Özellikle 3–4 net oyuncunun olmaması sonrası takım adeta savruluyor.
Savunma hattında oluşan boşluk, sadece bireysel hatalarla değil, yapısal bir sorunla karşı karşıya olunduğunu gösteriyor. Mustafa Eskihellaç ve Folcarelli’nin olmadığı denklemde Trabzonspor’un savunması adeta can çekişiyor.
Bu iki ismin yokluğunda defolar daha görünür, zaaflar daha belirgin hale geliyor. Rakamlar da tabloyu açıkça ortaya koyuyor.
17 lig maçında kalede 20 gol görüldü.
Bunun 13’ü ise yalnızca son 6 haftada geldi.
Bu artık bir tesadüf değil.
Bu, net bir savunma krizi. Beklerin yetersizliği, savunma oyuncularının formsuzluğu, sürekli yaşanan sakatlıklar ve bir de bunun üzerine eklenen transfer söylentileri…
Tüm bu başlıklar, doğrudan sahaya yansıyor. Takım savunması sadece stoperlerin işi değildir.
Bekler savunmaya katkı veremiyorsa, orta saha savunmayı destekleyemiyorsa, kaleci sürekli baskı altındaysa sistem çöker. Ve şu anda Trabzonspor’da olan tam olarak bu.
Bu yüzden “önce hücum” söylemi bu tabloda doğru değil.
İlk neşter savunmaya vurulmak zorunda. Süper Kupa, Türkiye Kupası ve lig maçları birlikte hesaplandığında önümüzde 22–23 maçlık bir süreç var.
Bu savunma yapısıyla bu geminin sağ salim limana ulaşması çok zor.
Beklerin yedeği yok.
Savunmacıların yedeği yok.
Onana’da ciddi bir form düşüşü var.
Yani sorun sadece ilk 11 değil; sorun kadro derinliği, yapı ve denge meselesi.
Bu yüzden yapılması gereken net:
Önce savunma toparlanacak.
Önce bu yangın söndürülecek.
Sonra hücum konuşulacak. Aksi halde her atılan gol, arkada fazlasıyla telafi edilmek zorunda kalınan bir yük olmaya devam edecek. Ve bu yük, sezonun sonuna kadar taşınabilecek gibi durmuyor.
Alarm zilleri çalıyor: Böyle yola çıkılmaz
Trabzonspor savunma anlamında ciddi bir kırılma yaşıyor. Ve bu kırılma artık gizlenemez, ötelenemez, görmezden gelinemez bir noktaya gelmiş durumda.
Bunlar da ilginizi çekebilir