Patronla sadece üç yıl oldu tanışalı…

Bu kısa süreye rağmen mükemmel bir bağ var aramızda.

Öyle ki, hemen hemen her gün muhakkak görüşürüz.

Bazen günde iki kez…

Çok seviyoruz ki birbirimizi…

Öyle böyle değil yani.

*

O kadar akıllı ve ince ruhludur ki Patron!..

Aramızdaki bütün bağ, özellikle nezaket üzerine kuruludur.

Sevgimizi sürekli ön planda tutup, birbirimizi mutlu ve huzurlu kılmak için özenle çabalarız.

*

Değerli okuyucularım.

Patron, benim dostum olan biricik köpeğimin adı.

İnanın dostumdur diye demiyorum, bizi tanıyanlar bilir.

Kendisinin bir hayvan olmasına rağmen, hiçbir zaman arsızlık yapmadığını özellikle vurgulamak isterim.

Mesela, aynı alanı paylaştığı tavukların ve ördeklerin yemeğine hiç tenezzül etmez.

Sırasını bekler, hakkına razı gelir ve asla hırsızlık yapmaz.

Uygun olmayan bir davranışı halinde kendisine sadece “Şşşt, yakışmıyor sana!” diye uyarıda bulunmam da kâfidir.

Sağ olsun O’da bu telkinim üzerine, yaptığının yanlış olduğunu anlar ve sergilediği yakışıksız tutumundan anında vazgeçer. 

Hatta çok nadir de olsa yaşadığımız bu gibi durumlarda, Patron’un sırf mahcubiyetinden dolayı kulübesine girip, saatlerce dışarı çıkmadığına şahit olmuşumdur.

Demek ki neymiş efendim, yeri geldiğinde bir hayvan bile ar edip mahcup olabiliyormuş.

*

Günümüzde bazı insanlar tarafından yapılan arsızlıkları, hırsızlıkları, edepsizlikleri, hayâsızlıkları, tutarsız ve ahlaksız davranışları bir yere koyup isimlendirebilmek adına bu detaylar oldukça önemli.

Arsızlıkları ayan beyan ortada olan insanların, bu ve benzeri durumlarda hiç sıkılmadan toplum huzuruna çıkmaları ne ile izah edilebilir, artık siz söyleyin!

Hele hele bir köpeğin bile ayıbı, terbiyeyi, nezaketi ve hakkaniyeti öğrendiği yerde, kainatın en donanımlı canlısı olan insanın bu vasıflardan bihaber yaşamasına ne demeli!... 

İşin garip yanı ne biliyor musunuz?

Karşınıza geçtiklerinde ne yüzleri kızarıyor, ne de gözlerini kaçırıyorlar.

Perde yırtılmış vesselam.

Şahsen ben, bu gibi insanlarla muhatap olmak zorunda kaldığım zamanlarda tansiyonumun yükselip yüzümün kızardığını hissederim.

Hissederim hissetmesine de!..

Endişem, sayılarının gün geçtikçe artmasındandır.

*

Sonuç:

Ar damarı yırtılmış insanların yapılacak geniş çaplı bir çalışmayla beraber toplumdan tecrit edilip, tedavi edilmek üzere müşahede altında tutulmaları diğer insanların selameti için çok faydalı olacaktır inancındayım.

Aksi takdirde belediyelere büyük görev düşüyor.

Barınaklar.(!)