ORADA KİM VARDI?

Maçın bittiği gibi sahaya girenleri kendini futbol uleması sanan bazı ukala tipler, holiganlar sahayı bastı dedi.
Aslında gerçek öyle miydi..?
O, kargaşada
O, kalabalıkta
O, heyecanda
O, hengamede
O mahşeri ortamda, bizzat ben tespit edebildiğim kadarı ile, yüz yüze konuştuklarımın içinde bakın kimler vardı. 
Adları bende saklı, mesleklerini veriyorum.
Çanakale’den bir hakim. Yanında Savcı
Hazine Müsteşarlığından bir genç bürokrat
Bir çok öğretmen
Bakanlıklarda daire başkanları
İş insanı
Hukukçular


Emlakçılar
Meslek erbabı insanlar
Enerji Bakanlığında üst düzey yönetici
Üniversitede araştırma görevlisi
Asistan Doktorlar
Bir üniversitede doçent sosyolog
ABD’den gelen gen bilimci


Müzisyenler
Bakan danışmanları
Külliye çalışanlarından bir grup
O anda görevi olmayan sivil polis
Ben ithalatçıyım diyen bir iş insanı

Cami hocası bile vardı.
Ben, İşletmeciyim diyen girişimci
Hatta Aktörüm diyen bile vardı.
Orada, toplumun her kesiminden her insan vardı. Orada, alayına isyan diyen Trabzonsporlular vardı.
Ve özellikle bir şey dikkatimi çekti.. Sahada olan hemen hemen herkesin ayağında spor ayakkabı vardı. Çimlere zarar vermemek için.. Böyle ince düşünen bir topluluktu sahadakiler.

ALBAYRAK AİLESİ VE ŞAMPİYONLUK

Bütün art niyetli saldırılara
Bütün algı operasyonlarına
Bütün siyasi yüklenmelere rağmen Albayrak ailesinin Trabzonspor sevgisi, elde edilene şampiyonluğun en değerli anıdır.


Hem baba Sadık Albayrak, hem çocukları başta Berat  Albayrak, Trabzonspor’un arkasında bir güç olarak durdular. Takımlarına sahip çıktılar. Üzerine düşeni yaptılar. Bir sevda uğruna, bütün eleştirilere göğüs gerdiler.
Bu şampiyonluk, Albayrak ailesine de hayırlı olsun.
Bu camia sizi seviyor. Size sahip çıkıyor.
İyi ki varsınız.

FAİR PLAY RUHU VE ANTALYA

Asılında maç bitmeden sahaya giren heyecanlı taraftarlar var ya.. Bir çuval inciri berbat edeceklerdi de bereket Antalyaspor futbolcu ve yöneticileri fair play adına çok alkışlanacak bir tutum sergilediler. 
Oynadıkları dirençli futbol fnıllarının ak sütü gibi helaldi. İyi mücadele ettiler.

Kabul edelim Trabzonspor’dan daha iyi oynadılar. Ve maç bitmeden taraftarın sahaya girmesini hiç sorun etmediler. Hiç çamura yatmadılar. Biz sahaya çıkmayız demediler. Trabzonspor’u ipten aldılar. Cesurca sahaya çıktılar. Futbolunu oynadılar.

Helal olsun.. Antalya tek bir laf bile hak etmiyor.

Saha içinde bazı futbolcularına saldırı olduğu iddiasına gelince… Çok araştırmadan bunu iddia ettiler. Sahaya girenler, Trabzonsporlu futbolculara ulaşmak için önüne düşen Antalyalı futbolcuları kenara ittiler. 

Yapılan bu.

Ben bizzat gözlerimle gördüm.. Bir çok taraftar da Antalyasporlu futbolculara sarıldı. Öptü..


BABALAR VE ÇOCUKLARI

Hasan Kurt, Trabzonspor’un bütün şampiyonluklarına o dönem 2 ligde olmak üzere gördü yaşadı. Gazeteci olarak takip etti. Yorumları ile tarihi anlara tanıklık etti. Şehirde, saygınlığı ile tanındı. Trabzonspor’un sahada masada bütün gelişmelerini haberleştirdi.

Yurt içinde dışında deplasmanlarda Trabzonspor ile beraber oldu. Son şampiyonluğu 2010-11 sezonunda da kalemi ile şer güçlerle mücadele etti.

Ve ben Ali Savaş, Trabzonspor’un 2 lig hariç, 1 ligdeki ve sonra adı süper lig olan ligdeki bütün şampiyonluklarını gördüm.. Şampiyonluk kutlamalarına tanıklık ettim.. Futbolcularla şampiyonluk turu attım.

Sonunda hem Hasan Kurt’un kızı Aybike Kurt, New York’da Times meydanında ilk şampiyonluğunu kutladılar. Özlemleri son buldu.

Benim oğlum Çağatay Savaş o da ilk şampiyonluğu, Bursa’dan gelerek şampiyonun evinde Akyazı’da gördü kutladı.

