın.

Ne bayramlar geçirdin, ne dertlere derman oldun kim bilir.

Şimdi hallerine bak!

Tüm bu yaşananlar bir yana.

Mal mülkte bırakmışsındır ya ardında.

Onların kavgası da vardır yaşanacak.

Yazık ki, ne yazık…

Sen kurtuldun, nineyi de Allah kurtarsın.

*

Sözün özü;

Diyeceğim şu ki, sevgili dostlar.

Aile olmak önemli…

Lakin.

Bütün şartlarda öyle kalmak…

İşte bu, soru işareti!