Balıkesir'de işitme ve konuşma engelli bir genç, tanımadığı kişilerce öldüresiye dövüldü.

Balıkesir'de bir ortaokulda din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olan Halil Çelik'in işitme ve konuşma engelli oğlu Eyyüb Ensari Çelik (20), iş dönüşü evine gittiği sırada önünü kesen kişilerin tekme, yumruk ve sopalı saldırısına uğradı. Evine 50 metre kala meydana gelen olayda Çelik kanlar içinde yere yığılırken, saldırganlar kaçtı. Çevredeki vatandaşların haber vermesiyle ailesine ulaşılan genç, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Anafartalar Polis Merkezi'nin arka sokağındaki okulun önünde meydana gelen olay güvenlik kamerasına da yansırken, görüntülerde iki kızın da bulunduğu grubun beklediği ve hedeflerindeki şahsın geçme anını kolladıkları görüldü.

Baba Halil Çelik, bu tür olaylarda işitme ve konuşma engelli insanların gözlerinin onları hayata bağlayan tek organları olduğunu, görme engellileri de kulaklarının hayata bağladığının asla unutulmaması gerektiğini söyledi. Acılı baba, "Ben bunu insanlığa sığdıramıyorum, illa dövüşeceklerse de kolunu, bacağını kırsınlar" diyerek tepki gösterdi.

Baba Çelik, "Oğlum 20 yaşında, Bursa'da okudu. Doğuştan işitme ve konuşma engelli. Yüzde 61 özürlü raporu var. Okulu bitince hayatı öğrensin diye işe verdik, burada bir fabrikada özürlü kontenjanından çalışıyor. Her gün aynı saatte servisten inip eve gelir. Olay akşamı bize komşu haber verdi, gittiğimizde çocuk ölü gibiydi. Sonra polis ekipleri geldi. Ambulansla hastaneye götürdük. Çok korktuk. Gözü çok kötüydü, kafası yarıktı, kan kaybetmişti. 'Öldü' diye bırakmışlar. Hiç kimseyle bir alıp veremediği yok. İşine gidip geliyor. Biz gözünü kaybetti diye çok korktuk. Çünkü onu hayata bağlayan zaten iki gözü, birini kaybetti diye çok korktuk. Bence buna vuran insanın çok iyi düşünmesi gerekir. Bir amanın kulağına, sağır-dilsizin gözüne dokunulmamalı. İlla dövecekse kolunu, bacağını kırsın. Ben bunu insanlığa sığdıramıyorum. Ben şu an çocuğuma 'gel dışarıya çıkalım' dediğimde öbür gözüme de vururlarsa diye çok korkuyor. Duyarlılık gerekiyor. Nasıl düzelecek, onu da bilmiyorum. Kamera görüntülerini izledik, olayın öncesinde bir kumpas var gibi. Orada bekleyenler var, bir dakika öncesi benim çocuğumun geçtiği yerden geçen biri var, aynı profilde. Bu çocuğun yanlışlıkla bu hale getirildiğini düşünüyorum. Yapanlara da artık insanlık adına söyleyecek hiçbir kelime bulamıyorum" diye konuştu.

Anne Fatma Çelik ise, oğlu Eyyüp'ü yerde kan gölü içerisinde görünce fenalaştı. Evde evladının başından ayrılmayan anne Çelik, "Bize komşu haber verdi, kaza oldu, araba çarptı zannettik. Çocuğumu kanlar içinde görünce çok üzüldüm. Polisler geldi, ama kendi derdimizle kendimiz ilgilendik, bizi hiç dinleyen bile yok. Ambulansa binmek istedim, işitme engelli dedim, beni almadılar. Başka arabayla gittik hastaneye. Ne olduğunu anlayamadık. Bunu yapanlar yakalanırlarsa en büyük tesellisi o olacak. Kapı açılsa, ne zaman telefonla konuşsak her defasında 'Yakalandılar mı?' diye soruyor bize" dedi.

Öğretmen baba Halil Çelik, olayın başkası için kurulmuş bir kumpas olduğunu, ancak oğlunun yanlış hedef seçilerek saldırıya uğradığını belirtti. Bir okulun güvenlik kamerasındaki görüntüleri inceleyen baba Halil Çelik, oğlunun eve yaklaştığında geçeceği yerden çok kısa bir süre önce aynı fizikte başka bir şahsın geçtiğini, ardından Eyyüb'ün geldiğini ve ara sokakta önü kesilip öldüresiye dayak atıldığını anlattı. Çelik, "Oğlumun kesinlikle kimseyle bir konu yok. Defalarca sordum; tanımıyor, bilmiyor. Hırsızlık amacı da yok, telefonu yanında, parası zaten yok. Başka bir olaya kurban gitti diye düşünüyorum. Ben sadece merak ediyorum, bu özürlüden ne istediniz? Kendime vursalar o kadar umurumda olmaz" diye konuştu.

Bu arada, olayı öğrenen Eyyüb Ensari Çelik'in kendisi gibi işitme ve konuşma engelli arkadaşları eve akın etti. Arkadaşlarını ziyaret eden engelliler, olayı Eyyüb'ten işaret dili ile dinlerken üzüntüleri ve öfkelerini ifade ettiler.

Aile olayın peşini bırakmayacaklarını belirtirken, polis güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerdeki gençleri arıyor.