Artık babalar ve çocukları olarak çok mutluyuz çok..

ASLINDA NE OLDU?

Maç sonu şampiyonluk kutlamaları şehrin meydanında daha bir ateşli ve kabalalıklarca kutlandı. Hükümetteki 4 Bakan da oradaydı. İç işleri Bakanı konuşurken, yuhlandığına dair haberler servis edildi. Muhalif basın da üzerine çullandı.

Aslında orada ne oldu?

Olan şu.

O anda orada meydanda her kesimden her siyasi görüşten insan vardı. Doğrusu da buydu. 

Ortak duygu Trabzonspor sevgisinde bütünlenilmişti. Kurulu platformun çok gerisinde. Alanın da hemen hemen dışında sayılabilecek bir grup Soylu’ya tepki koldu. Alanın dışında. Alandakilerle alakası olmayan bir grup. 

Kendi halinde bir grup. O tepkilerini cep telefonu ile çektiler sosyal medyaya koydular. 

Bunu alan muhalif basın sanki, bütün bir alanda, bütün bir meydanda, orada o anda olan bütün taraftarların tepki koyduğu algısı yaratacak bir haber servisi yaptı.. 

Oysa, o anda Soylu konuşurken meydandaki büyük çoğunluk, şampiyonluk kutlamasını yapıyor. Soylu ile coşuyor, Cumhurbaşkanını telefonla dinlerken olması gerektiği gibi mesajlarına sahip çıkıyordu.

Algı operasyonunun bir kez daha ne kadar kötü yanıltıcı ve istenilen biçimde kullanıldığında ne kadar tehlikeli olduğunu bir kez daha gördük.


KENDİM ETTİM, KENDİM BULDUM

Şu güzelim şampiyonluk maçında.
Şu güzelim şampiyonluk şöleninin hiçbir yerinde şampiyonlukta büyük pay sahibi olan Nwakaeme yoktu. Basın salonunda Abdullah Avcı’yı tepeden tırnağa ıslatan futbolcular arasında da yoktu.
Oldu mu şimdi?
Futbol hayatımın en son transfer volesini vuracağım diye olmadık ilginç pazarlıklarla işi yokuşa sürdün be kardeşim.
Ve hatta oyundan da soğudun.
O bildik çalımlarını şampiyonluk maçından izlemek isterdik.
Ama anormal ücret talep ettin.
Bütün dengeleri bozacak şekilde.


Bu yakışmadı sana.
2+1 sözleşmeye 3 milyon Euro istedin.
2 yıllığını da peşin.
250 Eruo da pirim istedin.
Yaşım 35 son volemi vurayım dedi
n.
Öyle son vole vuran Sosa karşında örnek.
Novak da..
Acun Ilıcalı’ya kandın.
Bizde bir deyim vardır, kardeşim.
Kendim ettim, kendim buldum.
Sen de öyle yaptın

Akyazı’da akordu bozuk ses..
Şampiyonluk maçında stat hoparlöründen anons çeken dostumuz..
Trabzonsporluluğu tartışılmayacak arkadaş.
O akşam çok hata yaptın çok.
90 dakikada boyunca susmadın.
Taraftarı kendi halinde bırakmadın
Ha bire anons çektin.


Ha bire uyarıda bulundun.
Ha bire ikaz ettin.
Ve inan taraftarı bezdirdin.
Hatta, maç bitmen taraftarın sahaya girmesine de sebep oldun. O an tamam dediğin duyuldu, millet sahaya girdi.

Bir şampiyonluk maçında anonslarla bu kadar ortama müdahil olunmaz.
O tiz sesle, insanlar maça motive olamadı.
Sevgili dostum, bence kendini bir eğitimden geçir. Konu ile ilgili uzmanların bilgisine baş vur. Ve maçı bir kez de sen banttan izle, bak ne kadar lüzumsuz müdahalelerin olmuş, göreceksin.

Şöyle bir iğnenin acısını hissettirelim.
Maçtan sonra Pazar günü, Trabzonspor ilgilileri Akyazı stadına gitti. Çevreye baktı.

Sahaya girdi.. Aman Allah’ım, sanki Akyazı savaştan çıktı. Sahanın içinde kırılmadık koltuk kalmamış.. Kırılmadık parmaklıklar bile. Yedek kulübesi çökmüş. Koltuklar parçalanmış.. Bir stada anca zarar vermek istersen böyle verebilirsin. Bereket çimlerde hasar yok.

Kısa sürede stat Altay maçına hazırlanır mı..?
Vallahi şüphe var bu konuda..

Helal Olsun Ali Koç’a…!
Fenerbahçe’de göreve geldiği günden bu yana Ali Koç, Galatasaray, Beşiktaş, Başakşehir ve Trabzonspor’un şampiyonluğunu gördü, yaşadı. Ve tarihe bu anlamda tek başkan olarak geçti.. Kutlu olsun