Körebe çocukluğumuzun eğlenceli oyunlarındandı. Hepimiz biliriz, gizlenerek oynandığını… Trabzonsporlu futbolcularda Rizespor’a karşı sanki gizlenerek oynadılar ve ’aman beni kimseler görmesinler’ der gibiydiler... 

Abdullah Avcı’nn sistem anlayışı, önceki maçlara nazaran daha farklıydı ve en azından hücum oynamaya dönüktü. Fakat takımın kalitesi yetersiz olduğundan sürekli açıklar verdiler. Bunu bilen Rizespor’da ilk yarıda sadece bir kez Trabzon kalesine geldi ve Marlon’a hata yaptırdı. Penaltıyı gole çeviren Skoda’da takımını 1-0 öne geçirdi. Bu arada Uğurcan, penaltıya müdahalesini yanlış yaptı. Bu tür pozisyonlarda topa yumruk vurulur, avuç içi dokunulmazı bilmesi gerekirdi.

Neyse, Trabzonspor’un en büyük eksiği orta saha, o bölgede takımını yönlendirecek adamı olmadığından defans ile hücum bölgeleri arasında büyük boşluklar oluşuyor. Rakiplerde sorunu bildiklerinden Trabzonspor’un üzerine geliyorlar, Rizespor’da öyle yaptı ve ikinci yarının hemen başında Skoda’nın attığı şut fırtınanın kalesinde patladı. İlk yarıda Nwakaeme’nin de şutu direkte patlamıştı.

Bilal, Diabete ve Plaza’nın kadro dışı bırakılması, Pereira’nın da sinirlilik halinin devam ettiğinden kadro da yer almaması Trabzonspor takımını sanki olumlu yönde etkilemiş gibi bir hava hissettiğimi de söyleyelim. Bilal yanlışından dönen Abdullah hocayı kutluyorum. Diabete ve Plaza konusuna gelince, bence hemen kenara itilmemeleri gerekiyor, bu konuda aceleci davranıldı diye düşünüyorum. 

Tekrar maça dönelim. Trabzonspor ikinci yarıda bana göre Marlon fırtınası esti, iyi oynadı. Çok sayıda orta yaptı, çok iyi pas alış verişlerinde bulundu. Djaniny’in attığı enfes galibiyet golü öncesi de mükemmel pasını unutmak mümkün değildi. Ekuban’ın beraberlik golünden sonra çok istekli bir takım sahada gördüğümüzü de söyleyelim. Nwakaeme-Djaniny ve Ekuban üçlüsünü çok beğendim. Victor Hugo ve Edgar’ın savunmada önemli işlere imza attıklarını da belirtelim.

Baker’in yerine Yusuf Sarı oyuna girdikten sonra Trabzonspor takımının daha bir hücumsever oldu. Bu da bordo-mavili takımın eski kimliğine büründüğünü gösteriyor ki, Trabzonspor zaten böyle oynamalıdır. Eminim ki Abdullah Avcı’da bunu böyle istiyordur, ama takımın kalitesi sıkıntılı olduğundan fren yapmak zorunda kalıyor. Zaman gerekiyor, sabırlı olmak gerekiyor da, bunu Trabzonspor taraftarlarına anlatmak mümkün değil gibime geliyor. Yanılıyor muyum?

Sonuç olarak Trabzonspor, iki hafta sonra galibiyetle tanıştı. Abdullah Avcı’nın Trabzon karnesine baktığımızda, hiç mağlubiyeti yok. İyi mi, iyi gibi diyelim ve noktayı koyalım. Not; Rizespor galibiyetinin bir başka önemi de şu oldu. Ziraat Türkiye Kupası’nda Adanademirspor’a elenen Trabzonspor’u rahatlattı.

Bir de, öyle ya da böyle Trabzonspor 17 puana ulaştı. Unutmayalım ki, öldü denen Trabzonspor ile Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında da büyük puan farkı da yok.

NOKTA…